TEK ADAMLIK!

17 Şubat 2023 Okyanusta Şadırvan

TEK ADAMLIK!

Sadece -Sahteyle Savaşanlar Gerçeğin Dili Olur. Gerçekleri İdam Edenler Zalim

Bunlar birbiriyle hiç çatışabilir mi? Çatışıyor olabilir mi?

Emperyalist sermayenin sağı-solu olur mu? Şeriatçısı-cumhuriyetçisi olur mu?
Akp’nin para putu, kapitalizm değil mi ki müstekbir müstekbirdir, değişir mi?
Kuruluşunda sermayeden de önemli izin ve desteği Siyonizmden alan Akp ile
Chp ve diğer muhalefetlerin mali-malisiz istinatgahı aynı kaynaktan değil mi?
Chp ve masası, bu mali-namali destekleri Komünist proletaryadan mı alıyor?
Komünistlerin de tüm argümanları Siyonizm-B’den ulaştırılmıyor mu?
Hevesler aynıdır. Siyaset sahnesinde tüm taraflar, aynı kaynaktan beslenir
Aynı kaynağın kolları, ‘kaynağı kalben referans kabul ediyorsa’ sahnede yürür
Taşınan türlü hevesler rüyasında ‘düzeni değiştireceklerine’ inandırılır
Bunlar birbiriyle hiç çatışabilir mi? Çatışıyor olabilir mi?

Aynı kaynağın kolları ‘kaynağı referans kabul ettikçe’ çatışma ortadan kalkar
Gözler, ‘var gibi yürütülen’ bir tiyatroyu seyretmektedir. Bunlar çatışamaz!
Egemenlerin kaynağını referans olarak reddeden, fake çatışmaya bile alınmaz
Egemenlerin hukuku, toplumsal dizaynı ‘insanlığın evrensel yasası’ olamaz
Bu aldanışı, insanlıkta referans kabul edenler bu düzene tıkır tıkır hizmet eder

‘Çatışıyor’ görüntüsü, tepeden tırnağa oynanan bir rol. Rolü biçen Siyonizim!
Böylece kaynak, kendini -güya çatıştırdıkları üzerinden devamlı korur
Benim öküzlüğüm bunları cevaplayamadı! Bunları insanlığım cevaplayabildi
Okurlarım arasına katılmış içteki öküzlüğümün nesnelde yansıyan tipleri!
Dışarımdan da hareket eden öküzlerim, buyrun cevaplayın!

Bir öküzüm kızmış-küsmüş gene. Bizi arkadaşlıktan çıkarmış

Derdine ortak olup, boyunduruğuna kellemi ortak edip de
beraber çift sürdüğümüz zalim ağa herkinin birinden daha kurtardım kendimi
Bazen cahilin boyunduruktaki içler acısı haline ortak olursun. O bunu bilmez
Ahbap Derneği’ni hiçe sayan siyasal islam düzeniyle savaştığımı bilmeyenler,
nasıl okurum olurmuş ki? Tabi ki her şey, kişilerin efsanesine dokunana kadar

Tabi ki sosyal medyayı, gündemi takip etmeyen olarak yazılar yazıyorum
Nereden bilebilirim ki gündemde o an AHBAP Derneği* konusu varmış?
Yazımı, gündemde o şey olsa da yazar duyururum, gündem o an başkaysa da…
Basit gündemlerden bize NE? Gelgelelim ki yazım gündemle çakışmış, bana NE?
Konumuz fikirlerdir, ilgimiz buna! Gündemde atılan magazinden bana NE?
Kişilerle savaşmış mıyımdır hiç, daha bilinmiyor mu?
H. Levent’ten, ‘Ashabından’ bana ne? Ona saldıran zihniyete de YUH OLA!
Bir önceki yazımın kişiyle, kişilerle ne alakası varsa bunu alaka gören körlere,
sağırlara ve tepkisini medyanın cirontasından tedarik edenlere de yuh ola!
Bizi eleştirilerinde haksızlık yaptıkları kendilerine gösterildiği halde
‘kendini bil’ ilkesinden (sırf nefslerini aklamak için) topuklayanların gelgeçliğine
YUH OLA!

Zaten en başında [tek bir Şadırvan yazısından yola çıkıp tümü anlayamazsınız
İşte ispat, hadi anlayın] deniyor. Kimlere deniyor? Öküz tarafım anlamıyor da…

Teşekkür ederim bu tiplere. Bunların yazılıp tekrar ilan olmasında rol oynadılar

(*) Ahbap Derneğiyle Bir İşimiz Yok. Konumuz Emperyalizmin Starları Kullanması

METRİX 1 Filminin 0:56:35 SAHNESİNDE HARİKATULLAH’IN BİR AYETİ VAR

Morfeus Neo’ya şunu diyor:

— Bu dünyada zihinleriyle yaşayan toplum, yıkıcı sisteme göbekten bağlıdır
Düşmanımız bu sistemdir. Toplumun içine girdiğinde sistemde gördüklerin
öğretmenler, iş adamları, avukatlar, marangozlar vs…
Kurtarmak istediğimiz, insanların ‘kendi akıllarıdır’
Ama bunu yapana kadar bu insanlar hala bu sistemin bir parçası ve
bu yüzden bizim düşmanımızdır. Bunu böyle anlamak zorundasın
Bu insanların çoğu kurtarılmaya henüz hazır değiller
Bazıları çaresizlikten, umutsuzluktan bu sisteme o kadar bağlanmışlardır ki
(sen bunların akıllarını sistemden kurtarmaya kalktığında)
onu korumak için (seninle) savaşmayı göze alacaklardır

Bizim müftü bu filmi izledi, dövüş sahnelerine ‘uçuk-kaçık saçmalık’ dedi!
Oysaki bu sahnelerin ‘savaşın mana alemindeki sembolü’ olduğunu göremedi
Dünya havsalasından tamamen ayrı bir batın, başka nasıl filmedilebilirdi ki?
ElifBa talebesinden başka talebe bilmeyen bir eğitim, Morfeus’u anlayamazdı
Modernci sanatsever elitleriyse ‘bilim sanatın delillendirilmesidir’i anlayamadı

İDEOLOJİK AKIL VAKALARINA ASIL DİYECEKLERİM AŞAĞIDADIR

Haydi şu yazısından dolayı da kafalarda bir yere koyun bu vatandaşı
Niçin bir insanın ‘filan yazısından dolayı’ onu bir yere koyma vazifesine gireriz?
Kavrayabilir miyiz ki? Bazıları kavranamaz zira duyman gerekeni söylüyor:
Karşıtı olduğun şey, şunun şurasını görmüyorsa sen de bunun şurasını göresin,
aklını boyunduruktan, ufkunu darlıktan kurtarasın, yamalarını fark edesin diye
Bir tetkiki ‘ideolojik tarafların’ hiçbirinden menfaat temin etmeyen yapabilir
Varlığını maddesinden soyarak düşünebilen, yaşam belirtilerini ‘iç’inden gören,
varlığını siyasete, makama, paraya dayandırmayan yapabilir. Sen böyle misin?

Ev eşyalarının fotosunu çek neşret, zaten çoğunluğun yapmakta olduğu bu!
Gelirine oranla otomobilinin fotosunu çek, koy meydana. Zaten yaptığın bu!
Bütçene oranla heveslerinin fotosunu çek de aklın görünsün
Aklını çekip çeviren kodların yazılımını, medyalardan tedarik ederek düşün-sor:
“Depremzedeler kefen bulamamışmış” Ne var bunda? Zira dinde farzı yok
Siyah ceset torbasıyla gömüldün, e hadi! Neyi bildiğin kadar dinini biliyorsun?
Arabistan’ın asr-ı saadet öncesi kültüründe bile beyazdır kumaşı
Sünnetle alakası NE? Her renk, İslam’ın… Kefen, çıplaklığın sembolüdür
Çıplak gömülüyorsun ve çıplağına bakılmasın diyedir kefen… Mavi olsa ne?
Lale deseni olsa ne? Eşyada uzay lalesi astronomik desen, tabutta kefen ha!
Şehitler, o an hemen ve üzerindeki kıyafetle defnedilir. Al sana harbi kefen!

Amma Şehit Nedir’i medyalarda mikrofon yalayan dillerden öğreniyorsun

Afette ölen şehitmiş! Yanlış! Afetlerde ‘kurunun yanında yanan yaşlar’ şehittir
Bir mesajın gönderildiği adreste bulunmuş olarak, mesaj uğrunda ölüyorsun!
ŞEHİT bu! Afetle gelen hayat ikazının zorunlu adresindesin. Şehitsin. Sanat, bu!
Bu sanatın gizli tatbiki için gene SANAT! Burada sanat, afetin içindeki beladır
Mesaj: Bela! Toplu belalar, afetle ulaşır. Mesajı yaşayacaksın!
Kurunun yanında yanan yaşın avukatı olma! Zaten o, yaşın yanında da ölecekti
Savaşlara bak, çocuklara-masumlara bak, hayat bedel ister, çocuklar üstlenir
Suçlular bu bedelden kaçtıkları için ihaleyi bunlar üstlenmiştir. Şehit! Sanat!
Nereden bileceksin, neyi ne kadar bileceksin? Söyleneni anlamaya yanaş!
Normalde ölüm sonrası yaşayacağın toprak altı hayatın, depremden beter
Buna inanmadığımız için, afetlerde yaşanan acıyı, bu yanlışımızla sorgularız
Allah‘ın adaletsizliği, ‘zulüm‘ deriz. Hayır! İki yanınla da istiyor ve anlıyorsun
Fakat sadece bir yanını görüp ‘varlığım bu’ diyerek gövdeni biliyorsun
Öte yanın belayı çağırıyor ve tetikliyor. Kendini bilmiyor, buranı görmüyorsun
Varlığının bu olduğunun zannı içinde yaşamanın neresi felsefe, neresi SANAT?
‘Sanat HAKİKATİN GİZLENİŞ SIRRIDIR’ diye yazdık 13 yıl önce. Okuduk mu, yok

Dümbelek perküsyon, zurna tango el ele düğünler, imkan bulsak şaşaalısından
Bütçene oranla bunun fotosunu yayınla, zaten yaptığın budur
Pandemide gıkın çıkmıyordu, 3 ay sonra tekrar çıktın halaya. Bunda da bu!
HANGİ ADRESTEYİZ? Sorgula! Hayat ikazının enkazındayız
Pandemi, adamlık bilmeyen dünyaya gönderilmiş arkadaşımdı. Gene olamadık!
3 ay sonra bunda da seyret afilli düğününü. Amma deprem ne dedi bize?
Bu sadece benim milletime mi bir mesajdı sanıyorsun? Hayır tüm dünyaya…
Mesajı alan devletlerin her biri en az 20 kişiyle geldi yanıma! Adı KURTARMA!
Yarın da ben onun seline gidecem en az 20 kişiyle! Adı KURTARMA!
Bir güne kıtlık, bir güne yangın.. İnsanlık kendi musibetlerini paylaşıyor deplase
Bazen orada bazen şurada. Bazı ev sahibi, bazı konuk! Bak da gör, durum bu!
Sadece -sahteyle savaşanlar gerçeğin dili olur. Gerçekleri idam edenler zalim

Enkaz aşaması bitti. Artık şunu söyleyebilirim. Hayat bizi enkaza niye attı?

Bu şaşaa koşturmalı bir ömürde, ne kadar ‘modern, bilgili ve zekiyiz’in sonucu!
Peki enkazda ‘bu musibet mektubunu’ almış kişilerin çırpınışları NE?
Sadece o delikten çıkmak!!! Peki mektubu okuyor musun ey kazazede!
Masraflı kıyafetlerimizin ağırlığı gardıropla üzerimize bastı, zarfı açtın mı?
Muhasebe yaptın mı? Neden bu delikteyim? Delikteyiz? Tek çırpınış çıkmak!
Peki hangi delikten? Hangi kapandan? Nefsimizin hangi baskılarından?
Hayat telgrafıyla gelen mektubumuzu okumamız için bir ömür yetmedi mi?
Delikte geçen her dakikamız, kaç ömre bedel?
Peki ya afet telgrafıyla gelen mesajı, enkaz altında da mı okumadık?
Sadece delikten çıkalım! E çık. Delik-deşik olan şu hayatımıza tekrar girsek ne?
Gene zurna tango, davul perküsyon… Dinde olmayan mevlüt-pide-ayran
Ezber talimlerden “40’ının çıkması törenleri” Kefen şartı… Way anasını!
Kimileri için ‘yatacak yeri yok’ derler ya hani:
Öldük ama kefen yok! Yatak bulduk da pijaması mı kaldı?
Ne demeye çalıştığımı anlayamaz bu kendi öküzüm

GELELİM MUHALEFET KONUSUNA

Daha vicdanlı Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığını kazanmasına sevinirim
‘Hesap soracağım’ demesindeki şu halini samimi bulduğumu da söyleyebilirim
Söyleyebilirim de benim istediğim böyle işler değil. İrademi burada kullanmam
Zaten oy vermiyorum. Sadece anayasa seçiminde oy kullandım ‘tek adamlığa’
‘Tek adamlığı’ reddeden birine oy veremem, zaten oyculuk benim işim değil
Chp’nin hükmedişi, Kılıçdaroğlu’nun şu aklı üzerinden yürütülmeyecektir ki!
Arkasında her an ayak kaydırmacılar, icraların önünü kesen komiteler-ayarcılar,
başkanlarına şamar gösteren komitelerin, partiyi gütmesiyle akıp giden zaman

Tek Adamlığın ne şart bir şey olduğunu henüz anlamayan bir Kılıçdaroğlu,
(vazife başına her geçecek olanın ancak o zaman anlayacağı) pürüzü bilmiyor

Bu pürüzlerin icabına bakma yetisi taşımadığına dair delillerden sadece biri şu:
Depremdeki cinayetler dahil HESAP SORMAK MI İSTİYORSUN? E SOR
Peki, niçin Hatay Belediyesi kendi fen-imar memurlarına inceleme başlatmıyor?
Bu ilimizde de yıkılan binalar hangi rüşvet zinciriyle yapı denetiminden yırtıyor?
Tıpkı hepsi gibi! Buyur, bu sorgulamayı önce kendi Bld. Bşk. ından başlat hadi!
Bunu kimse başlatamaz ve başlatmayacak! Siyaset, patronuna hesap soramaz
Bu nakaratı biliyoruz: Kapitalizim! İşte benim gönül oyum, bu nakaratı yıkana!

Tek adamlığın gücü vardır ki ‘liyakat kuramını’ memlekette yerle yeksan eder

İktisadi felaketlere, cinayetlere, adaletin çöküşüne insanın inkısamına yol açar
Ama tek adam olur ki her müstekbir düzeni ancak bu şahsiyetler yıkar
Siz hiç ‘kendi seçmen ve bürokratından korkan demokrasinin’
partiden kar vermeden ‘yanında durmayan sermayeden’ korkan demokrasinin
insanlığa hürriyet ve adalet getireceğine beni inandırabilir misiniz?
‘Tek adamlık dişimin kovuğuna yetmez, hedefim krallıktır’ diyen en az 10 yazım
teknik olarak ve mantıksal önermelerle yürüye yürüte vardırdığım denklemler,
geniş açıklamalarla her biri 5-15 yazıdan oluşan makaleler iddiamın ispatıdır
Sadece oy toplamak için ‘çirkin tek adamın’ bu tek adam rejimine diş bileyerek,
kendisinin de muhtaç olacağı bu muazzam gücü hedef gösteriyor muhalefet!
Oysa sorun tek adamlık yönetiminde değil adil olmayan o tek adamın varlığıdır
İşte bu ‘çirkin tek adamlarla’ şu ‘demokrasinin bıngıldakları’ mücadele edemez
Tek Adamlığı, halkına malzeme yapma uğruna ‘çoklu masa’ gerçeği saklıyor

Huy, çevrenin sana yaptırdığıdır. Karakter, şartların sana yaptırdığıdır
Ahlaksa şartlara rağmen davranışındır ki bu da
rağmenlere rağmen inancından örülür. Böylece ŞAHSİYET, özünden itiştir
İŞTE BUDUR TEK ADAMLIK