MİRAÇ Nedir? Kutlanılması Nerede Görülmüş?

Cemaat, bir-bir yürüyemeyip ‘bari ekip halinde ilerleyelim beyler’ işi değil!
Yalnız yürünen yolun sonunda bir panayırlaşmadır
Vakit namazına tek tabanca eğilmeyenin, ‘bari beraber bir CUMA’sı değil
artık ‘nice yalnız geceler sonucunda’ kurulan bir panayırın vaktidir

Tam tersini yapıyoruz, NİÇİN?
Anneler günü-evlatlar günü? Ve Allah Günü?
Ne anne aptal, ne evlat!.. ‘Ne de bunu yiyen allah’ var!
Arefesi olmayanın bayramı olmaz! Olursa bu başka gündem, başka panayır!

 

MİRAÇ’IN Ön Şartlarını Yerine Getiriyoruz Evvela

DİNLER denen şey,
Nebiler arası her çağın, belirli bir Muhammed seviyesidir
Ölçü tamamlanmıştır, ‘dinler’ yok! Dost Muhammed’le insan gerçekleşmiştir

PAPİRÜS KAFA KOMİTACILARA Şunu Sorarız:

 

Nebilerin SONUCU olan, artık bundan öte nebilik de olmayan bir gerçekte
AllahRasulü KİME ÖRNEK OLMAK İÇİN’di?! Bu soruyu sağlam soralım
Yaşadığı hayat, ‘ilim-tatbikat’, kendinden sonra gelecek bir nebi için miydi?!

Miraç, kendi için olsaydı ‘çıktığını söylemek emrini’ yerine getirir miydi?
Yediği yemeği, ya da ‘Hendek’te açlığını sakladığı gibi saklayamaz mıydı?
NEYE-KİME örnekti.. başka da nebi gelmeyeceğine göre!?

AllahResullerinin örnekliği, herkesin bir yerde başına geleceğin temsilidir
Nebilerin kendilerinden sonrakilere örnekliği, başka ne demektir, düşün!

Allah Rasulü, hem çağında hem kendisinden sonraki resullere örnektir

 

Avama örnek değildir. Avama, ‘örneğin haberi’ olarak uyarıdır. Uyana!
Resullerine ise örneğin müjdesidir. Kendini her devirdeki ashabına ikramıdır
Nebi son nebiyse kendisinden sonra başka da nebi mümkün olmadığına göre
o zaman AllahRasulü Miraç’la ilgili bilgiler verirken:
‘Benden sonra gelecek nebilere iyice anlatın. Miraç’a şu vakitlerde çıkılır,
şunlar olur, böyle olur (gibi) onlar bu dediklerimden örnek alsınlar
İyice nakledin bu dediklerimi’ demesinin de mümkünü olmadığına göre
o zaman bu konular gibi özel konularını niye anlattı?!

Miraç’a çıktığını kendi bilirdi (mademki sonra kimse çıkmayacak, öyle ya?!)
Demek ki nebilere değil.. kendisinin yolunu takip edenlerine anlattı
kendisine her devirde inananlarına anlattı
Tüyolarını verdi, bazı işaretleri de en yakınlarına verdi, bildirdi
O zaman bir kimse ‘o peygamberdi Miraç’a çıkar, biz çıkamayız’ nasıl der?
Çıkana da ‘hadi oradan sen peygamber misin, peygamber mi oldun?’ diyemez

Çünkü örnek olduğundan kasıt, sen onun huyu-suyu-canısın demektir
Aklın bir köşesindeki kartpostala baka baka kostüm kuşanıp oldum işi değil
Sen ‘kostüm’ giyersen olmaz. Sen O’na kostüm olacaksın, O seni giyecek!
Allah, Kuran’ını böyle indirir, böyle korur. Hep böyle indirdi, böyle korudu
Hiç değilse ölünce ‘başın sağ’ olur, başın sağ olsun deseler de demeseler de
Elinde papirüsü sallayıp, onu bunu şeriata davet etmek de neymiş?
Sen kendi başına bir akıl davet et bi hele ‘ey.. SİN adayı!

 

• Allah Rasulü, Hem Allah’a İman Etmenin,
Hem İnsan’a İman Etmemizin Ölçüsüdür

 

Resuller,
ölçülerin tamamını/en kafisini üzerinde taşır. ‘Sen ne kadarını görürsen!’
Kafa, salt papirüse baktığından ölçülerin tümünü arıyor günün rasullerinde
İyi de senin bakışta, ‘GÖRDÜĞÜNÜ OKUYAN’ bir hüner yok ki göresin!
Görme işlevini papirüsteki hecelerle ihata eden, inatçı kurnaz kafa!
Resul kişide nebiden ziyade ‘nebiliği’ görmelisin ilkin:
Nebiliğin her devirde gerekliliğini.. nebiliğin (resullerle) sürekliliğini…
Yani tıpkı ayetlerin sürekliliği gibi

Son nebiden sonra hiç nebi gelmeyecek demek,
son nebinin ötesi diye bir şey yok demektir
Onla gelen(onun getirdiği) ilim ve hakikatin ötesi veya dışında başka doğru,
başka bir son ölçü yok demektir
Yoksa ‘artık Muhammed, hiç gelmeyecek’ demek değildir
Gidiş-geliş diye bir mekan yok, zaman zaten yok!
Nebi olarak gelmeyeceği için rasuller olarak gelir
Onun gibi tam ve tüm ölçüde ondan başka hiç kimse olamayacağı için
sen sadece ‘sana lazım olan kadar’ değerleri görürsün göreceğin kimsede
Bu, senin ‘hak ettiğin kadar görmen’ yasasıdır. Arayışın kadar kavuşursun
Görebilir de bu ahlak ve tutumla tutumlanırsan ne ala! Başka da rehber yok
O, her kulun ‘son noktasını’ ortaya koydu, daha ötesi yok
Her kulun kısmi kapasitelerinden de örnekler verdi, zirvenin örneği içinde

Niçin Allah rasulü? Çünkü O Allah’ın rasulü de ondan!
Sağlığında dost ashabın her biri de nebinin rasulleri ama!
Kendisinden sonra da elçilik devam eder
Gelen bütün rasuller de nebinin rasulüdür! Allah’ın rasulüdür. Hiç fark yok
Allah rasulü-Nebi rasulü, fark etmez senin için. Kelimeye-kavrama takılma

Son Nebi, yanı başlarında sağ olduğu için
bu dost ashaba ‘nebinin rasulleri’ denmesine gerek yoktu

ASHAP sözü her şeyi anlatır, anlayana… GÖREN!!! Neyi gören?
Nebinin yaptıklarını gören!!! Neler yaptığını her bakan görebildi mi?
Miraça çıkışını gören!!! (örnek)
‘Bilen-işiten-duyan, çıktığına inanmayı tercih edenlerden olan’ demiyoruz

Kendisinden sonra gelmeyecek bir nebiye ölçü olan bir miraç değil
Artık gelmeyecek bir nebiye ‘hiza-hakikat‘ gösteren bir miraç değil
Düşün! Her ayette uyarı: ‘Hiç akletmez misiniz?*’ iken peki ya şu:

— “O peygamberdir Rab’la konuşur da çıkar da!!!”
— Peki, sen necisin?

 

Dost Muhammed, Dostlarını MİRAÇ’A ÇIKARANDIR

 

Kabalacısı çıkmış Miraç seferine! Masoncusu çıkmış Miraç seferine
Saymayalım çok oğlu çok.. çık oğlu çık (tabi ki nere kadar?!) E sen necisin?
Yahu bu Miraç, öyle bir şeymiş ki
İyi-kötü diye ayrı-ayrı seferler tertiplenmiyormuş! Alemde tek maraton!
Şunlar katılır bunlar katılamaz diye bir şey yok
Sadece PAPİRÜS KAFALAR katılamaz, bunu söyleyelim

İşte dost Muhammed, dostlarını MİRAÇA ÇIKARANDIR
Nebiye bunun için iman edilir, ya ne ya?
Bu insanın kellesini kessen kanı MUHAMMED der de akar
Tüm bilincini kaybetse aynı anda tekrar tekrar bin kez Müslüman olur
Bin kez Ashap olur. Çünkü o ‘OL’du artık
Oluşunun anları, ‘tarihte gezer-dolaşır-yaşar-yaşatır’ Rasuller böyledir
AbdüHU ve RasulüHU bu demek

Papirüs Kafa’nın kitabında, okuduğu hiçbir hecede bu hakikat, tabi ki yok!
Hiçbir gerçek, perdesiz değil de o yüzden yok!

Bulamaz. Gözünün önündekini bulamaz da okuyamaz da
“Onlar, dudaklarını bükerek okurlar*” diyor
“Bakarlar ama görmezler, kördürler. İşitmezler, sağırdırlar*” diyor
“Gökleri-Yeri kim yarattı diye sorsan muhakkak ‘Allah’ diyeceklerdir*” diyor
Madem öyleyse niçin Allah’a inanmıyorlar acaba?* Bu acabayı ‘düşün’ diyerek
şimdi şu anına söylüyor da gene söylüyor. Yani soruyor ki ALLAH NE?
Kulundan açığa çıkana Allah denir. Kulundan açığa çıkmayana Allah denemez
İşte Muhammed’teyim, diyor ey Mekkeli müşrik! Soru bunun için… Allah NE?
Ressam, tablosundan açığa çıkıp konuşmayacaksa bu eseri niçin yaptı?

Bu işaretlerin ışığında müşriğin gerçek tanımını şu çekirdek ifadeyle yaptık:
‘Yaratanın yarattığından açığa çıkacağına inanmayan müşriktir’

‘Bu halde O’nun gücünü-sanatını kendinde ve de karşındakinde göremeyenin
allah demesi, hangi allahtır ki neyden bahsediyorlar öyleyse?’ diyor
“Allah NE?” sorusu, işte bu cevaba işaretendir! 

 

NEBİYE İman Etmeyi ‘622 TEMMUZ İNSANLARINA’ İhale Et!!!

 

Miraç emrini (ki ‘ulaşın bana’ diyor, zaten ‘dönüşünüz bana’ olacak*)
Bunu dünyada gerçekleştirin* diyor. Emrediyor. Buna aldırışsız kalıyorsun!
İtaatle sınavı bugün kendine değil ‘sadece 622 Asr-ı ashabına’ has sayıyorsun
Miraç gerçeğini de gene ‘622 Temmuz Nebisine’ ihaleye veriyorsun! Eee..?
Sana ne kaldı? Elde var Papirüs.. dilde var papirüs! İnsan nerede? Yok!

Şu ‘Papirüs Kafa Müşrik’, Miraça çıkışı ‘zevki sefer’den saydığı için
“bu şeref sadece peygambere vazifedir!!!” diyor! E bi çık hele!
Nebilerin yapıp gerçekleştirdiği her şey, ilkin kesinlikle bir zahmet
Fakat sonra AHMET! İlkin çile.. sonra tabi ki zevk-i safa
Yani zevkinden çıkmadı çıkanların hepsi Miraça.. biline!
Kimse zevkli geldiği için İslam’la şereflenmedi baştan, bilesin

 

Allah Rasulü, kendinden sonra gelmeyecek nebilere örnek değildir!!!

 

Kendinden sonra sürekli akıp gelecek resullerine(nebi varislerine örnektir)
Avama, papirüsçülüğe örnek değildir! Çünkü avam, % 100 müşrik olup
(papirüsü kendi zanlarına uyarlamaktan başka) kabulü olmayan
bundan öte (din ile ilgisi başka da bulunmayan kimseler olup)
örneğinin sonsuz süreçteki tekrarını göremez! Kişinin zan ve korsan benliği,
bunun anlaşılmasının önüne geçer de bu mutlak hakikati kendisine örter
İman hareketi, sonsuz bir döngü, sonsuz süreçleri kapsayıcı bir tatbikattır
Dost Muhammed, insanın başarısına örnektir. Bu itaate örnek amaçlıdır
İman, hep insana… Her devirde ‘böyle olması şart olana’ örnektir
Sadece ‘Peygambere(!) nasıl itaat edilir’e örnek değil
Muhammed hadisesi, sadece bir kereye..
o da sadece Mekkeliye-Medineliye mahsuben değil… Sonsuz bir döngüdür
Kuran’ın her an sonsuz kere, sonsuza kadar inmesinin açıklaması budur
‘Muhammed Ölmedi*yi OKUmak budur. OKUduğunu ömründe bir kere yaz!

Böylece Allah Rasulü Muhammed, insana örnektir
Kendisinden sonra gelmeyecek olan bir Nebiye örnek değil
Kulluk ölçülerinde kula örnektir
Ortaya koyduğu tüm ölçüler İnsanadır, Nebilere değil…
Yani önceki her Nebi gibi..! Kulluğa örneğin sonudur

Hakkında bahsi geçen ayetler olsun, vazifesindeki işaret ve yetkileri olsun,
o gün ve sonrasındaki resullerine/gerçeğe ulaşmak isteyenlere örnektir
Özeline ait dediğimiz halleri geneldir. Genel dediğimiz halleri şahsına özeldir
Nebiliği özel, resullüğü geneldir. Artık “bu O’na özeldir” demenden vaz geç!
Özel dediğin ne? Genel dediğin ne? Karıştırmışsındır. Bi bak, tekrar karıştır!
Her şey günümüze otomatik olarak taşınmakta. Anlayıp da secde edesin
Nebiler ile Resuller arasındaki tek fark, YOLDAKİ etabı ilk kez açan olmaktır

AllahResullerinin örnekliği, herkesin bir yerde başına geleceğin temsilidir
Nebilerin kendilerinden sonrakilere örnekliği, başka ne demektir? Düşün!

Nebi, herkese (kendisini her devirde takip edenlerine, her anki ashabına)
örnekliğini eda etmektedir. Ama buna kimler şahit olur ve hala da olur?
Çok da derin değil gayet açıkta bir konu, anlayana selam

/Okyanusta Şadırvan. 2011-2012
 
(*) Niçin SAV Demiyor Muşuz?

_______________________________________________________

İlgili Yazılar
 
Avama Özel Matine, şu ‘Gün KUTLAMACILIĞI…’
VOLEYBOL ve Kaf Dağı!
MİRAÇ Nedir? Kutlanılması Nerede Görülmüş?
DÜNYA, Ahiretin TÜM Örneğidir
KADİR GECESİ Dediğimiz İKİNCİ DOĞUM
HANGİ DOĞUM? (2)
HANGİ DOĞUM? (3)
 

Kelimelerde ayrıntı için Şadırvan Kavramlar Sözlüğü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Translate »