EVRİMDEN Kasıt NE?
Evrim ile Devrim, Birbiriyle 180° AYRIDIR

Evreler, insan varlığındaki referansın baştan uca öz güdümler olduğunu,
bu öz güdümlerin ‘varlıkta hedefi’ asla hiç değiştirmeyeceğini,
bu öz güdümlerimizin ‘evrile evrile tasarım geliştirerek’
sürekli yolculuk gibi bir göreve eşlik etmediğini; doğada evrimin olmadığını,
evrim anlayışı yerine DEVRİMİN olduğunu ortaya koyuyoruz*¹

     (*1) DARWİNİZİM! Darwinizmin Maksadında Ne Yatar?
yazısında bu fark genişçe açıklanmıştır

 

 

 

Evrim başka şey, devrim başka şey! Bunu şöyle ayırt etmek mümkün:


Evrim, baştan tamam olmayan bir şeyin

EVRELER HALİNDE tamamlanışı ifadesine kapı açarken
oysaki DEVRİM (bunun tam aksine)
ta başından beri BİR TAMLIK İÇİNDE MEVCUT OLANIN
‘kendi tamlığını’ ortaya çıkarması amacını kapsar
Arada çok anlayış farkı ve uçurum var!

Gerçek Devrim, evrimciliği reddeder
Evrimciler ise (Öz’ün değişkenliğini iddia etmiş olarak)
‘gerçek devrimin’ mutlak sonucunu örtmek isterler
Zira devrim, ‘OL’ anıyla tamam bir konudur, evreler halinde ortaya çıkmaz
Her şeyin TAMam olduğu tek bakışta görülür
Böylece iddia ederiz ki amaçlanış evrimle değişemez ve
(yerine ikame edilebilir değişken başka bir iddiayı) hedefinde barındıramaz
Bu ispat evrim nazariyesini tamamen geçersiz kılar/açık şekilde çürütür

 

İnsanla hayvanı birbirinden ayıran şey korkma biçimleridir

Hayvanın yargılanma telaşı duygusunun yerinde ‘ölüm korkusu’ vardır
İnsanın genel vaziyetinde ise ölüm korkusunun kaynağı, yargılanma telaşıdır

Bu, her görüşten insanı ikna eden bir tespit
Böylece İnsan, tüm alemde (amacıyla) özeldir
Sonradan bir eklem ve de ‘tür dışı dönüşüm’ yok
Amaçlanma itişi, sonradan edinilemez! İlksiz ve sonsuz şekilde devrededir
Zira insanı taşıdığı amaç, yükleniş emri, bu zarfı açığa çıkarma görev bilinci,
kendisini sürekli uyararak meşgul eder
Bu da İnsanın ve Evrenin, bir AMAÇ taşıdığına delilidir
Bir amaçla yükümlü olduğundandır ki korkunun kaynağı yargılanma telaşıdır

Amaçlanış sonradan gerçekleşemez!
Sonradan amaç hale getirilen şeylere MAKSAT..
ilksiz ve sonsuz bir zamansızlıkta maksatlanışa AMAÇ deriz
Bu durum gösterir ki ‘AMAÇLANIŞ, SONSUZDA YEGANE BİR İTİŞTİR’
Hayatın her anında aynı yüksek bir itişle güdümlendiğimiz ve
üstü (doğal şartlarda) örtülmesi mümkün olmayan yegane şey,
işşu ‘GERÇEKLEŞMEK ARZUMUZDUR’

İsyanist Krallığın üç karanlık prensi var. Bunlarla besletildi ideolojiler
Bunlar üzerinden de siyasi akımlar tertiplendi
Bu karanlık krallığın ‘3 prensi Darwin, Freud ve Marks’tır
Muntazam bir merdivenle böylece zihinler işgal edilmiştir ne yazık ki
“Zulüm, insanın amacında durduruluşudur” dememiz bundandır

 

Evrim görüşü, şu iddiayı dayatır /Temelde itmek istediği mantık şudur:

Evrim kavramına yerleştirilmiş değişmez net ifade: SONRADAN!..

Yani evrim, ‘evrelerin incelenmesi’ olarak ele alındığında gayet kabul edilir fakat
evrimcilerin bu kavrama yükledikleri anlam, ‘sonradan tamamlanış’a atfeder ki
bu kabul görmez. Neden görmez? Varlıklar-mahluklar, başıboş değildir de ondan

 

 

SONRADAN TAMAMLANIŞ!!!

Sonuçta bu tezgah, varlıkta (yapısal durumun)
nereye doğru yürüyeceğinin bilinemezliği görüşünü kabul etmemizi ister, bu bir

(ikincisi) Varlıkların (sadece) değişkenler yapısı değil
Asıl tezgah, insanın amacı ve görev bilincinin tanımlanmasının istenmeyişidir
‘Bir tespit edilemezliğin’ zihinlerimize ekilmesiyle insanlığın, yolunu kaybedişidir
Plan, ‘gelecek çağların felsefesi’ önümüze nasıl bir keşmekeş dizecek bilemeyiz!
Bilememeliyiz! Dava bu: İnsan Bilemez! Neyi bilemez? Bilmekle emrolunduğunu!

Keza tüm teoloji ne yazık ki çökmüş olur! New Age imzalı bilimsel kafalılık budur

• OYSAKİ Yaratış mükemmeldir! Burada mükemmelden kasıt şu:
Mükemmellik, “hayatın ve evrelerin gitgide yoluna girerek oturması” tezinin
ve “tamlığın sonradan oluşması görüşünün” reddedilmesine işaret eder
Öte yandan “başı-sonu ‘aynı amaç üzere planlanMamış’ bir yapılışla” var olmak,
“varlıkta mükemmellik ” iddiasını böylece temelinden yıkmış olur sözüm ona

• Kuruluşun belirsizlik üzerine kurulmadığını anlamak, sanatı idrakle mümkün
Eğer ki varlıklar bir yaratışla var olmuşlarsa
BAŞINDAN SONUNA BÜTÜN AŞAMALARIYLA ‘OL’ noktasında vardırlar
Hiçbir şey sonradan olmuş olamaz. Sonrasında hiçbir şey bu ‘tüm’den eksilemez
Dünyada kötülüğün eksilmesi dahi onun yok olması anlamında değildir
Keza iyilik ortamının azalması/eksilmesi de böyledir. İyilik de yok olmaz/olamaz
Her şey başından sonuna tamdır, bütündür. Amacıyla, hedefiyle bütündür
Hareket kabiliyetiyle bütündür
İnsan, bütün aşamalarına bir anda vakıf olamaz! OLUR, İşte ona hakikat diyoruz
Buna zamansızlık-mekansızlık diyoruz
İnsan, bu görev bilinciyle büyüktür, şereflidir, en yüksektedir
Belirsizlik yolu, bu insana giydirildiğinde onun bu şerefi, yüceliği konuşulamaz
Burasını kaldıranlar onun onurundan-erdeminden-ahlakından artık bahsedemez
Daha da ilerisinde mükemmellik tanımını bunun dışında bir somuta bağlayamaz

Burada teorik zamansızlıktan söz etmiyoruz… Zamansızlığın basit izahı üzerinden
insanoğlu “aşamalar tamlığını /tamlığın ortaya çıkma aşamalarını” idrak edemez
Bu konu, daha da tafsilatlı izahlarla yürütülür gider, burada bu kadarı yeterli
Velhasıl, sonu şu:

• Evrimi iddia etmek, (sadece) aşamaları /evreleri kabul etmek değildir
Yani konu burada bırakılmıyor (çünkü buraya kadar olanda sorun yok!)
Evrimcilik denen şeyi (en nokta ifade edişle söylersek)
“aşamaların, kısım kısım oluştuğunu” iddia etmektir
ki bu da yaratılışı reddetmek hükmündedir
Çünkü yaratılıştaki gaye ve kasıt ifade “MÜKEMMELLİKTİR”
Sonraki ihtiyaçlılığın baştan bilinerek ‘ilk donanımında’ var edilmiş olmasıdır
Zaman ve mekana bağlı zihin, tamlık ve mükemmellik kavramını kavrayamaz

 

 

2’nci Darwinizm diyor ki (bir önceki yazıda var zaten:)


[Yaratılışta ‘asıl sonuçlar’ yaratılıştan sonra evre evre edinilerek ortaya çıkar ve

sonsuza kadar hiçbir şeyin amacı bilinemez!?
Evrim haline göre ‘amaçlar da’ çeşitli ve değişkendir
Amacı kimse bilemez ve kimseye de öğretemez, öğretilmesi de geçicidir
Hayat böyle belirsizlik içinde devam eder gider!?] Daha da şunu diyor:

Hiçbir şey, ana tanımıyla tanımlanamaz. Ve hiçbir şey görevini bilmez
(bu demektir ki tanrı da doğa da görevini bilmez) Hiçbir şeyin temeli yoktur!
İzah da edilemez! Bilim arar arar arar…” (bulan beri gelsin, şu makama bakın!)

Daha da kısaltalım:
İsyanizmin yanılgısının bugüne değin izah edilmemiş kökü şudur
‘HAYAT BİR BAŞLANGIÇLA rastlantısal BAŞLAMIŞTIR!’ Müminin ise sözü şudur:
‘Hayatın başlangıcı yoktur, sonu yoktur! Hayat dediğimiz şey geçici olmayandır’
Bizler sınırlı ve sonsuz iki yapımızla bu sonsuz alemde yaşarız
Sınırlılığımız içinden SONSUZLUĞA uzanırız
Bu iki iddia, imanla imansızlık halini net biçimde ayırır
Bize göre hiçbir şey oluşumunu sonradan sonradan tamamlamaz
Ara ara evrelerini devreye geçirir (Ehl-i Gönül, tasavvufta buna zuhurat der)
Ama evrimcilerin iddia ettikleri ‘evreler zinciri’ bu demek olmuyor. Çünkü bizler,
evrelerin (bizi bir bilinç ve idrakle, hayatın amacına sürüyüp)
zaman sahnesinde AN’lık hakikatin perdesinde olaylara çevirdiğini söyleyiveririz
Darvinizmin ise ana planı ‘İNSAN kendini bilmemeli/tanımamalı’ ve böylece
sorumluluklarından bi haber yaşayıp görevini, amacını gerçekleştirememeli!
Dava bu… (önceki yazıyı okuyun)

Kısaca insanı, koca galakside bir krater parçası şeklinde gösterip
bu ölçüt dahilinde ele almamızı ‘bilim’ diye bize dayatmaktadırlar
İnsanı, hayvandan ayırt edici özelliklerin hepsini sıfırladılar
İnsan ne yapıyorsa bunu hayvan da yapıyor gösterdiler(*)
Bunun için hayvan davranışlarını insanın içtimasına taşıyarak
insanı, hayvana esir edici bir düzenek kurdular
Düğümü çözmeden kuyudan çıkamazsın!
İşte (o doğası dışındaki gösterilerini) alkışladığın kedi köpek var ya!..
Evrimin büyük destekçilerindensin, bi bilsen!

Hakikatin rey sandıkları böyle çalışır:
Meyiller, saplantılar, hayaller, heves ve korkular, dağılan rey sayılarıdır

     (*) İNSANIN HAYVANDAN EN TEMEL FARKI NEDİR? 
 
/Okyanusta Şadırvan. 2010

_______________________________________________________

İlgili Yazılar
 
DARWİNİZİM! Darwinizmin Maksadında Ne Yatar?
AMAÇ

Kelimelerde ayrıntı için Şadırvan Kavramlar Sözlüğü

Comments are closed.

Translate »