SPARTAKÜS Ben Olurum! “La İlahe İllallah”

SPARTAKÜS Ben Olurum! “La İlahe İllallah”

 

 

La İlahe İllallah demen Şunun dışında Bir işe yaramaz:
Bunu KENDİ söyler, Gereğini Sana YÜKLER! Şimdi OLDU


(Mutlaka sonuna kadar dikkatle ve tekrarla okuyun)

 

DÜŞMANIN Hesabı İşportadan, Bizim Hesap ALLAH‘tan(?)
Way Anasını! Niye Ki?

 

Düşmanın hesabı varsa allahın da bir hesabı var, deme
Düşmanın hesabı varsa BİZİM de bir hesabımız var, de! Hatta:
Düşmanın hesabı varsa BENİM de bir hesabım var, de
Böyle demen, imanına tenezzül ettiğini gösterir

Zaten ‘Sen beni gıdıklarsan ben de seni gıdıklarım’ demez mi kişi?
Beni gıdıklarsan seni de Allah gıdıklar!’ diyerek mi tehdit ederiz?
‘Sen benden öldürürsen ben de senden öldürürüm’ demez mi kişi?
Allah mı öldürür diye tehdit ederiz?
Hiçbir kişi allah kelimesiyle tehdit olmaz. allah kelimesi ile tımar olmaz
Kişi, İNANCIYLA tehdit eder. İnancı âla olan, inancı kıt olana diz çöktürür
Tıpkı O’nun: “Yıldızlara and olsun*” dediğindeki gibi!

‘Sen bana omuz vurursan ben de sana vurmaz mıyım!’ demez mi kişi?
Diyelim ki farklı bir yaklaşımla “omuz vurmamayı” seçtik:
‘Sen bana omuz vursan da Allah sana omuz vurmaz!’ mı deriz?
Böyle derken peki omuz vurmayan burada kim şimdi?

Uluslararası prestije dökelim bu kalıbı! Bak şimdi ne model bir komedi çıktı:
[Ey komşu devlet!
‘Jetlerini hava sahama sokarsan Allah da jetlerini senin hava sahana sokar]
“Senin hesabın varsa Allah’ın da bir hesabı var ey komşu!
Senin jetlerin varsa Allah’ın da melekleri var filan!
Komşu da hemen korktuydu canım! Şimdi gördün mü komediyi/saçmayı?

a) Hakkı bilmeyen, Allah’ı ne bilsin ki bunu yaparsan Allah da şunu yapar’ diyesin
b) Hakk’ı bilmeyen sensen karşındaki Hakk’ı bilense o zaman demez mi ki:
[Zaten senin Allah’ın olsaydı sana yaptığım bu efeliğe ‘davranışla’ karşılık verirdi,
çene çalmazdı, blöf yapmazdı. Buradan anla ki senin allah filan yok!
Varsaydığını da tepelerim] der. Zaten de olan bitenin seyri budur
Bu, iman sahibi birinin ya da bir liderin sözü olamaz. Tam siyasal islam çenesi!

Uygun olan mı? Makul olan mı? Gerçekte söylenecek olan mı? Doğrusu mu? 
Doğrusu şu: ‘Allah Yapar’ demeyeceksin! ‘BEN Yaparım’ diyeceksin
 ‘Ben’ deyişinde (ne manana tekabül ettiğini) kendi inancınla bileceksin
‘Manamdaki kastı, karşımdaki de bilsin’ diye bir açıklama yaşamayacaksın!

Peki, “Düşmanın hesabı varsa allahın da bir hesabı var” diyebilirsin. Haydi dedin!
Fakat unutma ki şunu düşünmediğin meydana çıkıyor:
Allah düşmanın hesabını yapmıyor da
niçin benim hesabı yapan Allah oluyor? Oysa bir olan aynı hesabın içindeyiz!
Hepimizin iradesi tek bir hesap çıkarıyor sahaya! Kim bunun hangi ucunda?

400 yıldır ‘düşman hesabına’, allah hep böyle hesapla karşılık etti ise,
400 yıldır da bu hep böyle olduysa bu nasıl bir hesaptır peki?
Bu hesap Allah’a layık mı? Sen kendini değiştirmezsen hesap değişir mi?
Her şeyi sen hesap edeceksin! O şeyi böyle böyle sen değiştireceksin!
Her şeyimizi ‘güya onun adına’ yaparız da,
sıra söz söylemeye gelince mi onun adına söyleyemeyiz? PEH!
Allah adına konuşmayacaksan hiç konuşma! ‘Bizim de hesabımız var’ de

 

 

SPARTAKÜS BENİM(!) Diyeceksin. Spartaküs Benim, Spartaküs Benim!

 

O’nun senden isteği budur! BEN ne? Önce bunu öğreneceksin
Abdühu ve Resulühu budur!

Benim demeyi öğren!
Bir şeyi BENİMsemeden özümseyemeyiz, özümsemeden bizimseyemeyiz
Özümsemediğimiz davranışı savsaklarız, o şeyde mesuliyetimizi görmeyiz!
Yaban ellerden güdülürüz!.. Komünistler gibi hatalı düşünme!
“Bu kapital, bu mal bizim” diye kafadan sallama! Bunlar benim diyeceksin!
BENİM demedikçe BİZİMSEYEMEZSİN!
Ve onun bunun malını kafadan pay etmeye kalkarsın da hayalde yaşarsın!

 

Pay Edeceksin Evet! Fakat Kim Pay Edecek? Sahibi olan SEN! Yani BEN!

 

Şayet kafa bastıysa!
Git çalışmaya başla şimdi, şayet çok paylaştırmak istiyorsan!
Sendikadan, yasalardan, kapitalizmden, bol keseden umma!
Allah bütün malını-mülkünü sana bizzat verir! O zaman paylaş bakalım!
Sen O’na her şeyini verdin de O sana her şeyini vermekte cimri mi kaldı?
Sen kendini komünizme-hayata adadın da hayat sana vermekten mi korktu?
Ne demek istiyoruz? ‘La İlahe İllallah’ denmemiş işte! Yoksa denmiş olsa:
Adalet mi olacak? Sen dağıtıp pay edeceksen adalet olacak, hukuk olacak!
Başkasının hukuku bu kadar işte!
Başkasının avucundakinin nasıl paylaşılacağına sen karar veremezsin
O, onun sınavı önce…
Sonra da senin sınavın! İkna et, sana da versin de sen de paylaştır..!

 

Manasına Tasarruf Edemediğin Bir Şeyin Maddesini Paylaştıramazsın!

 

Hayalde paylaştırırsın! Komünistler gibi(!)
Sen ilkin ‘sana ait kendi avucundakini’ paylaşıp yönetmekle vazifedesin
Buradan başla yönetmeye ve hesaba evvela!
Bol keseden hesap yapma! İman budur! HESAP SENİN!..
Kendin için istediklerini insanlık için de isterken sendekinden şimdi ver ama!

Benim demeyi öğren. Bir şeyi BENİMsemeden özümseyemezsin
Özümsemediğin bir davranış kendi kontrolünde değildir
BENİM demedikçe BİZİMSEYEMEZSİN
Hayatın bu temel yasası,
(Son Nebi’den) doğrudan ‘eğit-donat’ metoduyla öğrenilir
Papirüsler sana bu sanatı veremez gülüm!
İnsan’dan gelmeyen bir DİN’i, inanç edinmişiz de ondan vermez-veremez

Sen Tanju Çolak olsan (ben de gazete haberlerinden yola çıkmış biri olarak)
o an yanımızdaki -futboldan pek anlamaz bir kula:
“Bu adam şöyle gol atar, böyle gol atar, havada-karada her türlü atar,
gol demek işte bu adam demek” desem!
Yani “ben futbolu işte ki böyle biliyorum” demiş olmakla,
bu adamı da kendi niyetime inandırmakla ne elde ederim?
Bana dokunan yeri neresi bu tanıştırma merasiminin?

Sahneye ‘gazete kafa çıktığımı’ Tanju anlamaz mı?.. Topu ayağıma
şöyle falsolu-falsolu almamışsam, şöyle depar, böyle depar yapmamışsam,
Tanju demez mi ki: ‘Bu gazete kafa’ beni bu arkadaşa tanıştırmak istiyor
ama kendi bilmiyor, tanımıyor; din yok, iman yok (futbol yok, gol yok)
spor olsun diye konuşup duruyor bu geveze’ demez mi?
Tanju’nun şerefi mi artar yahut eksilir, sürekli kendisini laflayıp anlattıkça?

 

 

La İlahe İllallah demen Şunun dışında Bir işe yaramaz:
Bunu KENDİ söyler, Gereğini Sana YÜKLER! Şimdi OLDU…

 

• Anlayalım: La İlahe İllallah’ı Yanlışta Esir Ediyoruz!

 

‘Ben yokum sen varsın’ derecesi, meselenin sadece giriş tarafı olur
Allah’a (sürekli bu tekrarda) ‘ben yokum sen varsın’ desen, desen, desen
halifeliğini gerçekleştirme emrinin daha yanından bile geçmiş olmuyorsun

Hem kendinde ne olup bittiğine şahit olmayan kimse ‘neyine’ yok diyecek?
Niçin ‘yok’um diyecek? Orası da ayrı mevzu

Kısaca Allah, (senin) Allah gibi davranmanı istiyor da sana kendi özelliklerini
vererek seni bu konuda şahit ve mesul tutuyor. Sen şimdi hala ‘ben yokum,
ben yokum’ dersen, Tanju reklamı yapan ‘gazete kafa’ olmuş olursun
Tanju’yla ‘gol noktasında sohbetin yoksa’ daha tanışmamışsın demektir
Gol nedir konusunda “tatbikat BİR’liğin ve paslaşman” yoksa
iman prömiyerinde yoksun demektir
Sen git kumda oyna o halde.. papirüsten, atariden, coistikten…

‘Gazete kafa avamın’ (hesap-plan denen) bir hesabı olmaz, nasıl olsun?
DAHA BAŞTAN KENDİ YOK!

‘Tanju benim, Tanju benim. Spartaküs benim’ dairesinde bak meselene
Bak da gör şu sürüklenen dünyanda,
ne ağır mesuliyetlerin merkezine çekilmekten asla yırtamayacağını…
“Resul olan Muhammed’dir” demek kolay. ‘Ben resulüm’ de de gör yükünü
Halifeymiş? Halife olmak kolay da resul olmak mı zor? Demek halifeyi de bilmiyor

La ilahe İLLALLAH’ demek
Benden başka İlah yoktur demek!.. Ha işte şimdi girdin mesuliyete
Yoksa bu ifadenin, bu vazifenin ağırlığı,
tüm KOZMOZDAN ‘daha ağır..’ başka daha nasıl ağır olsundu ki?
“Tanju’dan başka golcü yok!” demen kolay iş!
Tüm dünyanın o devir kabul ettiği isim üzerinden
Spartaküs’ten başka gol yok demen kolay iş, hiçbir mesuliyeti, ağırlığı yok
‘Benden başka Spartaküs yok’ diyeceksin ki
dağların dayanamadığına dayan hadi de görelim!

 

Tespite şahit olan Mümindir. Kelimeye şahit olan, kelimeye ezber olan değil!

 

Şahit olan mümindir. La ilahe illallah gibi sembol kelimeye dudak olan değil
Kelimeye şehadet olmak da neymiş? ORADA GEÇEN İCABA şahit olunacak:
“Şahit oldum ki Allah bende/ BİR! “Ben O’nun Kulu ve elçisiyim” İşte iman!
Allah Bilgisi’nin başlangıcı budur! Ne kelimesiymiş?
Kelime-i ezber GETİR, imanı çantada GÖTÜR! Şu kekliğe bakar mısınız!?

Kelimeye şahit olan ‘papirüsteki’ emirleri manifestolar, buna tebliğ der
Tespite şahit olan İnsan, şahit olmanın hikmetiyle bahseder, buna FİKİR der
Zihni idrakçe çalışmayanın ‘lisan’ derdine düşmesi, bir ümmilik şivesi…

Bir gacıya şahit oluyo da ‘way anam’ diyo; Allah’a şahit olsa ne der bu dil?
Bir müziğe mest oluyor da ‘oley’ diyor; kendini görse ne der acaba?
Seremoniyi, kelime-i mevzuatı o an diliyle düşünenin aklı olsa zaten taşımaz
Mananın deryasında gezer de yelken açmayı unutur
Fermuarı açılmamış, ne çükler içtimaya geçiyor ani bi gacıyla. Ne seremonisi?
Kelimesi nedir atmosferin..?

Tespite şahit ol. Görüşlerin tespitsizse kararların zayıf olur. İrade oturmaz
İrade yerleşmeyince tercihler arası zig-zag ederiz de buna da yolculuk deriz
Acaba şahit oldum muydu diye ‘kelime-i ezberleme’ Hiç bir şeyi ezberleme
Çünkü kendine hiç söylemediğin bir şeyi söyleyerek olacak kurtuluşun
Yalnızca o mikrofonu bul!

Kelimeye kurban olan, kelimeye şehadet olan hiç görülmemiş
Şehadetin “KELİMESİ, KELİME-İ si mi olurmuş?” Aklı olan delirir bu işe!
Şehadetin kelimesi ‘En-El Hakk’tır
En-El Hakk demek ‘benden başka ilah yok’ demektir
Bunu kulunun dilinden söyleyecek tabi ki. Ya ney ya?
Sözlerini (hani yazdırıyor da) söyletmesin mi bir de ilaveten?
‘Benden başka ilah yok’ demek sanatın sırrıdır
Bu sırrın umumda aşikar ruhsatlı sözü La ilahe İLLALLAH’tır
Bunu, bu kast-ı sanatla kim diyebiliyorsa işte o ‘Muhammed’in ta kendidir
Abd’dır ve Rasuldür. ‘Muhammed’ kelamı, bir koddur. Resullerin Soyadıdır!
Dost nebi Muhammed ise bütün muhammedilerin toplamıdır, imamıdır
İmanın 2’nci şartı olan ‘Muhammeden Resulullah’ bu demektir

“Şahid oldum ki İNSAN BİR’dir! Muhammed, o İnsan’ın kendidir”
İşte, Allah bilgisi’nin başlangıcı budur!
Konunun kökü gayet anlaşılıyor de mi? Öyleyse ŞİMDİ DÜŞÜNELİM:

Şehadetin KELİMESİ yoktur. Bu sözde geçen icaba şahit olunacak:
“Şahit oldum ki Allah BİRdir! Ben O’nun Kulu ve elçisiyim” İşte iman!

 

Derinliğiyle devam edelim: (Buraya Çok Dikkat!)
Sesten Rahatsız Olan Kızgın Adam Kükreyerek İçeri Girdi:

[Bir ses mi duydum? Aranızdan biri ‘La İlahe İllallah’ mı dedi?
Muhammed resul mu dedi biriniz? Kim bu resul? Kim dedi bunu?]

— “Vallahi de ben demedim abi!” (başparmağıyla arkasını işaretle)
1400 yıl önce bunu o dedi!

— Kimmiş o?

— “Vallahi ben demedim abi! Peygamber miydi neydi, geldi işte
bize de böyle söyletti. Bunu den dedi. Abd da Resul de olan kendisiydi,
biz onu biliriz. Yoksa tövbe ben uydurmuyorum, kendim için demedim abi!

— Gösterin bakalım kimmiş bu Muhammed?

— Abi burada yok kendisi! O gitti.. teee 1400 oluyo, yıl filan!

 

Oradan biri ayağa kalktı: “SPARTAKÜS BENİM!”

 

İşte iman budur. Ve dedi ki: Onu ele vermemi mi istiyorsun?
Onun hakkında ne yapmak istiyorsan işte buradayım! Spartaküs benim!]

Şimdi saksı bastı mı, ‘LaİlaheİllallahMuhammedenResulullah’ ne demekmiş?
Dağlar bunu niye taşıyamazdı, tüm kainatın tartısından niçin daha ağırmış?
Bu ağırlığı bunun dışında izah edecek olan buyursun! Şimdi anlıyor musun?

 

‘HEPİMİZ ONA DÖNDÜRÜLECEZ/ Dönüşünüz Banadır*’ Ne Demek?

 

‘Hepimiz ona döndürülecez’ evet
Evet ama, O’nun türlü türlü halleri vaziyeti var!
Cehennem mesela! Cehennem, O’nun bi halidir
Bu hal kendisine hiç ağır gelmez fakat ondan gayrı kalana bu hal ağırdır
Çok ağırdır, anla! Başka?
Başka şu: Evet, döndürüldük.. nesine döndürüldük O’nun?
Karanlığına döndürüldük! Karanlık ona hiç ağır gelmez
Fakat ondan uzak kalana, bu hal ağırdır. Böyle bi ton şey!
Her şey onun halidir. Onun hali O’na hiç ağır gelmez
O’ndan gayri olarak O’na döndürülenlerden olmaktan O’na sığınırım de!

Her nefs O’nundur. İyi anlarsan hatta O’nun kendidir
Hiçbir nefs O’na ağır gelmez ve yanlış-doğru kendisinde bulunmadığı için
senin için yanlış olan şey O’na hiç ağır gelmez
İşte her şeyini (bu ağır gelmez ‘kadri yapısı’ itibarıyla)
SENİ AFFEDER DE AFFEDER

Fakat bütün nefislerini yutan bir nefis vardır ki onda
Evet, şimdi iyi anla. Merhamet O’nun bizzat nefsidir

O her an bir nefsini bir nefsiyle yutmaktadır ki
Alemde O’ndan başka bir nefs yoktur. O her an ‘kendini kendiyle yutarken’
her an aynı iddiasını sonsuz kere tekrarlar ve ilkin kendi kendine der ki:
LA İLAHE İLLALLAH

İşte senin dediğin ‘La İlahe İlallah’ NEDİR?
“Benden başka İlah yok..!”
İşte sen bunu böyle dediğinin fakındaysan hakikat ehlisin

Muhammed olduğunu anlayıp
O’nun rasulü olduğun için KUL’u olmuş oluyorsun
Kulu olduğun için Rasulü olmuş olmuyorsun. Çünkü İblis de onun kulu

 

 

• “Benden başka ilah yok! Onun kulu ve Resulü Muhammed’im ben*¹”

 

İşte şimdi Mümin oldun VESSELAM!
Sende başka ilah yoksa.. senden başka ilah yoktur!
Bu, zirvelerde kanıtlanıp da ancak idrak edilecek şeydir
Hakikat kapısının doğru gişesinden girişle hakikat ehlisin
Sana ölüm artık yok. İdrak etmenin ne kadar ağır olduğunu şimdi anladın

 

O’ndan başka ilah yok demek kolay! Başparmakla 1400 yılı göstermek kolay!
Şu inkarcıya “Allah’ı hedef göstermek!” niçin? ‘Spartaküs benim’ diyeceksin!

 

AbdULLAH, nasıl ki Allah’ın kuluysa
AbdurRezzak nasıl ki Allah’ın rızkı ve rızık vericisiyse bu da böyledir
Allah namına ilahlık yapanlarladır sevişmemiz-savaşmamız
“SPARTAKÜS BENİM!” diyorsan yaşamında, sen artık muhatap alınırsın
Şuna ne dersin:
‘Aranızda Muhammed varmış, topluma la ilahe illallah diye ileti gönderirmiş! Kim bu?’ dendiğinde:
‘Evet, Spartaküs benim’ diyeceksin! Demeyeceksen Abdullah değilsin

“1400 yıl önce biri ben Allah’ın elçisiyim dedi, kendisi kureyş kabilesindendir
Şu anda da Medine’ye doğru yola çıktı! Yatağını birazdan Ali’ye bırakacak”
der gibi DİYORSUN! Dikkat et, sende mana ve kast BU! Böyle olma!
O’nu gammazlar gibi ‘ben sadece onun ümmeti gibi bi şeyim abi’ DEME!
Yatağına girerek ‘Spartaküs benim’ diyen gibi bir Spartaküs ol!

     (*1) Niçin SAV Demiyor Muşuz?
 

 

“Nebiin Kim?” Sorusunu Kutucuğa Cevaplamayla Hangi Ağırlık?

 

Dünya-ahiret iman sınavını, KePeSe kafalı ‘ŞIK’lı sorulu sanan şu talim Kafa!
“Nebiin Kim?” sorusunu kutucuğa cevaplamayla hangi ağırlığı hissediyor?

• Dost Muhammed sadece kendisi için özel söyledi:
“Benden başka ilah yok! Allah adına ilahlık eden Resulüm ben!”
Sen de kendi özeline söyleyeceksin ki Muhammedi olasın. Örneklik budur!
Kutucuk işaretleyene ashap denmez, mümin denmez, Muhammedi denmez
İşte bu ‘İfade-i Cürettir’ ki bu itibarla şahitlik, alemde taşınır en ağır yüktür!
Hem abdühu, hem resulühu… Bunu demekle resul mü oluyorsun? Hayır!
Bu söz Müslüman olanadır kim demiş? Bunu demekle ilan sahibi oluyorsun!?
Dahası olan “İman edenler, iman ediniz*” bu ne demek peki?
Resul demek, onun adına ilahlık yapan demektir. Hem kulsun, hem ilahsın!..
İşte çizginin tehlikesi budur!
Bu yol, bu yüzden kolay adımlarla, teorik pusulalarla yürünemiyor!
Abd’sın ve de ilahsın, hiç şaka götürür yanı yok de mi? Tabi, sen masal dinle!
Seni bu imanında uyutan Şeytan, DinAyet şebekesinden terkoslasın seni…
‘Ben İslamım’ kutucuğunu da işaretlemeyle ‘haydi kim tutar seni!’ Yaaa..!

Allah çok zengindir. Her şeyinden verir. Sadece Allahlığını hiç kimseye vermez
En sevdiği nebisi Muhammed’e dahi vermemiştir
Bu çizgiyi de unutmayarak bu yazıyı tekrar tekrar okuyun
Şayet anlamak istiyorsak…

 

 

İmanın temeli VAHDETTİR! Muvahhit ne demek?

 

“Vahdeti ruh, vahdeti vücut, vahdeti para, vahdeti banka, vahdeti medya!”
Siyonist zulüm bile vahdet halinde gürlüyor, ilahlık ederek gürlüyor da
Allah kuluna kudret, anlayış vs. vahdet, ‘ilahlık mı vermeyecek’ miş?
Konuya teknik eleştiri getirip “çelişki” neredeyse onu göstereceksin
Bu sözler, senin okuduğun kitaptaki hangi ayete ters ise getir koy önümüze!
Senin şarampolünün ‘zannettiğin İslam’ olması mecburiyeti mi var?
İslam olmasını niçin mecbur koşuyorsun kendi şu mevcut dininin?
İslamın gerçeği olsun diyorsan terk ediver gitsin şu mevcut şirkini, kolay!

• Dünyayı allaha inananlar değil “KENDİNE İNANANLAR” yönetir!
değimizden kim ne anlıyor, hangi derinliğine kadar anlıyor?
Oyunu kurup, çekildikleri köşelerinden
(insanlığı haşa Allah gibi) yönetirlerken sen de bunların karşısında:
Allah namına ilahlık yaparak vaziyete el koyup durdurmayacak mısın?
Çekmiş altına gemileri-tersaneleri-Porşeleri, katları-cüzdanları,
“O’nun adına bekçilik-emanetçilik yapıyorum yav” diyor, pes doğrusu!
İşçinin kanını emerken Er-Rezzak’ım ben diyor. Rızıklara sebebim diyor!
Ama bu deyyus (işin-vazifenin aslına gelince) ‘hiç ilahlık olur muymuş?’ diyor
Neye dayanarak diyor bunu? Kafasındaki taassuplara-tabulara göre diyor
Yani Allah’a inanmadığına yegane delil teşkil eden şu reddiyeyi yaparken
kime ne masal anlatıyor acaba?!

Hayvanlar dünyayı böyle haşa Allah gibi yönetirken
Allah adına ilahlık yapmadan halife olunamayacağını ne zaman anlayacaz?
Allah namına ilahlık nedir bunu bilmeyen, zaten ilahlık yapanın ta kendisidir!
Ustasına ram olmuş bir KULUN ilahlık yetkisi ise Allah’tan icazettir
Peki, insana secdeden firar eden şu insanoğlu! Hangi icazeti kimden almış?

400 yıl önce batışa geçerken aynı nağmeler, aynı papağanlıklarla,
şu bizi artık bir yere getirmez ezbercilikten-papirüsçülükten aynı talimlerle,
‘geçip-gitmişin anlayışını’ kendimize din yapa-yapa batmaya gitmedik mi?
Battık, gene aynı şeyi söylüyorsun! Acaba 400 yıldır battığımızın mı ya da
söylediklerinin 400 yıldır aynı şeyler olduğunun mu farkında değilsin?

• ANLAYIŞLARI-METOTLARI (ki bir evvelki miatlı gelenekselciliği)
‘din’ yerine getirip koymuşuz. Miatlı anlayışlardan DİN olmaz, din çıkmaz
Şayet inananlardansan din, seni yeni bir anlayışa, metoda getirip ulaştırır
Dinin ne olduğunu o yeni metot üzerinden anlarsın

Mücedditler gelirken elleri boş mu gelir?!! Çantalarında müfredat vardır!
Çağın mikrobuna, yalanların şiddetine, zihinlerdeki istilanın artmasına göre,
toplumların zeka karmaşasına göre konjonktürel nüveyi daha da açarlar

 

 

Şadırvan Sır-mır Bilmez. Sır-mır anlatmıyor


(Önceki dönemlerde bu bilgiler avama sır iken bugün bazısı sır değil. Niçin değil?)

Ben sır veren değilim, hiç de olmadım. Sır da bilmem
Ama bazen niçin bu sırlara değinmemdeki mücadelemi izah etmiştim kısaca
Yalan-yanlış şekilde açılan sırlar, kitleleri bir kafa karıştırıcılığa sürüklüyorsa
o halde bir parça ayrıntı ifadeyle hususu göstermek isteriz

Yıkıcıların dünyayı daha da gütme niyetiyle (bazı sırları) ayağa düşürerek,
bu tevillerle kendilerine ‘daha da zulüm ruhsatı’ elde etmek planlarını,
başlarına çalmak için kötü niyetli yarım-yamalak açıkladıkları sırlar üzerine
Şadırvan daha da bir adım ilerisiyle cevap vererek demiş oluyor ki işin aslı budur!

Şadırvan tepe yıkıcıların pilini bitiriyor. Sır diyerek saçtıkları neler var ise
bunların tümüne daha bir üst perdeden cevap vererek
İslam manasının herkesçe ulaşılamaz derinliklerinden bahis açarak
spiritüalizmin new-age’ine, ülkemizdeki tüm kollarına meydan okuyarak
inanç savaşımı, fikir mücadelesi veriyor. La ilahe illallah’ın gerçeği budur!

 

 

“La İlahe İllallah” Kavramı, Nöbetçi Semboldür


(Bu kısma link üzerinden gelmiş olanlar,

konuda sorgulamayı ayrıntılarıyla takip için az geriden başlamalıdır
Cevaplamanın sadece sonucuna ilgi duyanlar buradan devam edebilir
Hatta normalde okurlara önerim, linkteki yazının tamamını okumalarıdır)

Nöbetini tuttuğun sembol ortadan kalkıp gerçekle yüz yüze gelene kadar,
inanç diye gevelenen kalıplar, şekiller-sözler nöbetçi anlatımdır!
Çağlar, boşa tutulan “şekil nöbetleri yüzünden” ZULÜM BARINDIRDI
Zulüm, İnsanın amacında durduruluşudur

Yazılı Kuran baştanbaşa bir sembol sanatıdır. Sembollere takılıp
ötelerde bir allah ve şeytan arayanın kimliği ŞİRKTİR
Kulluk-Halifelik ve La ilahe illallah… Bu semboller, nöbetçi anlatımlardır

“Benden başka ilah yok!”
İşte bu sembol ifadeleri gündeliğe çekip güncelleyeceğiz
ki imanın ne olduğunu idrak edelim:
İnsana biat etmeyen insanoğluna Şeytan diyoruz
Bundan başka bir Şeytan ne oldu ne de olacak!
İnsana bu biatı(secdeyi) gerçekleştirmemenin bahanelerine KİBİR diyoruz
Bundan başka bir kibir ne oldu ne de olacak!

 

 

İlahının Ne Olduğunu Görerek Öğrenmek İster Misin?


Muhatabın İlahındır

Anlayış beklediğin, muhatabındır
Müracaatta bulunduğun, muhatabındır
Referans aldığın-verdiğin, muhatabındır. Şimdi düşün, KAÇMA!
İlahta tanım, bu cevaplar dışında çalışmaz. Kandıracaksan o başka!
Şirkten de kurtulmak istiyordun, de mi? Şifa, sadece hastalığını bilenleredir

Muhatabım, Beni Başıboşluktan Kurtarır. İlahım, HÜRRİYETTİR!

Hala ‘Birleştirilmiş Milletlerden’ umuyor, muhatap alıyor da…
Hala Laiklikten umuyor, muhatap alıyor da…
Hala demokrasiden umuyor, muhatap alıyor da…
Hala Batı’dan umuyor, muhatap alınmayı bekliyor da…
Daha kötüsü HALKLARDAN Bekliyor. Halkın % 90’ı AVAM!
Ben beni seçenlerden beklemem. SEÇTİRENDEN beklerim!
O zaman ona göre davran

Gerçek Kulluk, İlahlığın Kreksiz Olanı Olup, Allah’tan LİSANSLI İlahlıktır

 

Şirk, bu hakikatına körlüğün olur. Şirkin başka tanımı YOK!
Yaratanın yarattığında açığa çıkacağına iman etmeyen MÜŞRİKTİR
Şirkin bu tanım dairesinden başka bir tanımı ne oldu ne de olacak!
Yaratılan, yaratanı açığa çıkarmaya! Ki insanoğlu İnsana secdeden firar ede!
Müşriklik kuramı, bu anlayışın üzerine temellenmiş bir bahane ideolojisidir
‘La İlahe İllallah’ı (kelime-i şahadet) ezberciliğiyle kavramlaştıran bunlardır
‘La İlahe İllallah, ‘kelime-i şahadet’ değildir. Ne kelimesiymiş?
Bunu, TEVHİT kelimesi olarak zihne yerleştirmek dahi imanla alakasızlıktır
Tevhid, bunu hal olarak yaşayan muvahhidin ispatlamakta olduğu duruştur

Şunların şirk tanımına bakar mısınız? Mevzuyla alakası olmadığına uyanın:
ORTAK KOŞMAK, ORTAK KOŞMAK Ha? Niye..? Yalnız Koşamıyon mu?

Körlük, hata, algıda esaret nedeni şu: Özünden bir itişle gelen ilahlık yetkini,
‘Allah rasulü aşamasına’ çıkaramayışındır
Allah için de durum böyledir! O’nun namına ilahlık yapmak zorundasın!
Allah namına ilahlık nedir bunu bilmeyen, zaten ilahlık yapanın ta kendisidir!
Ustasına ram olmuş bir KULUN ilahlık yetkisi Allah’tan icazettir
Peki, insana secdeden firar eden şu insanoğlu! Hangi icazeti kimden almış?
“Sende ne kadar başka ilah yoksa o kadar ki senden başka ilah yoktur”

İmandan kasıt ‘buna’ inanmak, tespitse gerçekleşmesi demektir
Kulluk, ilahlığın kreksiz olanı olup, Allah’tan LİSANSLI ilahlıktır

‘O her çağda level bir anlam yaratmaktadır*’a şahit olan, ariftir
Şehadet isimli kelimeye EZBER olan değil

İlimde-anlatımda ‘seviye ayarı bahanesiyle’ ayar vericilik huyundan vazgeç
ANLATIŞTA Halkın Seviyesine İnilmez, ANLAYIŞTA İnilir
Yol bu. Yürüyüş bu. Ayakkabı bu!
Ayakkabı büyük geldiyse no’yu küçült, küçük geldiyse de büyüt!
Allah, ilmini -sana görelik akıl no’sundan mı ayarlasın seni hoş tutmak için?

 

 

Yazının Bir Bölümünü Şöyle Özetleyerek Konuyu Noktalayalım:


İnsanoğlunun dindarı, ilahlık yapmaktan sözde korkar
Sadece şuursuzca çok rahatça yaptığı bu şeyi ama ŞUURLU OLARAK yapmaz!
Oysaki imanın doğrusu bunun tam tersidir:
Kul, ilahlığı ŞUURUYLA yapar. Şuursuzca ilahlık yapmaz
“Kendisi namına ilahlık yaptığımın kulu ve resulüyüm” İşte iman!
Abdürrezzak varsa Abdullah varsa Abdulillah da var

Müşrik, ilahlık yapamaz, nasıl yapsın? Korkar. O’ndan değil, kendinden…
Albay, general namına askerlik yaptığını bilir. Amma
yeminsiz er, çavuş namına konuşmaktan bile korkar
Kelimeye şehadet olmak da neymiş? ORADA GEÇEN İCABA şahit olunacak:
“Şahit oldum ki Allah bende/ BİR! ‘Ben O’nun Kulu ve elçisiyim’ İşte iman!
Allah Bilgisi’nin başlangıcı budur! Ne kelimesiymiş?
Kelime-i ezber GETİR, imanı çantada GÖTÜR! Şu kekliğe bakar mısınız!?

“La İlahe İllallah” Kavramı, Nöbetçi Semboldür
Dost Muhammed’den uygulayacağın, ’emri-i vazifede’ en net örnek!

 

Peki, Ya Besmele?


Soframızdaki her besmeleyi “Allah’ın ADI ile” gibi pasif surete çevirmektense
davranıştaki, konuşmadaki besmeleyi “Allah’ın ADI ile” gibi geçiştirmektense
O’NUN NAMINA YAPTIĞININ MANASINI YAŞA, FARK ET
Besmele yalnızca müsaade almak değil YETKİDİR. Yetki, Nam’a haiz yetkidir
Uyurken, kalkarken, otururken, koklarken, konuşurken izinsiz misin sanırsın?
Hayır salt izin değil O’nun namına kalkıyor, oturuyor, kokluyor, konuşuyorsun
O’nun namına uyumak şu: Sen gövdeni istirahate alıyorsun ama O seni alıyor!
O’nun işini yapıyorsun. Sen yemek yiyorsun ama O senle öldürüp yaşatıyor
Dost Azrail’le öldüren, senle öldüremez mi? Azrail nerenden yönetiliyor?
Konu açılır da açılır, bu işler bitmez
Nihayetinde: Kulu üzerinden çalıştırdığı sisteme Allah diyoruz
Kendi çalışmasının ismini ise kendinden başka kimse bilmedi

Tekrarla: İnsanoğlunun dindarı, ilahlık yapmaktan sözde korkar
Sadece şuursuzca çok rahatça yaptığı bu şeyi ama ŞUURLU OLARAK yapmaz!
Şuursuzluklarını şuura çevireceksin, sonra yasaya göre süzüp davranacaksın
Şuursuzluklarımızın açığa çıkmasından korkuyoruz değil mi? Ama sen osun ki!
Bu, bir gün mutlaka ne olduğunu görecek, razı olamayacağı şekilde hem de
O vakit aslen sürekli yaptığı ilahlığını, kendi nefsi namına yaptığını görecek


La ilahe İLLALLAH’ demek

‘benden başka İlah yoktur’ demek!..
Bu, ‘şu mevcut ilahlık taslayanlardan biri de benim’ demek dışında bir şeydir
Ha işte şimdi girdin mesuliyete
Yoksa bu ifadenin, vazifenin ağırlığı,
tüm KOZMOZDAN ‘daha ağır..’ başka daha nasıl ağır olsundu ki?
Sende ne kadar başka ilah yoksa o kadar ki senden başka ilah yoktur
Hayatı, hayatın şuuruyla yaşa. Bunu burada edin
Şuursuzluklarımın şuurlara açılacağı günde Rabbıma sığındım
Bu konu daha önce hiç böyle anlatılmadı

Konuda bir önceki yazı İNSİCAM (2) Senin Sana İrşatın, Sana Hidayet Olur! (Özet Yazı)
 
/Okyanusta Şadırvan. 2016

_______________________________________________________

İlgili Yazılar

Allah Bir Şey Yaratmamıştır! Sadece Alemleri Yaratmıştır
‘HİÇLİK’ Olur mu? Ne Hiçliği?
      Bir Arif Niçin Külyutmaz?
      
Hakimiyet Kayıtsız Şartsız İnsandadır
      
KADER Nedir? Doğru Anlaşılmalı
      Her Kişiye Özel Din /Adalette Sanat Budur
      EN EL HAKK Nedir?
     
‘HİÇLİK’ Olur mu? Ne Hiçliği?
      MEZHEP Nedir? Mezhep ve Anlayış İlişkisi
      METOT NEDİR? Niçin Her Devir İçin Değişir? (ÖZET YAZI)
      Farz Olan HACI OLMAKTIR
      BİLGİ Nedir?
      PAPİRÜS Nedir? VAHİ Nedir?
      
NECE? Bir İnsanı Tanımak İsterseniz Gündelik Dilden Konuşmasını Ölçü Alın
      Sanat. NEDİR SANAT? Nedir Bilim?
      HARF ve MANA
 
BİLİM Denen Neymiş? (Bilimde Rolü Kime Veririz?)
İNSİCAM (2) Senin Sana İrşatın, Sana Hidayet Olur! (Özet Yazı)
       ŞİRK Nedir? İyi Anlayalım!
       ASIL HURAFE Nedir?
 
Siyasal İslam Nedir? (Siyasal islam zımbırtısı Nedir?)
       Millî Piyango! Fikir ve İnanç Bu Siyasetin Neresinde?
       Antropomorfizm-İstanbul Kanalı-Fetöcülük-DinAyet
       
MEZHEP Nedir? Mezhep ve Anlayış İlişkisi
       ÇAĞDA METOT Nedir? Niçin Her Devir İçin Değişir? (ÖZET YAZI)
       Siyasal İslamın Şirkle Bağlantısı
 
AKIL Nedir?
        MANTIK Nasıl Çalışır Ve Zihin Kendisini Niçin Göstermez?
        ZİHİN İŞGALİNE ‘DUR!’ De
              
ZİHİN İşgalinden KURTULMAK
              ZİHNİYET mi? ŞAHSİYET mi? İşte ‘açık ara’ Ayrıntılar
        BİLİNÇALTI Nedir?
        Düşünce ile DÜŞÜNMEK Arasındaki Fark (1)
              Düşünce ile DÜŞÜNMEK Arasındaki Fark (2)
              Düşünce Başka Şey, DÜŞÜNMEK Başka Şey… (3)
              1- Düşüncenin Pankartları
              2- Düşünceler Zihin Alanımıza Düşerler. ‘Düşünmemiz’ Bunları Karşılar
              3- Düşünce bir yerlere zaten disiplinsizce gidiyor. Görevi istekler taşımak!
       FİKİR Nedir? Fikirle İdeoloji Arasındaki Fark! 
              FİKİR Nedir? (2)
       RUH Nedir? Niçin Ruhundan Haberin YOK?
       KAFAM KARIŞIYOR!
       KÖTÜLÜĞÜ “PAYLAŞMA!”
       Aradığın Şey Kesinlikle Gösterilmiştir
       ANLAMAMAK Diye Bir Şey Niçin Yok? Şunun İçin Yok:
              Demek ŞAİR, Demek FELSEFİK! Peki, Kim Bu?
              Anlayıp da işine gelmez ‘Ayar Verici Tiplere’ toplu cevaplar

Kelimelerde ayrıntı için Şadırvan Kavramlar Sözlüğü

Index

Comments are closed.

Translate »