DEİZİM (İslam’da GİZLİ DEİSTLER!)
DEİZİM (İslam’da GİZLİ DEİSTLER!)
Sadece Batı Deizmi mi? ‘Müslümanım’ diyen ya bizim müesseseler?
Deizmi Batı’dan önce biz müslümanlar(?) buldu. Her çağda mevcut Selefi Diyanet
Bu müesseseler ‘Risalet Aktine’ bağlıysa deist değildir, siyasete bağlıysa deisttir
Deizim, allaha (güya) inanıp da nebisine ‘pratikte inanmayan!..’ Özü özeti bu!
Deist, nübüvvete lafta inanıp amma nübüvvetin şartı olan risalete inanmaz
Müslüman olduğunu söyleyen bu güruhun önlerine koyduğumuz bir sorgu da şu:
İslam’da bu gizli deistlerin ‘allah var’ demesindeki karavanası,
‘elçileri olmayan nebilik var’ demesindeki işkembeden tespiti gibi olmasın sakın!
Ebu Deistler, PAPİRÜS DEDEKTÖRLE allah arıyor,
nerede bir evliya görseler ‘şirk’ diye ötüyor
İnsanı reddedip aşık olamayan çakma alim, uzanamadığı ciğere ‘şirk’ diyor!
Hayatta en hakiki müşrik, işte bu tip!
DEİST: Kafadaki allaha ‘he’ deyip, Resul tınmayan
• Bilindik Deizim Ney? ‘(a)llah var.. peygamberi/nebisi yok!’ demek
Peki, deizmin diğer türleri!? ‘Kuran’ı merkezimize koymalıyız’ demek…
Başka? ‘Kuran var, sünnet yok’ demek. ‘Secde var.. ama İnsan’a yok!’ demek
İfade çok açık: Kuran dediği papirüs, allah dediği de kafa!
• allahı kabul edip (dikkat ‘a’ küçük harf!) nebilerini kabul etmeyen, deisttir
(a)llaha nebisiz inanç, Allah inancı değildir. Nebiyi kabul etmişsek
‘her devirdeki AllahResullerini kabul etmek şartını da’ kabul etmişizdir
Günümüzde bulunan AllahResullerine ‘yok’ demek, nebi de yok demektir
‘kuran/allah bize yeter
Sünnetten-hadisten bana ne!’ demek, ne demekse DEİZİM odur
‘Emir bize kafi!
(Ama rica addettiği) nüveden bana ne!’ demek, ne demekse DEİZİM odur
Sünnetullah, evrenin yalın yasası demektir
Ama sünnet denince hadis anlıyoruz!
Sünnete, hadis’e “kabul” dese de (sünnetten kastın ‘sünnetullah’ olduğunu,
bundan kastın ‘her devirde risalet/elçiler gerçeği’ olduğunu kabul etmemesi;
bunu dahi kabul etse ama resulünü görmeden ‘cahiliye üzere yaşaması*’)
gene deizmdir. Çünkü bakış açısı, böyle yaşayışı onun inancıdır
Şeriatçıyım diyen dahi olsa deist, deisttir. Deizmde bu temeli görmeyen de!
‘Vesikalı deistlere’ güya çıkışanın kendi de bu ölçülerce deisttir
Hey gidi ‘Ebu Deist Liste-i Maksadiye’ Kuran dediği papirüs, allah dediği kafa!
(Bizim içinse ha Farz-ha Sünnet, bir farkı yok)
Müslümana rica olan, Arif’e emirdir
Müslümana sünnet olan Mümin’e farz
Sünnet, hiç farz olur mu? OLUR
Bu şekilde olur, onu sen önem haline getirirsen olur
Müslümanın doğallığı, arif için kanundur
Ricaya önem verirsen onu EMİR addedersin. Sadece kendincedir bu
Kimseye ‘ricayı emir olarak yükleyemezsin’ böyle bi fetvayı kimse vermez
Sen böyle yaşa, güzel olur ama! Zaten bir yerden sonra ha farz ha sünnet
Bu söz anlayana!
Farz ve Kur’an hükümlerinin kök kategorisi aslen gene SÜNNETTİR/
SÜNNETULLAH!
Piyasada ‘sünnet’ adıyla (maalesef) kısır algılanan bu gerçeği,
diğer doğal hareket ve yasalardan sanki ayrıymışçasına algılama nedenimiz,
papirüsçülüğün ortaya çıkardığı bi adet. Temeli kavranmamışlığın tezahürü!
Sünnetullah, evrenin yalın yasası demektir
Ama sünnet denince hadis anlıyoruz
HADİS, bu yasayı vurgulayan söz, delil, şereflenmiş hadise ve kılavuzdur
SÜNNET, emir hali gizlenmiş RİCA..
EMİRse (hemen ön-yüzde sorumlu olduğun) ‘ricası olmaz doğal hüküm’ler
Burada ortak nokta DOĞALLIKTIR. Sen şimdi ‘doğanı-aslını’ bulasın
Doğal hareketine ulaşasın, doğal davranışlarını kazanasın
İster EMİR olduğu için yap, ister RİCAYI EMİR telakki et!
İkisi birbirinden kopmaz. Değişmez, bölünüp-parçalanamaz
Amaçlanmış olan bu doğal yapın, bir disiplinle akar vesselam!
(Evrenin Yalın Yasasına Bir Örnek)
Sünnet Ne Demek?
Sünnet, hadiselere, hareket ve davranışlara
DOĞAL olanın İCABET ETMESİYLE hadisenin şeref bulmasıdır
Nebiyi, nasıl yok saymış olur bir İŞKEMBE-İ KÜBRA?
Hadis yok! der, tamam olur. Peki ya başka?
Tasavvuf yoktur! der, tamam olur. Daha başka?
Ustalık, yoldaşlık, gönüldaşlık, şeyhlik, hamilik, yol göstericilik, velayet,
yöneticilik gibi hepsi aynı olan bu tasarruf yapılarından birini dahi olsun
kabul etmedikçe ‘nebi yoktur’ demiş olur!
Peki inandığını söylediği peygamber kimdir? E kendisi işte… Anlamadık mı?
Bu grubun içersinde ‘alim kartvizitleriyle’ ‘kimler-kimler olmakla birlikte
‘Cumhuriyetimiz, şeyhler, dervişler, müritler, memleketi olamaz’ diyerek
‘güruh-u mukaddesiye-i nutuktan’ sap yiyip saman öbekleyen
‘örövizyon kafalı oportünist revizyonistler’ var, bir bilsen…
Bir alim, şöyle çene yapıyor: (kısaltalım) “allahtan razı olmamız gerekir”
E elbette ama sen niçin razısın bi de bakem?
‘Bana aş verdi yemek verdi!..’ Yani ŞÜKREDERİZ demeye getiriyor
‘Canım, bunu Horasan’ın itleri de yapıyor’ demiş eski erbaplardan biri
(gene bu kalıpta diyen ‘üstelik’ evliya bir zata…)
Kendisine böyle cevap verilen ‘evliya zat da’ hemen dönüp şunu sormuş:
Peki siz ne yaparsınız üstat? Şöyle cevaplamış büyük veli:
‘Bulunca paylaşırız, bulamayınca şükrederiz’
Şimdi günümüze dönüp soruyoruz Ebu Deist Azamlar’a:
— Neyden niçin razısınız deyin bakem?
‘Bana aş verdi yemek verdi’
E peki sormak icap eder:
— Sana aşk verdi, EMEK verdi mi? ‘Yani sana bir usta tayin etti mi?
Sana sadece aş değil AŞK verdi mi, sadece yemek değil, (onunla) sana
EMEK verdi mi? Bu, eşrefi safilin şükrüdür. Köpeğin şükrü bundan evla…
Aşk verdi mi aşk? Emek verdi mi emek? Sana seni verdi mi? Gördün mü?
‘Evet’ diyemez, derse çuvallar. Çünkü o buna karşı! Bu, ona göre şirk!
İnsan ‘çok mükemmel’miş (hadi oradan!)
Bu ‘mükemmel insanı’ görmüş olman lazım
Aslında söz doğru, söyleyen kerata! Niçin kerata? Şöyle ki:
Bir ‘mükemmel’ çıkar karşına, sendeki ‘mükemmelliği’ sana tanıtır. Dersin ki:
‘zaten bu benim kendi aslım imiş’ Ha o zaman ‘mükemmeldir’ de! Bu olur
Oysaki bu sünneti metodu reddeden birinin, İNSAN GERÇEĞİ ile ilgili
‘temel kaynaklı’ yani kökten sorunu var
Bu sorun İNANÇ ve GÜVENÇ sorunudur. Akıl tutulmalarının temel nedeni!
Mangalda ‘harikalar diyarı’ iken davranışta ‘şaibeler dimağı’
Şayet gerçekte kardeşlik olmayacak olsaydı hatta sen sen, ben ben olsaydık
işte o zaman nebiler gönderilmez, yerine sadece ‘fert krallar’ türer,
‘öylesine bir hayatta’ öylesi bilgiyi bilen, bilmeyenlere sınıfsal üstünlük kurar,
insanlığın temsili olmaz, örneği olmazdı
Örneğe uymak nefse ağır geldiğinden kafamızda yarattığımız deizim, başarırdı!
SAĞLAM SORU (1): İnsanın Mükemmelliğine Kanıtın NEDİR/NEREDEN?
İşbu Ebu-Deist Tayfanın, İmanda Kontenjan Dışı Kalmalarının Sebebi Budur
Çenelerini sürekli, adım başı ‘Şirk-Şirk’ diye çalıştırdıkları sakızın adı,
münkirlikten başka şey değil
(kelimeyi kendi lügat-ı pelesenk modellerinden seçip kullanıyoruz)
Adam ‘çene’ sektörüne ‘şirk manili sakız’ üretiyor karargahından
Fırsat buldukça da şükrediyor(?)
(Allah dahi VAROLUŞUNU İnsanla Kanıtlarken)
SAĞLAM SORU (2): İnsan YOK ise Allah’ın varlığına Kanıtın NEDİR?
“Rasulsüz allah İnancı” Başka Bir allah.. Kendi Yarattığımız allahtır
Öyle kendi başına Allah sevilmez! Allah, insanla sevilir*¹
Başka türlü bulunamaz ki sevile..!
İmanın şartı olan Nübüvvete inanmak demek,
nebinin günümüzdeki rasullerine inanmak demektir
Bu kabul yoksa kafadaki allah ve nebileri, peygamber ismiyle pek sevilir, pek!
Şu anlatılanı ‘ben deist değilim, Ufocu değilim ki’ deyip sakın göz ardı etme
Müftü kafadan alâ Ufocu varmı ki acaba? Gökten melekler bekleyen kimdir?
Müslümanım diyen ‘müftü kafada da’
zihin işlevi AYNEN BU ŞEKİLDE bir işgalle düğümlenmiş olup
KAFA aynı kafa, İNANÇ aynı boş inançtır
Birindeki Ufo’yu kaldır, diğerine ‘melek’ yahut ‘nebi’ olarak koy, sistem aynı:
ŞİRK yani YAMA! Varlıklar gökte! Kendinden öte!
Diyoruz ki (anlayan için:)
Gerçekte tüm nebiler, sana-bana ‘Rabbın ta kendisidir!’ Rabbını bilene…
Çağcıl müftüler ya blok mantık nedir bilmiyor ya dayak yediğini fark etmiyor
Deistin ‘allah var’ demesindeki karavanası,
‘elçileri olmayan nebilik var’ demesindeki işkembeden tespiti gibi olmasın sakın!
Bu mesele, köküyle açıklandığında kolayca görülecektir ki
BATICAsı Deizim, DOĞUCASI Müşrik!
Biri Vesikalı Deist, öteki deistliği vesikasız Müşrik…
Yani çenesel inançla DEİSTLİĞİNİ ÖRTTMÜŞ saklamış şu müşrik…
Ortak noktaları: “Allah, insandan açığa çıkmaz!”
DEİST: Yaratıcıya inanıp da elçisi yoktur diyen kişi oluyor
Peki, GERÇEKTE (hangi kisvesiyle) KİMDİR BU?
Müslümanım dediği halde, (a)llaha/peygambere inanıp da
risalete (yani) resullerin devamlılığına inanmayan kişi olup
böylece aslında dost Muhammed’e de inanmayan kişidir maalesef!
Yani mahalleye inanan ama komşularına inanmayan müşrik kişi…
Deistlerin çoğu UFO’ları elçi edinmişlerdir. İslam’ın müşrikleri de papirüsü!
Arada bir fark yok! Biri siyasi müftü kafa! Öteki uzaylı müşrik, UFÎ…
Kısacası şirk, kendini reddetmektir. Kendine YABANCILAŞMA hastalığı…
(*1) Abdulkadir DURU
Ne Demiştik? Masonizim, ‘New Age’i Yönetiyor
Önceki Doğu Mistisizmi, ‘deistlik iddiasında olmamakla birlikte’
bugün New Age koluyla da iş yürüten Masonizmin (spiritüalcilik-gnostizm-
ışıkçılık-enerjicilik-kozmik sofistiklik-Yaşam Koçizmi, günümüz budizmi
buna ilave deizim-ateizm-agnostizm vs. değişken miSYON teşekkülleriyle)
yığınlar, ‘bu aynı yıkıcı maksat sahasında hareket ettirilen’ zihinler olup
bu işgal edilmiş zihinlerde taşınan esrar, zulmün hizmetkarıdır
Türlü-türlü kolları var New Age’in… Hepsi de İnsan’ı dışlıyor!
Bunlar çeşitli akımlar, siyasetler, adı doktrin, felsefe de olsa
fakat temelde KÖK POMPA aynı:
İnsandan üstün/öte bir varlık türü olduğunu kabul etmek ve ettirmektir!
Bu Ufo Kafaların hepsi,
‘şu arz üzerinde yürümüş-yürüyen hiçbir varlık benden üstün değildir’ diyor
‘Ufolar hariç!’ (yani şimdilik?) Niçin şimdilik?
Tek bir UFO kimlik no’ya ram olmuyor (burasına dikkat!) Çünkü gün ola,
bir Ufo kimlikle tartışırsa, işine gelmez bir üstünlükten kompleksi kabarır da
korsan benliği azıp onu adam yerine bile koymaz bir kıskançlık başlatırsa
o zaman diğer Ufolara ‘toplu tapışa’ gene devam eder!
Ama asıl işten gene yırtamaz! Zira gün gele, ‘Mademki Ufo’ya tapıyorsun,
niçin ‘içlerinden birini kabul edip ona ram olmuyorsun?’ denecektir o gün
‘Ben İNSANLARI SEVİYORUM’ der-dururuz. Hayır! İnsanları sevmeyeceksin!
‘BİR tek İNSAN’ı seveceksin!
Böyle olmalı ki bak da gör o zaman insanları nasıl da seviyorsun yürekten
İnsan sevmemek için “insanları(?) severiz!” Bunun cılkı çıkıp da açık verirsek
bu kez de ‘Ufo zevat’ bir şey severiz! Çıkar tabi, bu sevginin de cılkı çıkar
O zaman da ‘UFOCULUĞU’ severiz. Toplu seviş..! Toplu tapış!
Tüm bunların nedeni nedir, biliyor muyuz? Niçin üzerinde ısrarla duruyoruz?
Tüm mesele, burada maalesef ‘İNSAN’ı kabul etmeyişimizdir
“İNSAN ‘BİR’dir. İnsanda BİR’in temsiliyetini kabul etmeyiz!”
İnsanları(?) işte bu yüzden severiz..! Ki ACABA bir de öyle mi, incelense?!
Çoklu insanlığı sevmek.. insan çokluğunu sevmek, ne çürük bir temel!
Öyleyse ŞİMDİ DÜŞÜNELİM:
İblis, itirazını papirüse yaptığı için mi cezalandırıldı, yoksa
İnsan’ın huzurunda (onu ret-kabul) sınavına çıktı da mı kaybetti imanını?!
Biraz samimi ol… İNSAN SEV, UFO SEVECEĞİNE
Konuda bir önceki yazı Zulümde Yatan Gerçek Nedir? 3
/Okyanusta Şadırvan. 2013
_______________________________________________________
İlgili Yazılar
EVREN Ne Kadar Büyük!?
ASTRO-FİZİK(?)
UFO KAPTANI BİR TANRININ zavallı DÜNYA’lık kulları
UFOLAR, Niçin Kendilerini TÜM DÜNYA’YA Tanıştırmazlar?!
Kıvama Gelebilecek Tipler Ya NASA’da Ya MASA’da!
UFO’lar NİÇİN GELİR?! Dost MUSA’nın ASA’sıyla Nasıl Bir İşimiz Var?
Ufo-Tip Mantıklara Verilen Cevaplardan Bölümler
Saygı Göstermek
ŞİRK Nedir? İyi Anlayalım!
İNSİCAM (2) Senin Sana İrşatın, Sana Hidayet Olur! (Özet Yazı)
ASIL HURAFE Nedir?
PAPİRÜS Nedir? VAHİ Nedir?
PAPİRÜS 2 – Ahir Zaman
“BEN SANA GÖRE OLAYIM!” NE DEMEK?
HUYLAR ve İKNA (1)
PAPİRÜSTEN kastımızı anlamayanın İNANCI BATILDIR
Mevcut İnancının MÜNKİRİ Olmadan Hakk’ın Dinine Giremezsin!
METOT NEDİR? Niçin Her Devir İçin Değişir? (ÖZET YAZI)
İMANDA YETERLİLİK
SPARTAKÜS Ben Olurum! “La İlahe İllallah”
Siyasal İslam Nedir? (Siyasal islam zımbırtısı Nedir?)
Siyasal İslamın Şirkle Bağlantısı
Kelimelerde ayrıntı için Şadırvan Kavramlar Sözlüğü
Index
Toggle