BİLİM Denen Neymiş? (Bilimde Rolü Kime Veririz?)

BİLİM Denen Neymiş? (Bilimde Rolü Kime Veririz?)

 


Şadırvan’ın yıllardır söyledikleri var temel konuların hepsinde

Bir bütün olarak ‘kişilik eğitiminden’ bahseden fikir disiplinlerini anlatıyor
Bunların metot olarak ortaya konulmasının niçin şart olduğunu açıklıyor
Tüm temel soruların cevap olana kadar izlediği ciddi yol- süreç aynıdır

 

BİLİMİN TEMELİ SANATTIR
Hayat bilim üzerine değil sanat üzerine kurulmuştur

Sanat, sevmenin sanatı…

Sanat, hakikatin gizleniş sırrıdır
Bilim, sanatın delillendirilmesidir
İlim, bilime ‘kendinde şahit olmandır’ Laboratuar SEN!
İlim, “evrende senin ‘her yerde bulunarak’ yaşadığına” şahit olmandır
Hakikat, Aklın Amaca şahit oluşudur. Hayat SEN!
Mutlaklar ilk çırpıda bunlardır

Sanatı bilmeyenin bilimle uğraşması ‘akademiciliktir!’ Topluma zarar açar
Bir çalışma veya bilim, ahirle zahirin.. makroyla mikronun, AFAK’la ENFÜS’ün
Aynı ESASTA, aynı ANDA, aynı uyumda ORTAK yaşadığını kanıtlamasıyla bilimdir
Kanıtlamıyorsa o bilim ‘mutlak’ değildir
Yapılan o çalışma, bilim adıyla yürütülen maksatların laboratuar notlarıdır sadece
Mutlağın tanımı şu: Makroda olanın mikroda da sürgitliği /uyumu. Diğer deyişle
Zahirde olanın ahirde de sürgitliği. Ahirde*1 olanın zahirde de sürgitliği ve uyumu

ÖzCümle ‘Mutlak olanın’ anlatılması,
bir şeyin batında oluşunun kanıtına ‘zahirdeki sürgitliğinin’ gösterilişidir
Perde arkasında yaşanmakta olanı, perde önündeki varlığıyla göstermektir
Sonuç: MUTLAKLIK, hayat hadiselerinin birbiriyle aynı işlemle akış paralelliğidir*²
Yukarıdaki bağlamlardan biri dahi kopuksa ‘hayatı yaşayan bir sanatçı,
hayatı yaşayan bir bilimci ve böylece hakikatini yaşayan bir insan yok demektir

   (*1) Ahir ‘ortaya sonradan çıkacak olan’ değildir. Perdenin şu andaki arkası demektir
   Ahir’in her yerde en genel ve mutlak tanımı için baknz.
   (*2) Mutlak Ne Demek?

 

 

BİLİM Denen Neymiş? (Bilimde Rolü Kime Veririz?)

Bu Seri Yazılara Önce Şöyle Başlamalıyız Ki Bilim Neymiş Görelim:

 

BİLİM nedir? Çağımızda nedir? Bilim denen slogan, kimlerin tekelinde?
Bilim nerededir? Bilimde rolü kime veririz?
Özellikle -bu çalışmalarımızdan sonra tespitlerimiz yanılgısız olabilir ancak

Yıkıcıların inandırdığı kurallar DEVLET ANAYASASI oluyor da
senin inandığın kurallar niçin ANAYASA olmuyor?
Yoksa, kimsenin inanıp-inanmamasını bir yana bırakıp
‘kendi inanç nedir’imi toplumla paylaşıyorum’ deyip ne dayatıyorum acaba!
Ya da tüm bu anayasalar,
benim senin ve kimsemizin inanmadığı bir nizam sağlayıcılık mıdır?
Ya da “benim inancım (bilim!) oluyor da senin inancın niçin din oluyor?!”
“Ben bilimciyim! Sen niçin dincisin durduk yere!”

 

Bilim nedir? Din nedir? O halde konulsun ortaya da görelim ki neymiş?

 

Favori uygarlık, şayet kendi dinini BİLİM diyerek yutturmadıysa
peki bu bilim, insanlığı niçin mutlu edemiyor? Niçin zulüm ve çoklu standart?
Hala gözünün içine baka-baka yalan bir uluslararası ilişkiler
Güvensiz toplum olmakta dünya birincisi devletlerde şu salya-sümük bilim
Bilim adıyla ‘her sahamızda anayasa olan’ şu kirli din, kimin dini?

 

 

İnançlarının İnanç Olmadığını, BİLİMLERİNİN BİLİM OLMADIĞIYLA İspatlarım


BİLİMDE AMAÇ, SANATI İSPAT ETMEK

Bilim bunu ispat ettiği an, o bilim mutlaktır
Edip etmediği ‘insanlığı mutlu edişiyle’ ölçülür
Mutluluk güvenden hasıl olmalıdır, narkozlardan değil
MUTLULUK, işleyişin düzenliliğine hayran oluşluktur

 

Bilimin AMACI OLMASI lazım değil midir? ŞART değil midir?

Bilimde amaç ‘insanlığın huzuru-saadeti’ değil midir?

Güneş ışığının dahi bir amacı yok mudur? Amacı olmayan bilim,
“amacı olan bir ışık kırılmasının” sebebini nasıl ölçebilir ki?
Ölçse acaba ölçmüş müdür ki? Hangi amaca hizmetle ölçmüştür?!
Çıkan sonuçtan NE ANLADI DA yığınlara ne anlatabilecekti ki?
Ölçtü-biçti de ‘hayatın amacını’ çözdü, bildi mi? Bildi ise bu mudur tatbiki?
Toplumlara uygulattığı şu barış çubuğu sanat,
şu barış çubuğu siyaset-bilim-hukuk-iktisat devrimleri BU MUDUR?
Bu değil ise şimdi burada şu soruyu sormak icap eder?
Ölçüyü nereden alıyorsun? Hayat cevaplarını hangi defileden giyiniyorsun?
Bu defile hangi egemen güçlerin podyumudur?
“Dünya huzurunun hedef alındığı bu kampüsler” kimlerin poligonudur?

 

Bilim AMACIYLA bilimdir, safsatalardan kurtarıp insanlığı mutlu etmektir!


Bilim, Sanatın delillendirilmesidir. Amacı vardır, insanlığı mutlu etmek. Bu YOK!

Amaçtan mahrum bilim, Siyonizim Dinidir. Tüm üniversiteler bu dinin dergahı
Laiklik lafıyla bilimselliğe ulaştıklarını zannedenler çağın bilimini sorgulasın
Bilim AMACIYLA bilimdir, safsatalardan kurtarıp insanlığı mutlu etmektir
Bilimin bilim olmadığını, burasından tutarak sorgulanacağını düşünemiyorsun!

Amaçsız bilim, bugün kandırıp güttüğü sürülere ‘bilimsel amaçlar’ tayin ediyor!
Amacı bilim olmayan DSÖ vb. kuruluşların ‘yıkıcı bir dinin’ köleleri olduğunu,
Yapay Zeka adıyla safsata gazlayan bönlerin, köle olduğunu anlamıyor musun?
İnsansız Toplumlar yaratma hedefine amaçlandıklarını hiç fark etmiyor musun?
YAPAY İnsan lafı İTİCİ olduğundan ‘şimdilik YAPAY Zeka’ diyenlerle yürüyorsun
Robotu allayıp-pullayıp ‘zeki mahluk’ dedirtmeye doğru gidenlerle yürüyorsun
İnsanı ortadan kaldırmak amaçlı bilimin, Şeytanlık dini olduğunu göremiyorsun
Yarın bu gidecek şu gelecek, gerici gidecek ilerici gelecek dedirtilip duruyorsun
Nelerin atılıp nelerin getirilmeye çalışıldığını göremiyorsun. Nasıl görmüyorsun?
İnsanı yüzlerce yıldır unutturdular. Yarın esamisi de kalmayacak, insan bitecek!
Amigoluğunu yaptığımız bilim bu mudur? Bu hiç bilim olabilir mi? Bu hangi DİN!?
Bu resim ‘içlerinden çıkan tek-tük pozların değil’ bilim kürsülerinin ortak rüyası!

 

‘Şımarıklaşmış çocuğu olan şu teknolojisine’ güya söz geçiremeyen bilim!
‘İnsan -insandan gelmesin de- ister makinelerden gelsin, ister maymunlardan…’
Daha da olmadı Ufolar’dan gelsin diyen bilim, hayat kaynağına soy ağacı biçiyor
Bu nasıl olabilir? Mümkün değil olamaz! ‘Seni biri yaratıyor, onu da başka biri…’
Olamaz! Çünkü
Alemlerin en yasası şudur: ‘En tepede VAR olan, en etekteki varlıkta da yaşıyor!’
Arada hiç KARBON KAĞIDI YOK! Alemler arası ‘geçiş gümrükleri var’ o kadar
Bu gümrük kapıları olmasaydı alemin tüm etekleri şüphesiz yanar kavrulurdu
Mutlağı şöyle tanımlamamış mıydık? “Makroda olanın mikroda da sürgitliği!”
‘Bu zahirde olanın ahirde de sürgitliği. Ahirde olanın bu zahirde aynen sürgitliği’

En tepede VAR olan, en etekteki varlıkta  yaşamasaydı O her yerde olamazdı!
Alemler, farklı eyaletlerin birleşmesi sonucunda oluşturulmuş anlamı doğardı
Tevhit yaşanamaz olurdu. TEK Amaç /Tek Kudret, eyaletlere göre arz edilirdi
Alemlerin kalbi tek yerden, tek amaç için atmazdı. Bilim YOK olurdu, olamazdı
Mimarın, eserinin her yerinde olamaması, Bilim dışıdır, tasavvur dahi edilemez

Bu yasaya aykırı kürek çekenler /BİLİME AYKIRI OLANLAR bunlardır
Adı İslam olan din, bu ahirle şu zahirin AYNI ANDA yaşanması itibariyle bilimdir
Bilim bunu ispat ettiği an, o bilim mutlaktır. Bilimde amaç, sanatı ispat etmek
Edip etmediğini de ‘insanlığı mutlu edişiyle’ ölçmektir
Mutluluk, güvenden hasıl olmalıdır, narkozlardan değil
MUTLULUK, işleyişin düzenliliğine hayran oluşluktur

Teknolojiler safsatadan mütevellittir sağlaması gereken mutluluk karşısında!
Geçici mutluluklar da safsatadan bir sevindirikliktir, adalet karşısında…
Şımartılmaktan mütevellit teknoloji, safsata bilimin amaçsız çocuğudur

 

ZULÜM, ‘MAKİNELER ÇAĞINI’ BAŞLATMIŞTIR
Zulüm, İnsanın Amacında Durduruluşudur

Zulüm tanımımız, pis maksatlı bilimin çirkin mahareti sonucuydu

Gizli baskı yoluyla -zihin kontrolü, parlak çağını yaşadıktan sonra
elde edilen semere, ‘Makineler Çağını’ başlatmıştır
Sabit Makine (Pc.) programlarından, Mobil (Yürüyen Robot) makinelere geçişle
insan toplumlarına artık açıktan baskıya 30 yıl kadar çok az süre kaldı (şayet!)
Neyden mi bahsediyorum? Zihin kontrolü çağı bitiyor, görevini tamamladı
Bu yolla elde edilen semere, ‘yapay zekaya’ maalesef inanmayı meydana çıkardı
İnsanın reddedilmesini gerçekleştirdi. Amacını unutturdu, bilgiyi bunda kullandı
Yığınların-kitlelerin yapabileceği bir şey kalmadı. Yalnız özel eğitim alanlar hariç!
Bunlar (‘kişisel eğitim’ zırvası değil, KİŞİLİK EĞİTİMİNİN) özelliklerine inenlerdir
Bu mürettebattan gayrısının dur diyebileceği bir çap değildir bu aşikar tehlike

Yıkıcıların ‘bilim’ dedirttikleri, sadece İslam’ın dışında kalan gerekirse her din idi
Bilimin bu zulme dönüşmesinin tek sebebi, insansız toplum kurmak dinleriydi
Masonizmi -en kökü, en maksadı, en planı çerçevesinde şöyle tanımlamıştık:
Masonizm, İnsandan daha üstün bir soyun olduğuna inanmak ve inandırmaktır
RoboCop filmleri, UFOculuk dini, yapay zekalı din.. vs. sonuç: Mobil Makineler!
Bunlar insandan üstün! Ve daha da en üstünü ‘secde firarisinin’ dini, İsyanizim!
Evrensel Hukuk diye gazlanan ‘hukukun üstünlüğü’, böyle hukukun istibdatıdır
Bu vatandaş tüm bunların üzerinde durdu. Her bir konuyu makale makale işledi
Kavramların birbiriyle örgünlüğü, amaçta-devrimde tutarlılık gözetilmesindendi
Yıkıcının planı ‘biliniyor’ olmasındandı ve insanın amacı her çağda hep aynıydı
Bunu sadece ben bilen özel biri olamazdım. İNSAN’ı bilmem buna yeterliydi

 

 

 

BU ÇAĞ ÇOKTAN KAPANDI. Hiçbir karanlık çağ, bu kadar uzun koşmadı

 

Çağı bitiren şey ‘çakma bilim’ oldu

 

Anabilim dalı olarak dikilen ‘ideolojik işleyişli tek bir ÇARPIK AHKAM’,
o çağın eğitimindeki tüm kürsülerin, hükmün esasta ortadan kalkmasına
(artçı depremler gibi) yeter de artar bile! Bilim bütündür
Amacı her kürsüde tek: İnsanı mutlu etmek, çağda güven tesis etmek
Bilim, sanatın delillendirilmesidir
‘Din bir afyondur’ demişti ya Siyonizmin siparişçi kalemi…
CEVAP OLSUN: Kanıt diye yastığa yaslandırılan bilim, teknolojinin afyonudur

İşte bu bilim, birilerinin DİNİDİR!
Tüm anayasaların baş tacı, şu referans şey, şu enjektör
yani ‘çakma bilim’ TEKNOLOJİNİN AFYONUDUR
Bilinçler konforculukla esir edilirken mantıklar teknolojiyle narkozlanıyor

HANİ NEREDE LAİKLİK?!
Sözlerimin işaret ettiği doğruyu ister kabul et, ister etme
Söylenen her doğru, şayet bir yaşanmışlıktan çıkıyorsa
Sözlerimiz işgal mantıkları çoktan yerle yeksan ETTİ
İşte tüm karanlık çağa böylece GEDİK AÇARIZ

Senin bakışını değiştirmezsem fikrime yuh olsun
Gözlerin, kalbinin aynası değilse sana yuh olsun

Bu çağ çoktan kapandı. Hiçbir karanlık çağ bu kadar uzun koşmadı
Karanlık, görevi tamamladıysa da bunun hala sürüyor olması,
‘aydınlık isteyenlerin’ inançta şekilciliği terk etmemesinin sonucudur
(‘Bu Çağ  Çoktan Kapandı’ konusunda ayrıntılar)

   (*1) LAİKLİK (3) Dinle Bilim Ayrı Şeyler Midir?
   (*2) LAİKLİK: İsyanist BİLİM’in Kendiyle Yüzleşmeyen Martavalı
 
 

 

Bilim Deriz, Evet Ama Bilimde Rolü Kime Veririz?!

 

Hayatın Temeli Ne? İnsan Kim? Amacı Ne? Nasıl Düşünür, Düşünce Nedir?

 

Nasıl akleder, düşünmek nedir? Aklediş-fikrediş nedir?
Duygular neremizden gelir?
Duygu, (nasıl olur da) düşünce denen seviye kaybına evrilir de köküne,
yani çıkış aldığı öz duyguya parazit olur, Bu nasıl olur? Ne yaparsak olmaz?
Bu parazitlerin zihindeki işgallerini ne yaparsak ortadan kaldırabiliriz?
“Düşünce başka, düşünmek başkadır” derken ne demek istiyoruz?
Nerelerden önermeler, ispatlar getiriyoruz?
Niçin (sadece bu konuyu) ciltlerce yazıp üzerinde durmuşuz?

 

İnsanın temel sorunu nedir? Düşmanı kimdir? Kendi değil midir?
Dostu da kendi değil midir? Eğitim işte bu üzeredir


Şadırvan’a göre tahsil ve disiplinin amacı, bilgi değil

‘dost ve düşmanı ayırt edebilmek’ olarak açıklık kazanır
Çünkü insan güven arar, güvenin peşindedir. İnsan güvendiğini sever
Eğitim, ‘sevmek’ içindir, sevmenin tahsilidir. Eğitimde aşama,
‘kabiliyet ve tasarrufun’ hangi taraf adına sarf edileceğine karar vermektir
Bu, bilgiyle değil kendini bilmekle gerçekleşecektir
Son tahlilde EĞİTİM, bilginin irade kazanarak enerjiye dönüşmesidir

Bu eğitim gerçekleşmeden huzurumuz yoktur, dünyamızı yönetemeyiz
Şu an “Dünyayı Hayvanlar Yönetiyor*¹” Yönetenlere baksak da görsek:
Kendi zulüm yönetimlerini kanıksatma üzerine mektepler açmışlar
Buna uygun maksatlı anlayışları çoğaltma, aşılama müktesebatı yazıp-çizmiş,
bu müktesebatlarını bilim diyerek insanlığa yutturmuşlar. İspat, şu basit örnek:

Şadırvan’ın eğitimde çelişki olarak en basitiyle ortaya koyduğu şu:
Eğitim varsa özelleştirme yoktur, özelleştirme varsa eğitim yoktur!
İkisinden biri!

Nasıl mı? Çünkü işletimlerden sorumlu amirlerin çapsızlığı, bana ne’liği yüzünden,
iktisat bilimi ‘özelleştirme şartını’ reçete kabilinde dayatırken
ama buna rağmen eğitim kurumları ‘bana ne’ci insan üretiyor!
Düzenin eğitim sonucu ile kamu politikte gelinen bu çelişkinin ilmeği açılamıyor
Kapitalizmin tıkadığı çook çok açmazlardan biri de budur mesela
Particiliğin ürettiği -amirlerin siyasetle güdülmesinin yarattığı bane ne’lik de extra
İşte, ÖZELLEŞTİRME akımlarıyla devletleri şirketlerin yönetmesi ideolojisi!
Kapitalizmin güya gerekliliği, güya meşruiyeti. Kim inanırsa buna? Ama şu, gerçek
Eğitim varsa özelleştirme yoktur. Özelleştirme varsa eğitim yoktur! İşte böyle

 

Bilim deriz, evet ama bilimde rolü kime veririz?!
Bilimde referans kim, bilimde amaç ne?

Ki bunu gerçekleştirebilmişler midir?
Günümüzden bahsediyorsak hayır! Nedeni, amaçsız bilmin tetikçi profları!

Bunlarla her alanda çarpışmayı göze alacak yapıcı insanlar tek tek çıkarken
bunlar kendilerini nasıl eğitmişlerdir ki çağı ısrarla alenen gözlemliyorlar?
Yoksa herkes bir şeyleri kritik ediyor, eleştiriyor, değerlendirmeye uğraşıyor
Fakat kendimizi ele aldık mı? İnsan ilişkileri nedir?
İnsanın kendiyle ilişkileri nasıl olmalıdır?
Şayet ‘bilgi ve bilim nedir’ konusunu bilmez isen
teknolojinin sensör boncuklarıyla ‘stres ölçme kiti’ yapan prof kılıklı birinin
‘bunu ben buldum’ diyerek
b.kundan boncuk çıkan çocuğun sevinmesi gibi bir komikliği anlayamazsın!

 

 

Bilim Ağa’nın Teknoloji Çiftliği Var. Çiftliğinde Üniversiteler…

 

Sensörleri birbirine devre yapıp ve bazı mekaniği kabloya bağlayanların
sürüsüne bereket şu günümüzde, 13 yaş grubuna has bu çaplara,
‘ÜLKEMİZİN BİLİM ADAMI’ diyen ahmaklara güler geçerim!’ Bilim başka,
teknoloji başka! Hazır sensör oyuncakçılığı başka, BİLGİ ÜRETMEK başka!
‘Stres NEDİR?’ Konu hakkında yazılmamışı, söylenmemişi, bilinmemişi,
hiç öyle değerlendirilmemişi ve zihinde bunun kilidini gösteren ve de
anahtarını ispatlayan yepyeni iddiayı ortaya koy da sana:
‘Bilgi Üreten İnsan’ desin uzmanlar…
Gerçek üniversiteler, BİLGİ üretirler, teknolojiyi piyasa üretir!
Bu yüzden gerçek ölçülerce üniversiteler sıralamasında ciddi derecen yok
Tezlerin internetten şu indiriliş çağında, profluğun kıymeti harbiyesi ne ki?

İşte, Doğu’da da-Batı’da da.. böylesine ‘zihin keşmekeşli yığınlar içinde’
bu dolmaları yutma amaçlı yetiştirilmektesin! Bu işgale panzehrin NE?
Bu işgaller çağında zihnine YAMA’nan şartlanmalara panzehrin ne?
Panzehrin olan FİKİR, insanın kendini tanımasıdır, tanıma metodudur
Kendinde her şeyi ‘şartlanmasız ölçüler’ üzerinden tanıma metodundur
Kendini bilen, her türlü işgalden kurtulmayı bilir
Uygulayacağı kadar semeresini alacaktır
Profesör ile şebeği birbirinden ayıracaktır, bilgi ile soytarılığı,
bilim ile teknolojiyi, teknoloji ile illüzyonu, buluş ile sihri,
ezcümle: ‘bilgi ile bilgeyi (erdemi)’ ayıracaktır. Kesin ve net hem de!
Bunların da dinle, İslam’la, imanla hiç ilgisi yok, değil mi?
‘Bilmek, özgürlüktür’ olana kadar, daha bir şey bilmiş değilsin!
Bu özgürlüğünü sana öğretecek ustayı şirk say fakat üniversiteyi put edin!
Evladım yırtsın deyip kıytırık işler yapan üniversitelere sağıl, emeğini çaldır!

Teknoloji başka şey bilim başka şey iken
çağımızda teknoloji, bilimin şımarıklaşmış çocuğu iken
ayrı olan bu kürsüleri ayırmadan, cep telefonunu bilim diye yutan yığınlar,
‘bilimle din ayrıdır’ dedirtilerek akıllarına yama vurdutmuş bu esir zihinler,
ve ‘bunlar din yazısıdır’ diyecek kadar akledişten uzak kimselerce
ve bu yazıları, dinlerine uygun bulmadıklarını düşünen müşriklerce
“bu müellif felsefe yapmaktadır*² değil mi?” Zira
bu yazıların Bilimle-İslam’la ilgisi yok! Sadece sarımsak falı bakıyoruz! Öyle ya

TEKNOLOJİYE Secde Etmiyor Muyuz? başlığında yazı devam ediyor
Konuda bir önceki yazı Sanat. NEDİR SANAT? Nedir Bilim?
 
/Okyanusta Şadırvan. 2012-2015

_______________________________________________________

       (*1) “Dünyayı Hayvanlar İdare Ediyor/Abdulkadir DURU”
      (*2) Burada vurgulanan, Demek ŞAİR, Demek FELSEFİK! Peki, Kim Bu? yazısında
      tafsilatlı izah edilmiştir!
 
İlgili Yazılar
 
AKIL Nedir?
        MANTIK Nasıl Çalışır Ve Zihin Kendisini Niçin Göstermez?
        ZİHİN İŞGALİNE ‘DUR!’ De
              
ZİHİN İşgalinden KURTULMAK
              ZİHNİYET mi? ŞAHSİYET mi? İşte ‘açık ara’ Ayrıntılar
        BİLİNÇALTI Nedir?
        Düşünce ile DÜŞÜNMEK Arasındaki Fark (1)
              Düşünce ile DÜŞÜNMEK Arasındaki Fark (2)
              Düşünce Başka Şey, DÜŞÜNMEK Başka Şey… (3)
              1- Düşüncenin Pankartları
              2- Düşünceler Zihin Alanımıza Düşerler. ‘Düşünmemiz’ Bunları Karşılar
              3- Düşünce bir yerlere zaten disiplinsizce gidiyor. Görevi istekler taşımak!
       FİKİR Nedir? Fikirle İdeoloji Arasındaki Fark! 
              FİKİR Nedir? (2)
       RUH Nedir? Niçin Ruhundan Haberin YOK?
       KAFAM KARIŞIYOR!
       KÖTÜLÜĞÜ “PAYLAŞMA!”
       Aradığın Şey Kesinlikle Gösterilmiştir
       ANLAMAMAK Diye Bir Şey Niçin Yok? Şunun İçin Yok:
              Demek ŞAİR, Demek FELSEFİK! Peki, Kim Bu?
              Anlayıp da işine gelmez ‘Ayar Verici Tiplere’ toplu cevaplar
 
MUTLULUK
NEDİR SANAT? Nedir Bilim? 
AMAÇ
 
BİLGİ Nedir? Bilginin Haberi, BİLGİ değildir. Havadistir
       Bilgi, KABUL’ün Sonucu… Kabul Ettiysek Uygularız
       DUR Bi Dakka! Neye BİLGİ Diyorsun?
       
BİLGİ ve EĞİTİM ÜZERİNE Kısa Kısa
BİLİM Denen Neymiş? (Bilimde Rolü Kime Veririz?)
    TEKNOLOJİYE Secde Etmiyor Muyuz?
    Hangi TIP, Hangi BİLİM?
    BİLİM Kendini Aklıyor!?
    Yapay ZEKA Diye Bir Şey YOKTUR
    Gelişmiş Toplumu Neyiyle Ölçersiniz?
BİLİM Denen Neymiş? Bakalım (2)
 
KAVRAMLANDIRMA Nedir Peki? (Anlamakta HIZ, Kavramlandırmadır)
      
Kavramları KENDİSİNE ait olmayan kimse, DÜŞÜNCEYE mağlup olur
 
Demokrasi ve Cumhuriyet Martavalı (Giriş)
    
Siyon Liderlerinin Protokolleri’ Kitabında KENDİLERİ ŞUNU DİYOR
    
Tüm Zamanlarda Krallar, Kralların da Mutlaka Danışma Meclisleri Vardı
    
Egemenliğin Halkta Olduğunu Kim İddia Edebilir? Devlet Şahsa Münhasırdır
    
ŞİMDİ SÖYLE BAKALIM, KİM ÇAĞDAŞ? Kim Bilinçli?
    
Cahilin Kafasında ‘Baş’ Yok, Başkanlık Hakkında Konuşur!
     
DEMOKRASİ BİR MAVAL
Diktatörlük Başka Şey.. Krallık Başka Şey…
     DEMOKRASİ, Hayatın Doğasında Yoktur. GÖSTERİLEMEZ!

     DEMOKRASİ MAVALI – İnisiyatifler
     DEMOKRASİ MAVALI – Erdemli Sözü Olan Varsa Söylesin!
 
LAİKLİK: İsyanist BİLİM’in Kendiyle Yüzleşmeyen Martavalı
     LAİKLİK (2) Hangi TIP, Hangi BİLİM?
    
LAİKLİK (3) Dinle Bilim Ayrı Şeyler Midir?
     LAİKLİK (4) Biliminizin BİLİM Olduğunu İspatlayın!

BİLİM Denen Neymiş? (Bilimde Rolü Kime Veririz?)

Şadırvan’ın yıllardır söyledikleri var temel konuların hepsinde
Bir bütün olarak ‘kişilik eğitiminden’ bahseden fikir disiplinlerini anlatıyor
Bunların metot olarak ortaya konulmasının niçin şart olduğunu açıklıyor
Tüm temel soruların cevap olana kadar izlediği ciddi yol- süreç aynıdır

 

 

BİLİMİN TEMELİ SANATTIR
Hayat bilim üzerine değil sanat üzerine kurulmuştur

Sanat, sevmenin sanatı…

Sanat, hakikatin gizleniş sırrıdır
Bilim, sanatın delillendirilmesidir
İlim, bilime ‘kendinde şahit olmandır’ Laboratuar SEN!
İlim, “evrende senin ‘her yerde bulunarak’ yaşadığına” şahit olmandır
Hakikat, Aklın Amaca şahit oluşudur. Hayat SEN!
Mutlaklar ilk çırpıda bunlardır

Sanatı bilmeyenin bilimle uğraşması ‘akademiciliktir!’ Topluma zarar açar
Bir çalışma veya bilim, ahirle zahirin.. makroyla mikronun, AFAK’la ENFÜS’ün
Aynı ESASTA, aynı ANDA, aynı uyumda ORTAK yaşadığını kanıtlamasıyla bilimdir
Kanıtlamıyorsa o bilim ‘mutlak’ değildir
Yapılan o çalışma, bilim adıyla yürütülen maksatların laboratuar notlarıdır sadece
Mutlağın tanımı şu: Makroda olanın mikroda da sürgitliği /uyumu. Diğer deyişle
Zahirde olanın ahirde de sürgitliği. Ahirde*1 olanın zahirde de sürgitliği ve uyumu

ÖzCümle ‘Mutlak olanın’ anlatılması,
bir şeyin batında oluşunun kanıtına ‘zahirdeki sürgitliğinin’ gösterilişidir
Perde arkasında yaşanmakta olanı, perde önündeki varlığıyla göstermektir
Sonuç: MUTLAKLIK, hayat hadiselerinin birbiriyle aynı işlemle akış paralelliğidir*²
Yukarıdaki bağlamlardan biri dahi kopuksa ‘hayatı yaşayan bir sanatçı,
hayatı yaşayan bir bilimci ve böylece hakikatini yaşayan bir insan yok demektir

   (*1) Ahir ‘ortaya sonradan çıkacak olan’ değildir. Perdenin şu andaki arkası demektir
   Ahir’in her yerde en genel ve mutlak tanımı için baknz.
   (*2) Mutlak Ne Demek?

 

 

BİLİM Denen Neymiş? (Bilimde Rolü Kime Veririz?)

Bu Seri Yazılara Önce Şöyle Başlamalıyız Ki Bilim Neymiş Görelim:

 

BİLİM nedir? Çağımızda nedir? Bilim denen slogan, kimlerin tekelinde?
Bilim nerededir? Bilimde rolü kime veririz?
Özellikle -bu çalışmalarımızdan sonra tespitlerimiz yanılgısız olabilir ancak

Yıkıcıların inandırdığı kurallar DEVLET ANAYASASI oluyor da
senin inandığın kurallar niçin ANAYASA olmuyor?
Yoksa, kimsenin inanıp-inanmamasını bir yana bırakıp
‘kendi inanç nedir’imi toplumla paylaşıyorum’ deyip ne dayatıyorum acaba!
Ya da tüm bu anayasalar,
benim senin ve kimsemizin inanmadığı bir nizam sağlayıcılık mıdır?
Ya da “benim inancım (bilim!) oluyor da senin inancın niçin din oluyor?!”
“Ben bilimciyim! Sen niçin dincisin durduk yere!”

 

Bilim nedir? Din nedir? O halde konulsun ortaya da görelim ki neymiş?

 

Favori uygarlık, şayet kendi dinini BİLİM diyerek yutturmadıysa
peki bu bilim, insanlığı niçin mutlu edemiyor? Niçin zulüm ve çoklu standart?
Hala gözünün içine baka-baka yalan bir uluslararası ilişkiler
Güvensiz toplum olmakta dünya birincisi devletlerde şu salya-sümük bilim
Bilim adıyla ‘her sahamızda anayasa olan’ şu kirli din, kimin dini?

 

 

İnançlarının İnanç Olmadığını, BİLİMLERİNİN BİLİM OLMADIĞIYLA İspatlarım


BİLİMDE AMAÇ, SANATI İSPAT ETMEK

Bilim bunu ispat ettiği an, o bilim mutlaktır
Edip etmediği ‘insanlığı mutlu edişiyle’ ölçülür
Mutluluk güvenden hasıl olmalıdır, narkozlardan değil
MUTLULUK, işleyişin düzenliliğine hayran oluşluktur

 

Bilimin AMACI OLMASI lazım değil midir? ŞART değil midir?

Bilimde amaç ‘insanlığın huzuru-saadeti’ değil midir?

Güneş ışığının dahi bir amacı yok mudur? Amacı olmayan bilim,
“amacı olan bir ışık kırılmasının” sebebini nasıl ölçebilir ki?
Ölçse acaba ölçmüş müdür ki? Hangi amaca hizmetle ölçmüştür?!
Çıkan sonuçtan NE ANLADI DA yığınlara ne anlatabilecekti ki?
Ölçtü-biçti de ‘hayatın amacını’ çözdü, bildi mi? Bildi ise bu mudur tatbiki?
Toplumlara uygulattığı şu barış çubuğu sanat,
şu barış çubuğu siyaset-bilim-hukuk-iktisat devrimleri BU MUDUR?
Bu değil ise şimdi burada şu soruyu sormak icap eder?
Ölçüyü nereden alıyorsun? Hayat cevaplarını hangi defileden giyiniyorsun?
Bu defile hangi egemen güçlerin podyumudur?
“Dünya huzurunun hedef alındığı bu kampüsler” kimlerin poligonudur?

 

Bilim AMACIYLA bilimdir, safsatalardan kurtarıp insanlığı mutlu etmektir!


Bilim, Sanatın delillendirilmesidir. Amacı vardır, insanlığı mutlu etmek. Bu YOK!

Amaçtan mahrum bilim, Siyonizim Dinidir. Tüm üniversiteler bu dinin dergahı
Laiklik lafıyla bilimselliğe ulaştıklarını zannedenler çağın bilimini sorgulasın
Bilim AMACIYLA bilimdir, safsatalardan kurtarıp insanlığı mutlu etmektir
Bilimin bilim olmadığını, burasından tutarak sorgulanacağını düşünemiyorsun!

Amaçsız bilim, bugün kandırıp güttüğü sürülere ‘bilimsel amaçlar’ tayin ediyor!
Amacı bilim olmayan DSÖ vb. kuruluşların ‘yıkıcı bir dinin’ köleleri olduğunu,
Yapay Zeka adıyla safsata gazlayan bönlerin, köle olduğunu anlamıyor musun?
İnsansız Toplumlar yaratma hedefine amaçlandıklarını hiç fark etmiyor musun?
YAPAY İnsan lafı İTİCİ olduğundan ‘şimdilik YAPAY Zeka’ diyenlerle yürüyorsun
Robotu allayıp-pullayıp ‘zeki mahluk’ dedirtmeye doğru gidenlerle yürüyorsun
İnsanı ortadan kaldırmak amaçlı bilimin, Şeytanlık dini olduğunu göremiyorsun
Yarın bu gidecek şu gelecek, gerici gidecek ilerici gelecek dedirtilip duruyorsun
Nelerin atılıp nelerin getirilmeye çalışıldığını göremiyorsun. Nasıl görmüyorsun?
İnsanı yüzlerce yıldır unutturdular. Yarın esamisi de kalmayacak, insan bitecek!
Amigoluğunu yaptığımız bilim bu mudur? Bu hiç bilim olabilir mi? Bu hangi DİN!?
Bu resim ‘içlerinden çıkan tek-tük pozların değil’ bilim kürsülerinin ortak rüyası!

 

‘Şımarıklaşmış çocuğu olan şu teknolojisine’ güya söz geçiremeyen bilim!
‘İnsan -insandan gelmesin de- ister makinelerden gelsin, ister maymunlardan…’
Daha da olmadı Ufolar’dan gelsin diyen bilim, hayat kaynağına soy ağacı biçiyor
Bu nasıl olabilir? Mümkün değil olamaz! ‘Seni biri yaratıyor, onu da başka biri…’
Olamaz! Çünkü
Alemlerin en yasası şudur: ‘En tepede VAR olan, en etekteki varlıkta da yaşıyor!’
Arada hiç KARBON KAĞIDI YOK! Alemler arası ‘geçiş gümrükleri var’ o kadar
Bu gümrük kapıları olmasaydı alemin tüm etekleri şüphesiz yanar kavrulurdu
Mutlağı şöyle tanımlamamış mıydık? “Makroda olanın mikroda da sürgitliği!”
‘Bu zahirde olanın ahirde de sürgitliği. Ahirde olanın bu zahirde aynen sürgitliği’

En tepede VAR olan, en etekteki varlıkta  yaşamasaydı O her yerde olamazdı!
Alemler, farklı eyaletlerin birleşmesi sonucunda oluşturulmuş anlamı doğardı
Tevhit yaşanamaz olurdu. TEK Amaç /Tek Kudret, eyaletlere göre arz edilirdi
Alemlerin kalbi tek yerden, tek amaç için atmazdı. Bilim YOK olurdu, olamazdı
Mimarın, eserinin her yerinde olamaması, Bilim dışıdır, tasavvur dahi edilemez

Bu yasaya aykırı kürek çekenler /BİLİME AYKIRI OLANLAR bunlardır
Adı İslam olan din, bu ahirle şu zahirin AYNI ANDA yaşanması itibariyle bilimdir
Bilim bunu ispat ettiği an, o bilim mutlaktır. Bilimde amaç, sanatı ispat etmek
Edip etmediğini de ‘insanlığı mutlu edişiyle’ ölçmektir
Mutluluk, güvenden hasıl olmalıdır, narkozlardan değil
MUTLULUK, işleyişin düzenliliğine hayran oluşluktur

Teknolojiler safsatadan mütevellittir sağlaması gereken mutluluk karşısında!
Geçici mutluluklar da safsatadan bir sevindirikliktir, adalet karşısında…
Şımartılmaktan mütevellit teknoloji, safsata bilimin amaçsız çocuğudur

 

ZULÜM, ‘MAKİNELER ÇAĞINI’ BAŞLATMIŞTIR
Zulüm, İnsanın Amacında Durduruluşudur

Zulüm tanımımız, pis maksatlı bilimin çirkin mahareti sonucuydu

Gizli baskı yoluyla -zihin kontrolü, parlak çağını yaşadıktan sonra
elde edilen semere, ‘Makineler Çağını’ başlatmıştır
Sabit Makine (Pc.) programlarından, Mobil (Yürüyen Robot) makinelere geçişle
insan toplumlarına artık açıktan baskıya 30 yıl kadar çok az süre kaldı (şayet!)
Neyden mi bahsediyorum? Zihin kontrolü çağı bitiyor, görevini tamamladı
Bu yolla elde edilen semere, ‘yapay zekaya’ maalesef inanmayı meydana çıkardı
İnsanın reddedilmesini gerçekleştirdi. Amacını unutturdu, bilgiyi bunda kullandı
Yığınların-kitlelerin yapabileceği bir şey kalmadı. Yalnız özel eğitim alanlar hariç!
Bunlar (‘kişisel eğitim’ zırvası değil, KİŞİLİK EĞİTİMİNİN) özelliklerine inenlerdir
Bu mürettebattan gayrısının dur diyebileceği bir çap değildir bu aşikar tehlike

Yıkıcıların ‘bilim’ dedirttikleri, sadece İslam’ın dışında kalan gerekirse her din idi
Bilimin bu zulme dönüşmesinin tek sebebi, insansız toplum kurmak dinleriydi
Masonizmi -en kökü, en maksadı, en planı çerçevesinde şöyle tanımlamıştık:
Masonizm, İnsandan daha üstün bir soyun olduğuna inanmak ve inandırmaktır
RoboCop filmleri, UFOculuk dini, yapay zekalı din.. vs. sonuç: Mobil Makineler!
Bunlar insandan üstün! Ve daha da en üstünü ‘secde firarisinin’ dini, İsyanizim!
Evrensel Hukuk diye gazlanan ‘hukukun üstünlüğü’, böyle hukukun istibdatıdır
Bu vatandaş tüm bunların üzerinde durdu. Her bir konuyu makale makale işledi
Kavramların birbiriyle örgünlüğü, amaçta-devrimde tutarlılık gözetilmesindendi
Yıkıcının planı ‘biliniyor’ olmasındandı ve insanın amacı her çağda hep aynıydı
Bunu sadece ben bilen özel biri olamazdım. İNSAN’ı bilmem buna yeterliydi

 

 

 

BU ÇAĞ ÇOKTAN KAPANDI. Hiçbir karanlık çağ, bu kadar uzun koşmadı

 

Çağı bitiren şey ‘çakma bilim’ oldu

 

Anabilim dalı olarak dikilen ‘ideolojik işleyişli tek bir ÇARPIK AHKAM’,
o çağın eğitimindeki tüm kürsülerin, hükmün esasta ortadan kalkmasına
(artçı depremler gibi) yeter de artar bile! Bilim bütündür
Amacı her kürsüde tek: İnsanı mutlu etmek, çağda güven tesis etmek
Bilim, sanatın delillendirilmesidir
‘Din bir afyondur’ demişti ya Siyonizmin siparişçi kalemi…
CEVAP OLSUN: Kanıt diye yastığa yaslandırılan bilim, teknolojinin afyonudur

İşte bu bilim, birilerinin DİNİDİR!
Tüm anayasaların baş tacı, şu referans şey, şu enjektör
yani ‘çakma bilim’ TEKNOLOJİNİN AFYONUDUR
Bilinçler konforculukla esir edilirken mantıklar teknolojiyle narkozlanıyor

HANİ NEREDE LAİKLİK?!
Sözlerimin işaret ettiği doğruyu ister kabul et, ister etme
Söylenen her doğru, şayet bir yaşanmışlıktan çıkıyorsa
Sözlerimiz işgal mantıkları çoktan yerle yeksan ETTİ
İşte tüm karanlık çağa böylece GEDİK AÇARIZ

Senin bakışını değiştirmezsem fikrime yuh olsun
Gözlerin, kalbinin aynası değilse sana yuh olsun

Bu çağ çoktan kapandı. Hiçbir karanlık çağ bu kadar uzun koşmadı
Karanlık, görevi tamamladıysa da bunun hala sürüyor olması,
‘aydınlık isteyenlerin’ inançta şekilciliği terk etmemesinin sonucudur
(‘Bu Çağ  Çoktan Kapandı’ konusunda ayrıntılar)

   (*1) LAİKLİK (3) Dinle Bilim Ayrı Şeyler Midir?
   (*2) LAİKLİK: İsyanist BİLİM’in Kendiyle Yüzleşmeyen Martavalı
 
 

 

Bilim Deriz, Evet Ama Bilimde Rolü Kime Veririz?!

 

Hayatın Temeli Ne? İnsan Kim? Amacı Ne? Nasıl Düşünür, Düşünce Nedir?

 

Nasıl akleder, düşünmek nedir? Aklediş-fikrediş nedir?
Duygular neremizden gelir?
Duygu, (nasıl olur da) düşünce denen seviye kaybına evrilir de köküne,
yani çıkış aldığı öz duyguya parazit olur, Bu nasıl olur? Ne yaparsak olmaz?
Bu parazitlerin zihindeki işgallerini ne yaparsak ortadan kaldırabiliriz?
“Düşünce başka, düşünmek başkadır” derken ne demek istiyoruz?
Nerelerden önermeler, ispatlar getiriyoruz?
Niçin (sadece bu konuyu) ciltlerce yazıp üzerinde durmuşuz?

 

İnsanın temel sorunu nedir? Düşmanı kimdir? Kendi değil midir?
Dostu da kendi değil midir? Eğitim işte bu üzeredir


Şadırvan’a göre tahsil ve disiplinin amacı, bilgi değil

‘dost ve düşmanı ayırt edebilmek’ olarak açıklık kazanır
Çünkü insan güven arar, güvenin peşindedir. İnsan güvendiğini sever
Eğitim, ‘sevmek’ içindir, sevmenin tahsilidir. Eğitimde aşama,
‘kabiliyet ve tasarrufun’ hangi taraf adına sarf edileceğine karar vermektir
Bu, bilgiyle değil kendini bilmekle gerçekleşecektir
Son tahlilde EĞİTİM, bilginin irade kazanarak enerjiye dönüşmesidir

Bu eğitim gerçekleşmeden huzurumuz yoktur, dünyamızı yönetemeyiz
Şu an “Dünyayı Hayvanlar Yönetiyor*¹” Yönetenlere baksak da görsek:
Kendi zulüm yönetimlerini kanıksatma üzerine mektepler açmışlar
Buna uygun maksatlı anlayışları çoğaltma, aşılama müktesebatı yazıp-çizmiş,
bu müktesebatlarını bilim diyerek insanlığa yutturmuşlar. İspat, şu basit örnek:

Şadırvan’ın eğitimde çelişki olarak en basitiyle ortaya koyduğu şu:
Eğitim varsa özelleştirme yoktur, özelleştirme varsa eğitim yoktur!
İkisinden biri!

Nasıl mı? Çünkü işletimlerden sorumlu amirlerin çapsızlığı, bana ne’liği yüzünden,
iktisat bilimi ‘özelleştirme şartını’ reçete kabilinde dayatırken
ama buna rağmen eğitim kurumları ‘bana ne’ci insan üretiyor!
Düzenin eğitim sonucu ile kamu politikte gelinen bu çelişkinin ilmeği açılamıyor
Kapitalizmin tıkadığı çook çok açmazlardan biri de budur mesela
Particiliğin ürettiği -amirlerin siyasetle güdülmesinin yarattığı bane ne’lik de extra
İşte, ÖZELLEŞTİRME akımlarıyla devletleri şirketlerin yönetmesi ideolojisi!
Kapitalizmin güya gerekliliği, güya meşruiyeti. Kim inanırsa buna? Ama şu, gerçek
Eğitim varsa özelleştirme yoktur. Özelleştirme varsa eğitim yoktur! İşte böyle

 

Bilim deriz, evet ama bilimde rolü kime veririz?!
Bilimde referans kim, bilimde amaç ne?

Ki bunu gerçekleştirebilmişler midir?
Günümüzden bahsediyorsak hayır! Nedeni, amaçsız bilmin tetikçi profları!

Bunlarla her alanda çarpışmayı göze alacak yapıcı insanlar tek tek çıkarken
bunlar kendilerini nasıl eğitmişlerdir ki çağı ısrarla alenen gözlemliyorlar?
Yoksa herkes bir şeyleri kritik ediyor, eleştiriyor, değerlendirmeye uğraşıyor
Fakat kendimizi ele aldık mı? İnsan ilişkileri nedir?
İnsanın kendiyle ilişkileri nasıl olmalıdır?
Şayet ‘bilgi ve bilim nedir’ konusunu bilmez isen
teknolojinin sensör boncuklarıyla ‘stres ölçme kiti’ yapan prof kılıklı birinin
‘bunu ben buldum’ diyerek
b.kundan boncuk çıkan çocuğun sevinmesi gibi bir komikliği anlayamazsın!

 

 

Bilim Ağa’nın Teknoloji Çiftliği Var. Çiftliğinde Üniversiteler…

 

Sensörleri birbirine devre yapıp ve bazı mekaniği kabloya bağlayanların
sürüsüne bereket şu günümüzde, 13 yaş grubuna has bu çaplara,
‘ÜLKEMİZİN BİLİM ADAMI’ diyen ahmaklara güler geçerim!’ Bilim başka,
teknoloji başka! Hazır sensör oyuncakçılığı başka, BİLGİ ÜRETMEK başka!
‘Stres NEDİR?’ Konu hakkında yazılmamışı, söylenmemişi, bilinmemişi,
hiç öyle değerlendirilmemişi ve zihinde bunun kilidini gösteren ve de
anahtarını ispatlayan yepyeni iddiayı ortaya koy da sana:
‘Bilgi Üreten İnsan’ desin uzmanlar…
Gerçek üniversiteler, BİLGİ üretirler, teknolojiyi piyasa üretir!
Bu yüzden gerçek ölçülerce üniversiteler sıralamasında ciddi derecen yok
Tezlerin internetten şu indiriliş çağında, profluğun kıymeti harbiyesi ne ki?

İşte, Doğu’da da-Batı’da da.. böylesine ‘zihin keşmekeşli yığınlar içinde’
bu dolmaları yutma amaçlı yetiştirilmektesin! Bu işgale panzehrin NE?
Bu işgaller çağında zihnine YAMA’nan şartlanmalara panzehrin ne?
Panzehrin olan FİKİR, insanın kendini tanımasıdır, tanıma metodudur
Kendinde her şeyi ‘şartlanmasız ölçüler’ üzerinden tanıma metodundur
Kendini bilen, her türlü işgalden kurtulmayı bilir
Uygulayacağı kadar semeresini alacaktır
Profesör ile şebeği birbirinden ayıracaktır, bilgi ile soytarılığı,
bilim ile teknolojiyi, teknoloji ile illüzyonu, buluş ile sihri,
ezcümle: ‘bilgi ile bilgeyi (erdemi)’ ayıracaktır. Kesin ve net hem de!
Bunların da dinle, İslam’la, imanla hiç ilgisi yok, değil mi?
‘Bilmek, özgürlüktür’ olana kadar, daha bir şey bilmiş değilsin!
Bu özgürlüğünü sana öğretecek ustayı şirk say fakat üniversiteyi put edin!
Evladım yırtsın deyip kıytırık işler yapan üniversitelere sağıl, emeğini çaldır!

Teknoloji başka şey bilim başka şey iken
çağımızda teknoloji, bilimin şımarıklaşmış çocuğu iken
ayrı olan bu kürsüleri ayırmadan, cep telefonunu bilim diye yutan yığınlar,
‘bilimle din ayrıdır’ dedirtilerek akıllarına yama vurdutmuş bu esir zihinler,
ve ‘bunlar din yazısıdır’ diyecek kadar akledişten uzak kimselerce
ve bu yazıları, dinlerine uygun bulmadıklarını düşünen müşriklerce
“bu müellif felsefe yapmaktadır*² değil mi?” Zira
bu yazıların Bilimle-İslam’la ilgisi yok! Sadece sarımsak falı bakıyoruz! Öyle ya

TEKNOLOJİYE Secde Etmiyor Muyuz? başlığında yazı devam ediyor
Konuda bir önceki yazı Sanat. NEDİR SANAT? Nedir Bilim?
 
/Okyanusta Şadırvan. 2012-2015

_______________________________________________________

       (*1) “Dünyayı Hayvanlar İdare Ediyor/Abdulkadir DURU”
      (*2) Burada vurgulanan, Demek ŞAİR, Demek FELSEFİK! Peki, Kim Bu? yazısında
      tafsilatlı izah edilmiştir!
 
İlgili Yazılar
 
AKIL Nedir?
        MANTIK Nasıl Çalışır Ve Zihin Kendisini Niçin Göstermez?
        ZİHİN İŞGALİNE ‘DUR!’ De
              
ZİHİN İşgalinden KURTULMAK
              ZİHNİYET mi? ŞAHSİYET mi? İşte ‘açık ara’ Ayrıntılar
        BİLİNÇALTI Nedir?
        Düşünce ile DÜŞÜNMEK Arasındaki Fark (1)
              Düşünce ile DÜŞÜNMEK Arasındaki Fark (2)
              Düşünce Başka Şey, DÜŞÜNMEK Başka Şey… (3)
              1- Düşüncenin Pankartları
              2- Düşünceler Zihin Alanımıza Düşerler. ‘Düşünmemiz’ Bunları Karşılar
              3- Düşünce bir yerlere zaten disiplinsizce gidiyor. Görevi istekler taşımak!
       FİKİR Nedir? Fikirle İdeoloji Arasındaki Fark! 
              FİKİR Nedir? (2)
       RUH Nedir? Niçin Ruhundan Haberin YOK?
       KAFAM KARIŞIYOR!
       KÖTÜLÜĞÜ “PAYLAŞMA!”
       Aradığın Şey Kesinlikle Gösterilmiştir
       ANLAMAMAK Diye Bir Şey Niçin Yok? Şunun İçin Yok:
              Demek ŞAİR, Demek FELSEFİK! Peki, Kim Bu?
              Anlayıp da işine gelmez ‘Ayar Verici Tiplere’ toplu cevaplar
 
MUTLULUK
NEDİR SANAT? Nedir Bilim? 
AMAÇ
 
BİLGİ Nedir? Bilginin Haberi, BİLGİ değildir. Havadistir
       Bilgi, KABUL’ün Sonucu… Kabul Ettiysek Uygularız
       DUR Bi Dakka! Neye BİLGİ Diyorsun?
       
BİLGİ ve EĞİTİM ÜZERİNE Kısa Kısa
BİLİM Denen Neymiş? (Bilimde Rolü Kime Veririz?)
    TEKNOLOJİYE Secde Etmiyor Muyuz?
    Hangi TIP, Hangi BİLİM?
    BİLİM Kendini Aklıyor!?
    Yapay ZEKA Diye Bir Şey YOKTUR
    Gelişmiş Toplumu Neyiyle Ölçersiniz?
BİLİM Denen Neymiş? Bakalım (2)
 
KAVRAMLANDIRMA Nedir Peki? (Anlamakta HIZ, Kavramlandırmadır)
      
Kavramları KENDİSİNE ait olmayan kimse, DÜŞÜNCEYE mağlup olur
 
Demokrasi ve Cumhuriyet Martavalı (Giriş)
    
Siyon Liderlerinin Protokolleri’ Kitabında KENDİLERİ ŞUNU DİYOR
    
Tüm Zamanlarda Krallar, Kralların da Mutlaka Danışma Meclisleri Vardı
    
Egemenliğin Halkta Olduğunu Kim İddia Edebilir? Devlet Şahsa Münhasırdır
    
ŞİMDİ SÖYLE BAKALIM, KİM ÇAĞDAŞ? Kim Bilinçli?
    
Cahilin Kafasında ‘Baş’ Yok, Başkanlık Hakkında Konuşur!
     
DEMOKRASİ BİR MAVAL
Diktatörlük Başka Şey.. Krallık Başka Şey…
     DEMOKRASİ, Hayatın Doğasında Yoktur. GÖSTERİLEMEZ!

     DEMOKRASİ MAVALI – İnisiyatifler
     DEMOKRASİ MAVALI – Erdemli Sözü Olan Varsa Söylesin!
 
LAİKLİK: İsyanist BİLİM’in Kendiyle Yüzleşmeyen Martavalı
     LAİKLİK (2) Hangi TIP, Hangi BİLİM?
    
LAİKLİK (3) Dinle Bilim Ayrı Şeyler Midir?
     LAİKLİK (4) Biliminizin BİLİM Olduğunu İspatlayın!

Kelimelerde ayrıntı için Şadırvan Kavramlar Sözlüğü

Index

Comments are closed.

Translate »

Index

Index