Kavramları KENDİNE ait olmayan kimse DÜŞÜNCEYE mağlup olur

Kavramları KENDİNE ait olmayan kimse
DÜŞÜNCEYE mağlup olur

 

 

Kelimeler düşündürür. Kavramlar ifadelendirir 
Semboller tasavvur kapılarını açar ve Kararlar hareket sağlar 

Asıl adres, zarfın üzerinde yazmaz!
Kelimenin bünyesine neyi yerleştirirsen o istikamete çağırır
Ne yerleştirilmişse de oraya koşar, çekilirsin

 

 

 

İdrak


İdrak, bilincin hikmeti. Kavrayış yetimiz. Bu özelliğinden dolayı:

Aklın sanat kabiliyeti ve anlayışa hakim olabilme vasfıdır

 

İdrak doyacak ki açlığını gidersin, anlayışa hakim olabilsin
Sanat sana ‘duyman gerekeni’ söyler, asıl açlık noktana seslenir
Sanat, idrakin iştahı! İdrakte iştah açıcı eczaya SANAT diyoruz
Sanatla iştahlanır idrak, fikredişle doyarsın. FİKİR, inancı tespitle elde ediş!

İdrakin kanıtı, her an yeni tespit.. (ve hep aynı, değişmez BİLGİYİ)
hiç söylenmemiş yeni bir dizilişle ortaya koymak…
Hayatın sahibi çok zengindir. Kalıp dökmez!

 

 

 

Zeka


Bizce zeka, idrakin sanal kabiliyeti olup idrakin üşümeden serinleyebilmesi,

pişmeden ısınabilmesinin görevindedir

Zeka, idrakin tenceresinde bir kepçe! Burada zeka, kullanışlılık kapasitesiyle:
1- Ya dibe inemeyip (idrakin işlemekte olduğu anlayışı daha diplere atarak
o şeyi kullanılmaz alana/diplere yapıştırır) böylece idraki tatmin edemez
2- Ya da (dibine kadar karıştırıp idrakin işlediği anlayışı pratiğe çıkararak)
o şeyi kullanılacak alana taşır, idraki tatmin eder

• Ancak şu tanım, DURU’ya ait olmakla birlikte
zekanın işlevsel yönünü daha açık şekilde ortaya koyar:
[Zeka, aklın yeterliliğini ortaya koyan, yetenek göstericisidir
Zeka, hedef aşığıdır. Nerede hedef bulsa oraya kayar
Aklın öteki merkezlerini de beraber o hedefe yönlendirir
Zeka dediğimiz etken, aklın hiçbir merkezini denetlemez
Sadece peşine takar, yön verir]

 

 

Bilinç, Fikrin karar olmasında ‘en öne çıkan etkenin’ sürekli diri tutulmasıdır

Hikmet, Neden-sonuç denklemidir

 
Bilinçte devamlı diri tutulan ve her karara etki etmekte olan halin beslendiği

‘neden-sonuç’ ilişkisidir. Bu ilişkilendirme insanın doğasını belirler
İlişkilendirme biçimi doğaya uygulu olması ile
aynı şarta bağlanan nedenler, aynı amaç yönünde sonuçlanır
Şart dediğimiz mutlak olandır. Mutlak, sevgiyi ölçendir
Sevgi ilk adımın tek sebebi.. ilk adım, Adem’in gerçeğinde saklı olan insandır
Yani sebebi sevgi.. sonucu, insan bir hayat…

 

 

Hikmet: Neden-Sonuç Yasası…

 

Bu ‘zincirlemesine düşünmek tetiği’ kaybolduğu an,
ZİHİN, parazit düşüncelerin tetikleyişiyle çalışmaya başlar
Düşünebilmek yani akledebilmek ortadan kalkar
Bu yaşanan ‘amaç kayması’ bizi hedefimizden koparıp atmış olur
Zihin artık işgal altındadır. Hiçbir meseleyi kişiselleştirmeden düşünemez!
Zihninde sürekli ‘kişiler-kişisellikler’ dolaşır
Hadiselerin ‘kök sebebine uzanmak yetileri’ bu zihinde esirdir artık!
Akla YAMA böylece vurulmuştur. Artık buradan şartlanır
Gitgide huzurunu kaybeder, heves ve korkuları üzerinden zincire vurulur!
Kendini ‘radar dışı’ tutmayı hala başarabilen ZULÜM ve onun sömürüsü,
(işşu isyanist işgalin ‘kutsal terimlerini’) bu akla bir bir zikrettirir:
“Düşünüyorum, öyleyse varım” Hayır!
Kişi konuşuyorum, düşünüyorum sanır. Özgürlük sadece bir kelime kalır

 

 

 

Sınav için bilme! Başarmak için sınavı anla!

 

BİLGİ: Damladan havuza, havuzdan göle, ummana uzanan bir tohum
EĞİTİM: Bilginin enerjiye dönüşmesi hali (yani bilginin direksiyonu)
İRADE: Barajın bendi (yani vana)

BİLGİDE BİRİKİM, Damladan göle.. ummana uzanan bir seyir hali ise
Bilginin enerjiye dönüşmesi eğitim, iradenin enerjiye çevrimi Kudrettir
Böylece Eğitim, bilginin irade kazanarak enerjiye dönüşmesidir*¹

     (*1) EĞİTİM Nedir? üzerine temel yazı

 

 

 

İrade kullanmadan bilgi, enerjiye dönüşmez. Vanasız kontrol yok

 

Bilgisi umman dahi olsa, bendi olmayanın birikimi, enerjiden yoksun kalır
Çünkü eğitimin amacı BİLGİ edinmek değil, dost ve düşmanı ayırt edebilmek
Dost-Düşman tanımı, bilgiyle değil BİLMEKLEDİR
Gerçek bilgi, ancak eğitimin sonucunda kendiliğinden ortaya çıkar

HAKLILIK: (doğru) bilginin yaslandığı temel
BİLGİ: Gerçeğin yaslandığı temel
BİLİM: Doğrunun yaslandığı temel
İLİM: Temelin yaslandığı nokta

 

 

Yazılarımızı araştırın, bilgiyi hiç muteber bulmaz

 

Bilgi, uygulanıyor olandır, eğitimin içindir, uyguladığın şeydir. Böylece:
KARARDAN sonraki KABUL’e “BİLGİ” demeye başlarız
Bilgi de ‘öğretmek üzere görevini’ insanı ortaya çıkarışıyla tamamlar
‘İnsandan fark edilmesinin’ ortaya çıkışı da ‘sonsuzluğu’ meydana getirir

İNSAN bilgiyi, eğitimi için kullanarak
AMACININ sonunda kendi sınırıyla ‘sınırsızlığı’ keşfetmiş,
‘SINIRSIZLIĞI fethetmek hevesini’ derhal terk edip
kendi HADDİNDE ‘sonsuzda’ yaşadığını bilmiştir

Bilgi sonsuz değildir
Bilgi, yaşanmaya başlandığı andan itibaren ‘bilgi olmaktan’ çıkar
Yaşatan insanla sonsuz olur. Sonsuz olan bilgi değil, bilgiyle yaşayandır
Bilgi sınır tanımaz! Sonsuzluğu da bilemez ama!
Oysa sonsuzluk ‘bilgiyi tanır, kapsar’
Bilginin maksadında İNSAN var!
Bilimin sonucu medeniyet, medeniyetin sonucu İNSAN!
İnsan, bilginin son hali. İnsandan sonra bilgi yok

Sonsuz olan bilgi değil, idraktir
Bilgi tamam olur da İdrak genişler büyür. İdrak sonsuz…
İdrak, bilincin hikmeti. Kavrayış yetimiz. Bu özelliğinden dolayı:
Aklın sanat kabiliyeti ve anlayışa hakim olabilme vasfıdır, demiştik

Bilge kişi, artık sonsuzda yaşadığını tamamen idrak ettikten sonra
şayet bunun dışında ikinci bir bilgiye ihtiyaç duyduğu an
huzurunu kaybedip bir önceki maddi yaşamının kalıntılarına düşer

Çünkü sınırsızlık, çelişkilerin sonsuz ömrü anlamına gelmektedir ki
bu da sonsuzlukla çatışan tek şey demektir
Eğer ki böyle olmayıp bilgi sonsuz olsaydı temeli kavrayamazdık
Bu yüzden tüm bilgiler, artık başka hiçbir bilgiye ihtiyaç duyulmadan
‘yaşanan sonsuz hayatın amacını’ gerçekleştiren tek bilgide toplanır

Bunun içindir ki insanoğlu, kendi gerçeğiyle karşılaşmasına götüreceği
(bilinmesi gereken) bu tek bilginin peşine doğumuyla birlikte düşmüştür

 


Bilgi, eğitimin için! Eğitimin sonunda sendeki kesin bilgi açığa çıkar

 

Başkaca daha ‘bilgi bilelim’ diye eğitim olmaz
Bir şey ‘özce’ yaşanıyorsa ve bilgiye de hala ihtiyaç varsa
o hayat, YAŞANMIYOR demektir
Hala bilgiye ihtiyaç varsa eğitim gerçekleşmemiş, sonuçlanmamış demektir

Başka bilgi olmadığı, böylece tüm bilgiler yutulduğu an hüküm gerçekleşir
Artık sadece YAŞATAN hükmeder
Bu, ne kadar genele makroya taşınırsa hüküm, HAKİM olmuş olur
Tanım ve tanımlanan BİR olur. Sonsuzun adı her yerde AYNI!

HÜKÜM, son tahlilde
düşünceyi emri tasarrufuna alan DÜŞÜNMEK merkezinin ‘ol’ kararıdır
Düşündüğünü ‘çeşitli zihinlerde de düşündürene’ hakim denir
Hükmün hakim olması, bu demektir
“Yeryüzünde hüküm, YAŞATAN’ın olana kadar savaşmak*¹” emri, bu demek

Kavramların son tahlili, hep aynı tümü verir
Ha bisiklet ha hüküm, aynı şey! Alemde başka hiçbir şey yok!
Ha makas.. ha süpürge, ikisi aynı şey! İsteğin üzere bunlar ayrılır
Sonsuzun ADI HER YERDE aynı*²

     (*1) Ayet
     (*2) Konuda ayrıntı AKIL Nedir? AKIL Başka, GÖNÜL Başka mıdır?
 

 

İLİM, evrende senin her yerde bulunarak yaşadığına şahit olmandır
İLİM, kendinin ‘sadece seccadeye secde etmiş bi şey’ olduğunu..
fakat İnsan’a secde etmeyen (o her kimsenin) sen olduğunu anlamışlığındır

İlim, sınırsızlığın sonsuzluğa çarpmasıdır!
Sınırsız (hadsiz) düşünen zannın, sonsuzluğa çarparak haddi tanımasıdır
İnsanda bir heves halindeki sınırsızlığın, SONSUZLUKÇA yutuluşudur
BİLİM Sanatın delillendirilmesi… İlim, bilime ‘kendinde’ şahit olmandır
İLİM, baştan beri hayatta her an yaşanan o tek hadiseye şahit olmaksa
amel, ömür dilimimizde hep yaşanan ‘o secdede’, tarafımız adına harekettir

 

Sınırsızlığın sonu olduğu, sonsuzlukta kavranılır

Sınırsızlık hengamesiyle muamma bir sonsuzluk “zannedilemez” bile

Sınırsızlık alanında sonsuzluk yaratamayız
Sonsuzluk, bu sınırı bu yüzden gerekli kılar
Sınırsızlık: maksadın sonsuzluğu…Sonsuzluk: amacın sonudur. Seç!

Son tahlilde Bilim ve Kanıt, İnsan kanaatinin HAKİKATE YASLANMASIDIR
Gerçeğini doğrularından bul, tanıştığın kendin ol


‘DOĞRU’da son durum

 
Taraflar olmasaydı ADALET olmazdı
Taraflar olmasaydı Zulüm de olmazdı ama!
Zulüm insanın amacında durduruluşudur. Zulüm, kibrin hukuku

Cennette adalet yok! Cennet, ADALETİN SONUCU
Cennette bilgi yok! İNSAN, bilginin son hali
Cennette Bilgi yoktur. Çünkü ‘merak ve sorgulama’ yok

Cennette secde yok. Çünkü kibir yok
Cennette hedef yok. Çünkü YANLIŞ VE DOĞRU yok. Hedefinin içindesin

Cennette HAKLILIK yoktur! Biter. Çünkü HAKSIZLIK yok
Cennette SABIR yoktur. Çünkü ‘tahammül sebebi’ yok

Bütün bu kavramlar ‘sonsuzluk’ tarafından yutulur
‘Güzellik vasfıyla’ uygulamaya dönüşür
Duyguların ‘anında harekete çevirimi SALTANATI’ başlar

‘DOĞRU’da son durum
DUYGULARIN ‘anında harekete çevirimi SALTANATIDIR’
Tüm kavramlar ve bilgi, HAZLAR tarafından yutulup
Duyduğun şeyin ‘kendi’ olursun. Razılığın son aşaması… Daha üstü YOK
Var olan şu: Sadece ‘OL!’

 

Bilgi bir tane! Tek bilgi var. Diğer tüm bilgiler, bu tek bilginin türevleri

 

Bu bilgi, (kişinin kendine gerekli tüm cevapların)
birer-birer gönlünden zihnine düşmesi yolunun artık açık hale gelişidir ki
yalın ifadeyle buna “ÖZ’den GÜDÜM/Özgüdüm” diyoruz

Yani bilginin hakikati, bir paket programdır. Taksitler halinde inmez
Tamamı birden inmiştir
Fakat ihtiyacın şartlarına göre (lazım oldukça) senden ortaya çıkar
İnsan kendi bilgisinin müfettişidir. Tatbik eder

Konuda bir önceki yazı KAVRAMLANDIRMA Nedir Peki?
 
/Okyanusta Şadırvan. 2013

_______________________________________________________

İlgili Yazılar
 
BİLGİ Nedir? Bilginin Haberi, BİLGİ değildir. Havadistir
       Bilgi, KABUL’ün Sonucu… Kabul Ettiysek Uygularız
       Aradığın Şey Kesinlikle Gösterilmiştir
       DUR Bi Dakka! Neye BİLGİ Diyorsun?
       
BİLGİ ve EĞİTİM ÜZERİNE Kısa Kısa
       
Kavramları KENDİSİNE ait olmayan kimse, DÜŞÜNCEYE mağlup olur
       KAVRAMLANDIRMA Nedir Peki? (Anlamakta HIZ, Kavramlandırmadır)
       
Yemeği BİLGİYLE mi Yiyorsun? SALGIYLA mı? Salgının icrası bir eğitimle mi?
 
AKIL Nedir?
        MANTIK Nasıl Çalışır Ve Zihin Kendisini Niçin Göstermez?
        ZİHİN İŞGALİNE ‘DUR!’ De
              
ZİHİN İşgalinden KURTULMAK
              ZİHNİYET mi? ŞAHSİYET mi? İşte ‘açık ara’ Ayrıntılar
        BİLİNÇALTI Nedir?
        Düşünce ile DÜŞÜNMEK Arasındaki Fark (1)
              Düşünce ile DÜŞÜNMEK Arasındaki Fark (2)
              Düşünce Başka Şey, DÜŞÜNMEK Başka Şey… (3)
              1- Düşüncenin Pankartları
              2- Düşünceler Zihin Alanımıza Düşerler. ‘Düşünmemiz’ Bunları Karşılar
              3- Düşünce bir yerlere zaten disiplinsizce gidiyor. Görevi istekler taşımak!
       FİKİR Nedir? Fikirle İdeoloji Arasındaki Fark! 
              FİKİR Nedir? (2)
       RUH Nedir? Niçin Ruhundan Haberin YOK?
       KAFAM KARIŞIYOR!
       KÖTÜLÜĞÜ “PAYLAŞMA!”
       Aradığın Şey Kesinlikle Gösterilmiştir
       ANLAMAMAK Diye Bir Şey Niçin Yok? Şunun İçin Yok:
              Demek ŞAİR, Demek FELSEFİK! Peki, Kim Bu?
              Anlayıp da işine gelmez ‘Ayar Verici Tiplere’ toplu cevaplar
 
NECE? Bir İnsanı Tanımak İsterseniz Gündelik Dilden Konuşmasını Ölçü Alın
       NECE? (2) Kuran Diliyle Anlatmak Kadar Saçma Bir Teşebbüs
       NECE? (3) FELSEFECİ gibi’ Diyor!? Sanki Büyücü!
       Niçin Bir Şablona Sararız Ki Yalın Bir İfadeyi?
 
ANLAYIŞI KIT Olan, Sözü Alfabede Arar
ANLAYIŞI YASAKLI Kimseler ‘Sembollere Takılı’ Yaşar

Kelimelerde ayrıntı için Şadırvan Kavramlar Sözlüğü

Index

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Translate »

Index

Index