Niçin Bir Şablona Sararız Ki Yalın Bir İfadeyi?

 

Kişi, sözü kendi şablonuna uydurmadan duyarsa ‘en öz manaya’ ulaşır

 

Manaları kalıplara transpose etmek niye dostum?
Her doğru söz, o yolda özel bir kaldırıma çekerken seni
Zaten kaybolduğun caddeye hala tutunmak niye?
Her gerçek söz, aynı şeyden bahseder, aynı hedefi barındırır
Kişi, bir sözü ‘kendi şablonuna’ uydurmaya,
‘tercümeye çalışmaksızın’ duyarsa ‘en öz manaya’ ulaşır
Çağdaki bütün kültür ve idraklerin toplamı olan bir lisana ulaşır
Her dilin diziliş tekniğini çözer, uçsuz-bucaksız bir alfabeye kavuşur

Yazılarımız,
İnsanda gerçeğin anlaşılmasına engel çıkaran ‘isyan yapımızın’ numaralarını,
bizdeki gedikleri, gedikten girerek ‘zihin işgali’ olarak nasıl yerleştiğini,
(bu yamalarımızı inanç sandığımızı) ve zaferin (ancak) bu yamalara karşı
kazanılacak galibiyetle mümkün olduğunu delilleriyle gözler önüne seriyor

 

 

Zihin işgali, şirk aynı şey!

 

Biz bu kalem olarak başlangıçtan beri yaşanan bu hadiseye ‘yama’ demişiz*
“Aklın yamaları…” Rabçası Yama, Arapçası Şirk!
Bilirsin ki Rabçayı öğrenmemiş olan, Arapçadan arif kesilir
Yani Türkçeyle anlattığımızın 1 metresine kafa yormayan bir kimse,
Arapçayla arif kesilirken YAMAlara dair 1 santim idrakçe cümle kuramıyor!?
Arapça’ya vurdurunca o an azıcık marş yapıyorsa da
gündelik trafikte kontak çalışmadığı için inançta tıkanıp kalıyoruz!!! İte-kaka

Arapça derken ‘Kuran terminolojisi’ demek istedik. Yani DİNVARİ şu lehçe
İdrakçe ise ‘inancın her çağ ve şartta gerçekleştiğini’ kanıtlayan güncel ölçü
Hayata dair gündelik dil… Çağın Son Fikir hareketinden kaynaklı yetkin dil

_______________________________________________________

(*) ‘Yama’ terimi, 1960’larda ‘akla yama’ şeklinde de kullanılmış kavramdır
Baknz. “Örgünöz Fikir Disiplinleri”
 
 
 

İmanda seviye, bulunduğu çağı kavrayan, o çağa yeten bir yeterlilik demek

 

Mikrofonda Arapça, Bakkalda Kem-Küm… “Tak-Çıkar” Bir Kimlik!

 

Öz’ün idrakiyle “şekl-i semer sünnet borsasının kendimizde yerle yeksanı”
ve bunun delili, teşhiri ‘Türkçeliktir, yani İdrakçe!
Öyleyse Kuranvari’nin aslen idrak edilip edilmediği Rabçamızdan belli olur
Eğilimimiz, asıl yüzüyle Türkçe’de o an açığa çıkar. Rabçaya ‘idrakçe’ diyoruz
İdrakçeye de Türkçe… Türkçe’den de kastımız gündelik dil…
Aksi taktirde “Kulak Zarımızda Tefsir Gümrüğü”, CİN SETTİ…
‘KORSAN GÜMRÜKTEN TEFSİR İŞGALLERİ ÇAĞI…’
Barkotu buradan alan ceset sözlerin ‘örs-özengi-çekiç’ kasasından OKUnuşu

Kuran terminolojisi, o devirde İdrakçeyken
bu çağda ‘şartlayışlara şablon terminolojisi’nden başka bir görevde değil…
Hele ki 1000 yıllık ictihatlerden makale ve süslü söz dizmek,
ayetli, hadisli, afişli çerçeveden konuşmak, kendini bilmezin LEGOsudur
Legoculuk bir sosyal kartvizit! “Mürşid-i zarafet… Dilde bilgelik standı”
“Tak-çıkar” bir kimlik! Mikrofonda Arapça, Bakkalda kem-küm…*1
Direksiyonda Arif, abonmanda düşük banket… Sök-çak bir kimlik, lego gibi…

Aklın, bize en yakın faaliyet alanı olan zihin,
diğer tüm akıl faaliyetleri gibi insanlığın ‘ortak kullanım’ sahasıdır*2
Düşman, çürük algılı kişilerde “hayat ayetlerinin ‘idrak edildiği’ linki” bulup
ezberlerden başka tınılarla çalışmayan ‘uykudaki bilinçlere’ subliminal çekip
ayetlerin kavranış yoluna ‘mayınlar/virüsler’ döşemişse
biz de ‘tabelası değişen Hakk Yol’undan, ‘korunmalı metotla’ ilerler
hem müşriklerle aramıza baraj koymuş olur hem şaşmaladıklarını izleriz*3

Tespitsiz yaşayan kimseler, yazılarımızı ‘bir bakış açısı’ olarak düşünebilir
Tecrübe ettiklerinde tanık olacaklardır ki
FİKREDİŞ, görüşler üzerine temellenmiş bir çalışma değildir

Görüş, durduğun noktadan baktığında GÖRDÜĞÜN şey!.. FİKİR ise
(kendine kainatın nazarından bakıp) bulunduğun noktanı tespit ediş*4
Bu nedenle.. gerçek düşman, bizi pekala anlar fakat çözemez
Gerçek dost olmayan İslam sempatizanı papirüs kafalarsa çözdük sanır,
oysaki hiç anlayamaz! Görüşlerimizi yazmıyoruz, yazdıklarımız gösteriyor!
Düşüncelerimizi yazmıyoruz, yazdıklarımız düşündürüyor
Bizde görüş yok! Tamamen AT GÖZLÜĞÜ…

 
/Okyanusta Şadırvan. 2014

_______________________________________________________

(*1) Nece 1, Nece 2, Nece 3 yazıları, bu konuyu geniş şekilde ele aldı
Ayrıca ‘Kem-Küm Nasıl Yapılır?
(*2) “ZİHİN İŞGALİNE ‘DUR!’ De” bahsinde konu tafsilatlı anlatılmıştır
(*3) Şaşmalama: Tatar Türkçesinde bir kavram
Hem ‘şaşırma’ hem ‘saçmalama’ tınısını bu kelimeyle ifade etmek mümkün
(*4) Fikirle Görüş Arasındaki Fark Nedir?
 
 
İlgili Yazılar

 

MANTIK Nasıl Çalışır Ve Zihin Kendisini Niçin Göstermez?
        ZİHİN İŞGALİNE ‘DUR!’ De
              ZİHİN İşgalinden KURTULMAK
              ZİHNİYET mi? ŞAHSİYET mi? İşte ‘açık ara’ Ayrıntılar
Niçin Bir Şablona Sararız Ki Yalın Bir İfadeyi?
ANLAYIŞI KIT Olan, Sözü Alfabede Arar
ANLAYIŞI YASAKLI Kimseler ‘Sembollere Takılı’ Yaşar
ANLAMAMAK Diye Bir Şey Niçin Yok? Şunun İçin Yok:
              
Demek ŞAİR, Demek FELSEFİK! Peki, Kim Bu?
             
Anlayıp da işine gelmez ‘Ayar Verici Tiplere’ toplu cevaplar
KANIT… Ne Kanıtı? Işığı Yansıtmayacağa Işık Tutulmaz!
KANIT… Ne Kanıtı? (2)
PAPİRÜS Nedir? VAHİ Nedir?
       PAPİRÜS 2 – Ahir Zaman
       Bu Çağ Çoktan Kapandı. Hiçbir Karanlık Çağ Bu Kadar Uzun Koşmadı
      PAPİRÜSTEN kastımızı anlamayanın İNANCI BATILDIR
ÇAĞDA METOT Nedir? Niçin Her Devir İçin Değişir? (ÖZET YAZI)

Kelimelerde ayrıntı için Şadırvan Kavramlar Sözlüğü

Index

Comments are closed.

Translate »