TEKNOLOJİYE Secde Etmiyor Muyuz?

TEKNOLOJİYE Secde Etmiyor Muyuz?

Günümüz TEKNOLOJİSİ, mevcut bilimin şımarıklaşmış çocuğudur
Üniversite: ‘Bu çocuk bizden değildir’ yalanına, ambalaj çekilen sektör!

AkademiSYON yıldızı altında parlayan ‘çağın mehtap teknolojisi’
Üniversite mehtap kafalar üretiyor!
Zulüm, zulüm olalı böyle mehtap görülmedi
Fake uygarlığın rüyası ‘yüksek eğitimle’ zulmün bulamacında yüzerken
hayatın ‘zulümden koruduğu’ kimseler, çile havuzunda gusülde tutuluyor

Bugün Batı, son ürettiği teknolojiler yüzünden battı-batıyor
Teknoloji başka şey, bilim başka şey de ondan
Derebeyliği kaldırdık diye övünen ‘müstekbir sermayenin’ kene beyleri,
bilim merkezlerini bir-bir eline geçirmişti

 

Teknoloji, bilimin şımarıklaşmış çocuğu haline gelmiş
(kendi çocuğunu kontrol edemiyor bahaneli) bir BİLİM?

Amacını yitiren ailenin çocukları şımarıklaştığı gibi amacını yitiren bilim


Böylesi bilim, kendi doğurduğu sorunları, teknolojileriyle örtüyor
İnsanlık amacını ‘örtüp gizlemek’, bilimin amacını saptırmakla mümkün
Bunu gizlemek için İSYAN UYGARLIĞI,
‘kokuşmuş bilimin üzerini’ TEKNOLOJİ pastasıyla cilalayıp parlatıyor
Bilimdeki kabadayılığını ‘salıncak teknolojisiyle’ masumluyor
“Cafcaflı şeyleri konfor ortamımıza sokarak” bilmin amacını unutturuyor!
Kitlelere sus payı veriyor. Olmayan bilimi ‘bilim’ diye yutturuyor
Aslen ‘İnsanı huzur içinde yaşatmak’ amaçlıyken
‘amacından sıyrılmış’ (güya) teknolojisine söz geçiremeyen şu bilim,
zulümde kabadayılığını konforlarımıza soktuğu teknolojisiyle masumluyor
İnsanlığı -kendi yarattığı suni şartlara mahkum hale getiriyor
Bu çağ çoktan kapandı. Hiçbir karanlık çağ bu kadar uzun koşmadı

‘Endülüs Kütüphanelerinin’ talan edilmesi ile kaçırılan bilim kitaplarının,
Batı teknolojisinde amaçsız kullanılmasıyla başlatılan
(HAYVANLARIN İDARE ETTİĞİ bir çağda) şu GÜNÜMÜZ TEKNOLOJİSİ,
mevcut bilimin şımarıklaşmış çocuğudur
Günümüz teknolojilerinin doğumu, SEZARYEN!.. Bilimin karnını yar
rahimsiz-merhametsiz bir kapıdan, insanlığa yapılan maksatlı giriş!
Sezaryen teknoloji! Amacından kopmuş bilimin şımarıklaşmış çocuğu!

Bilim Doğu’da doğmuş, teknoloji elbisesini Batı’da giymişti
Ne acıdır ki ‘bu şekil ve kostüm sektörü’, insan doğasının bebeklik alemini
bu çağda küvezler altına almış, sezarlar süt ememez olmuştu

Sütü için çığlık atan bebek, senin şu teknolojini nitsin?
Afrika’nın kaç biberonuna damla olup aktı şu ’emcekare’n!
Sömürüçün, ‘taşradan toparladığı dahilere’ icat ettirip
kendi emellerinde kullandığı şu ‘mağrurlanma teknolojisi’
hangi kıymet-i manayı taşır? Hangi hükme delil teşkil eder acaba?
Amacını yitiren ailenin çocukları şımarıklaştığı gibi amacını yitiren bilim

 

KARANLIK ÇAĞIN ‘BİLİM YUVALARI!’

 

Herkes bilimsel kanıt soruyor!? Ben de bilimin,
şu bilimsel olmayan çağda kimlerin tekelinde olduğunu soruyor, söylüyorum

Bilimin 2+2= 4 ifadesi ayrı şey, ‘hastalık-sağlık-hukuk-iktisat düzmecelerini
bilim diye yuttururkenki “2+2= 5’i ayrı şey…
2+2= 5, “2+2= 4 bilminin” bilimseli olamaz. Her eğri bir doğruya yaslanarak…

İnsanın, gayet tabidir ki kanıtsal-tespitsel yaşaması başka şey,
bu çağın bilminden endamlı ‘bilimsel kafa’ olması başka şey

Bilim başka şey, (bilimle yutturduklarından bi haber bizlere) üniversitelerini,
medyalarını, örgütlerini sanki bilimin sesiymişçesine ölçü aldırtanların
maksatları başka şey. Bu katakulliyi anlayabilir misin?

Kanıtsal bilim, sana hastalık ve iktisadi yapının ‘taç yaprak, çanak yaprak’
olduğunu elbette ki söyler (görevi bunu da söylemek olmasın mı?) Fakat
buna göre çizilen gidişatta saklanan maksatların mantığı, kanıtsal bilim değil
safsata bilimdir
Bilim yuvaları denen bu örgütlerce alınan kararların mucibi olabilir misin?

 

Kendileri ‘din, bilimsel değildir’ derken.. hakikati görüp yaşayanlara:

“ne malum ‘görmediği şeye gördüm demesi’ diyor. Peh!

Biz de deriz: “Bilim kürsülerinin başına maksatlıların geçmediği ne malum?”
Bu bilim, senin gördüğün hakikate bilim demiyor; peki tamam da
şu bilimsel ‘çanak ve taç yaprakların’ uçlarındaki zerreciklerin,
tüm alemimize acaba ne söylediğini gizleyip gizlemedikleri bir muamma olan
şu ‘bilik yuvaların maksatlarına’ tereddütsüz bilim dememiz nasıl bekleniyor?
Sen, pekala gördüğün hakikati (tamam) herkese gösteremiyorsun da
o da biliminin safsata olmadığını kime gösterebilmiş de onunki bilim olmuş?
Şu bilimleri, kendi hukuk yasalarıyla mı bilim? Savaş teknolojileriyle mi bilim?
Hak değil, dayatma ve güç yasalarıyla mı bilim? Neyle bilim?
“Bilim, sanatın delillendirilmesidir” demiştik, işte bunun için…
Teknolojiler safsatadan mütevellittir sağlaması gereken mutluluk karşısında!
Geçici mutluluklar da safsatadan bir sevindirikliktir, adalet karşısında…
Şımartılmaktan mütevellit teknoloji, safsata bilimin amaçsız çocuğudur

Çağı karanlığa sürüklemiş olan şu bilimlerinin nihai sonucu bu!
Gelinecek yer buydu… Yalan mı şu söylenenler? Bu bir dedikodu mu?
Yoksa, bilimsel tespitler mi? Şadırvan’ın ortaya koyduğu tespitler,
bu ‘bilik yuvaların’ aslında ‘bilim yuvaları’ olmadıklarını,
bunların ‘karanlık çukur’ olduklarını gözler önüne sermiş olmuyor mu?
Böylece günümüz teknolojisi, maksatlı bilimin şımarıklaşmış çocuğudur

 

Günümüzde Bilim ve BİLİM-TEKNOLOJİ İlişkisi

 

Yalnızca ‘maskeleşmiş insan tiplerine’ pazarlanan ‘şu teknolojik kalkanlarla’
gelişme görüntüsü vermeye kalkışıp medeniyet kurmaya çalışmak,
bir ‘grekoromen’ minderi…
Tabi ki bacaklar güreşe katıldığı an, gerçek pehlivan ortaya çıkar
Gerçek bilim, kürsüyü alır! Çünkü medeniyet ‘gerçek bilimin’ sonuçlarıdır
Teknolojilerse çeşitli kaosların göstergeleri olabilir! Sömürüye ‘kara delik…’
Girdap…

Ne acıdır ki
günümüz bilimi, kaosu stratejileyen bilimdir, çatışmaları teşvik eden bilimdir
‘Siyasi kapışmaları tetikleyen unsurları’ kendi masasında analiz eden,
buradan elde ettiği sonuçlarla ‘felsefe akımları’ meydana getirerek
kontrolünde tuttuğu bilim yuvalarında, sömürüsüne icazet üreten bilimdir
Buna çerez olmuş bir bilim, hedef hainidir

Bilimle teknolojiyi ayırmadan, kendi pencerelerinden ayrı ayrı bakmadan,
kafamızda ‘bilim’ diye tasvir ettiğimiz şu yamalanmayı,
şık metal parçalı makineler, elektronik resitaller,
en minik mutfak malzemelerinden en devasa gemiler-uçaklar-füzeler,
feza röntgenciliği dürbün teçhizatlar,
sibernetik savaş malzemeleri fuarcılığını ‘BİLİMİN KENDİSİ’ zannedip;
fakat öte yandan özel harp dairelerince yaratılan savaşlarda toplanan
denekler üzerinden acımasızca elde edilen ‘organ nakliyatçılıkla’ birlikte;
bilumum ‘haplama mühendisliğini’, sosyal faciaları (sözüm ona hala bunları)
‘eğitilmemiş insanlık’ sebebi şeklinde görmek-göstermek, işgalin planıdır

Şadırvan,
karanlık çağın ‘beyaz yaka totemleri’ olan bu kürsüleri tavaf eden düdüklere
[Bol anabilim dallı kampüs ormanlarda
‘hammaddesi odundan’ KERESTE proflar bandosu] dedi. İşgalin boruları!
Gizli tarikat!.. Mürit bile bilmez “tarikatta mıyım-değil miyim?”

Peki bu ‘bilimsel kafacılık tarikatlarını’ bir beynelmilel komitenin güttüğünü
bunların planlı bir yapılanmayla ‘üniversite’ adında
‘bilim maskeli işgal yuvaları’ olarak çoğaltıldıklarını, niçin fark edemiyoruz?
Etsek de ‘biz bunlardan değiliz’ diye nasıl iddia edebiliyoruz? Edebilirsin…
Fakat senin tüm şeklini karakterini, muamelat ve tepki-davranış tutumunu,
bu işi karizmadan saymanı, bu totemik yapıya ram oluş acizliğini;
kişisel dalına basıldığında da
bu yuvaların rozetinde meşruiyet arama güdüsüyle savunmalara kalkıştığını,
kısacası tüm bu kimliği sana giydiren, bu karanlık çağın bilim beynelmilelidir
Ve sen onun net şekilde kulusun!

Fakat bu kulluktan kurtulmayı bile (bu işleyişe gene boyun eğerek)
‘kendi alt kullarını’ oluşturmakla başaracağının planları içinde yaşıyorsun
Çözüm yerine koyduğun bu kaçınılmazlığı aslında ruhsatlamış oluyorsun
Farkında olmadan uğradığın zulmü, gücünün yettiğine ciro ediyorsun!
Gizli ‘love story’ budur! ‘Ham maddesi odundan’ kereste proflar tarikatı…
AkademiSYON’un malısın! Ya ne ya?

Tüm bu kostüm kimliği, delip yırtan ‘gerçek hoca’ olur. Fakat nasıl yaşar,
başına gelenlere nasıl tahammül gösterir, davasında azmeder mi bilemem
Bildiğim şey, bu niyette olanın başarısı, alınacak bu karara bağlı olduğudur
Yiğitlik budur, aksi taktirde kim takar sanıyorsun profçuluğunu?

BİLİM Kendini Aklıyor!? başlığında yazı devam ediyor
Konuda bir önceki yazı BİLİM Denen Neymiş? (Bilimde Rolü Kime Veririz?)
 
/Okyanusta Şadırvan. 2015

 

Kelimelerde ayrıntı için Şadırvan Kavramlar Sözlüğü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Translate »