Egemenlik! Egemenliğin Halkta Olduğunu Kim İddia Edebilir?

Egemenlik!
Egemenliğin Halkta Olduğunu Kim İddia Edebilir?

 


Egemenlik Kayıtsız Şartsız Halkınsa

DOĞRU HABER ALMA HAKKI gasp edilmiş halklar, nasıl egemen olabiliyor?
Ki müstekbir/kapitalist düzende Egemenliğin Halkta Olduğunu Kim İddia Edebilir?
Apaçık Siyonist Sermaye Krallığı ‘KÜRESEL BEYNELMİLELCİ DÜZENDE’
Bu kürenin içindeki devletlerin -değil hakları, kendisi bile egemen olamaz

Kapitalizim olmasa da devletin olduğu bir yerde egemenlik zaten halkın olamaz
Halk, devleti ihata edemez, kapsayamaz. Devlet halkı ihata eder, kapsar
Devletler, şahıs kuruluşlarıdır. Bir insan liderliğinde bir ekip, devleti kurar! NET!
Sırra/gizliliğe hakim olan, devletin sahibidir. Pratiğine kadar sır meydanda yoktur!
Aksi taktirde sır diğerine geçmiş demektir ki o halde devletin kurucu sahibi o olur

İsyanist din krallığının Filistinlilere yaptığı zulme, laik dünya niçin hayır diyemiyor!
Egemenlik Kayıtsız Şartsız Halkınsa doğru haber alma hakkı gasp edilmiş halklar,
nasıl egemen olabiliyor?! Demokrasi, halkın iradesiyse yönetimler niçin sus-pus?

Ajans tekelleriyle ‘halkın doğru haber almasının engellendiği’ uyku çağında
“egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” martavalına inananlar uyansın!
Vatandaşına-milletine doğru haber alma hakkı tanımayan Batı
ve bir devletin HÜRRİYET ANITI!.. Kim Bu?

 

 

Gerçek Devlet ŞAHSA MÜNHASIRDIR
En Büyük Şahıs Kuruluşudur

İnsan’ın içindeki devlet ne ise (onun) dışarıda yönettiği de odur

Devletler, ilk kuruluşlarında krallar tarafından kurulurlar
Bir kişi çıkar, devleti kurar. Hakimiyet, kayıtsız-şartsız devleti kuran kralındır
Bunun dışında hiçbir devlet yoktur, ne olmuştur ne de olacak!
Devletini kendisi kuran kral, kurallarını koyar, kurallarını koyana kral denir
Kuralları yıkana da kral denir. Kurallar halkın oyuyla konmaz da yıkılmaz da

 

Sosyalizmin Komünizme Evrilememesinin Nedeni, Tek Şeyle Açıklanır


Hakikati bilmeyenler için devlet, ‘vitrinlerde konu mankeni bir albenidir’

İşbu boyutun zihinsel sorgusu yaşanmadan hiçbir şey idrak edilemez
Devlet, şahıs kuruluşudur. Şahıs, ‘Ölmeden Önce Ölmedikçe’ devlet ortadadır
Ortadan kalkamayışı ve işte Sosyalizmin Komünizme geçememe nedeni budur!
Komünizmi kurduran Siyonistlerin, kendileri kapitalistti de ondan… Ölemezler!
Pratiğe geçmesinde görevlendirilen Lenin ve de sonrası liderler,
daim dünya liderliği hevesini öldüremediklerinden son aşamaya geçilememiştir!
K. Marx’ın Muhammed’e gizde imrenmesi nedeni budur
Lider insan, kendi gönlüne koyduğu şeyin pürüzsüz gerçeğine teslim olmadan,
yani ‘kendini ortadan kaldırmadan’ o devlet, insanlığın devleti olamayacağı gibi,
devletsizliği öngerenlerce de bu anlaşılmaksızın devletsizlik iddiası geçerli olmaz
Devletsizlik de bir ‘DEVLET’ olduğundan, her zaman devlet vardır, bu yok olamaz
Var olan gerçeğe parazit devlet ortadan kalkar, Tek VARLIĞIN devleti gerçekleşir
Devletsizlikten kastımız, kişinin kendi şahsi heves yönündeki dürtüler tamamını
kendi gerçeğinde kaldırmak başarısıdır. Bu level, ancak nebilere iman yoluyla
gerçekleşmiş bir başarıdır. Siyonizmin çakma nebi Leninlerine iman ile olamazdı
Komünizmde ne olduğunu öğrenmekle boşa vakit geçirme. ‘Ölmeden Önce ÖL!’
Bunu yapabilmişlerce Komünizm de anlaşılmıştır, Devlet de, Devletsizlik de…
Sosyalizmin Komünizme geçemeyişinin TEK NEDENİ, işte burayı göremeyişleridir

Devletsizlik, ‘ÖLMEDEN ÖNCE ÖLENLER Toplumunun’ Devletidir
Böyle bir devlet gerçekleştiğinde diğer devletlerin milletlerinde sıçrama görülür
Bu sıçrama, adeta kendiliğinden otomatik bir zincirleme olarak gerçekleşecektir
Bu konu daha önce hiç böyle anlatılmadı

 

Devletin Temeli Teklik


Günümüzde (o bir şahıs), hazır devletleri her türlü yolla alır, yönetir!
Sermayesiyle ailelerini kurar, 150 ailesiyle dünyaya kök söktürür!
Zulüm uygularsa koca yığınlar inim-inim inler
Adalet uygularsa yepyeni bir medeniyet doğar. Şu ‘devlet nedir’ bilgisi:
Hakikatini bilmeyenler için ‘mekteplerde konu mankeni bir memurluk dersi’
Egemenlik kimin üzerinden yürütülüyorsa kral odur
Gerçekte dünyayı krallar yönetir
Yer ve gökyüzünde bunun dışında bir yönetim ne olmuş, ne de olacak!

Her demokratik erkin politik lideri, kendini gerçek kralın yerinde görerek
kralların imkanından yararlanır da ‘bir kral sorumluluğunu’ üstlenmez ama!
Sebebi mi? Düzenin ‘sandık erkinden’ çıkan adamda asalet olmaz da ondan!
Buradaki nüans, fikrin bütünlüğü içinde kavranabilir…
İnsan doğası, onun yaratılış amacı ve öz yapısının dışa yansıması olan
‘mutlak yasalara bağı ve mesuliyeti’ kavranmadan bu konu irdelenemez

İsyanist Krallık, 1789 darbesiyle asil kralları tahttan indirip kendi çıkmıştır
Dünyayı yöneten çekirdek sülaleleri sevk ve idare eden gene tek şahıstır ya!

 

İşte Devlet, Bu yüzden ŞAHSA MÜNHASIRDIR!
Fransız Köylülerine Mi Münhasırdır Yoksa?!!

 

Ancak kendi siyasetini ‘İKTİDAR yapabilmiş hükümete’ DEVLET deriz
Kendisini Siyonizmin siyaset mevzuatıyla hükümete taşıtmış iktidarlara ise
sadece parti deriz, kapitalizmin patronundan ‘düzenin bekçiliğine atanmış’ deriz

Dünya nizamlarını, felsefeyi de yöneten FİKİR ya da ideolojik güçler yönetir
Dünyada yönetimler, Fikir Disiplinlerinin siyaseti belirlediği dönemlerde
insanlığa medeniyetler, hürriyetler tesis edebilmiştir
Fikre itibar etmeden ‘siyasetin ideolojisini’ esas gören erk dönemlerinde ise
insanlık, bu kendi medeniyetini çöküşlere götürmüştür
Tarihte bunun aksini kimse gösteremez

Tüm alem sadece tek bir şahsiyetin emri tasarrufuna ikram edilmiştir
İnsan, kendisine verilen bu ikramı bütün aleme kanıtlayacak!
Kim var ki bunu anlamayacak? Kim..? Kabul etmeyen kim?
İdeal ölçüler, zamanla oturur ya da zamanla sapar, aldandığımız şey budur!
Gerçekte krallığın tahakkuku bir süreç iken ‘armutun sapı-çöpü’ gibi şeyler,
(tıpkı senin de hedefinde takıntılar yaşaman misali) sende gerçek niyet ve
varılacak noktanı değiştirmez. Çünkü düşman, seninle dans eder!
Bu dans, bir tökezletme folklörüdür. Taraflar sadece iki taraf halde savaşır
Sadece İki Taraf Var: “İsyan Kraliyet… İnsan Kraliyet” 3’üncüsü YOK!

 


YAŞASIN KRALLIK! Yaşasın Millî İrade!

Millî irade’nin sayısı olmaz! Millî irade, sayılarla ölçülemez bir niteliktir

20 insan millî iradeyi temsil eder de bunlar, milyonları-milyarları güder!
Toplumların insanlık eğilimlerinden razılık ala-ala hem de…

Hukuk Devlet‘ten kasıt, Kuvvetler Ayrılığı prensibidir. Oto-denetim kılıfında
kuvvetler didişmesiyle ‘hedeflerin budanması! Amaçlanışın zayıflatılmasıdır
Kuvvetler Ayrılığı, milli iradelerin (ola ki) ‘kendine geliş siyasasına’ takozdur
‘Hukuk Devlet olacaksın!’ uyarısından kasıt, ‘seni yıkarım!’ tehditidir
Bu ifadelerin geniş açıklamaları için… 

Anayasası bağımsız olmayan hukukun eşek tepsin profunu
Anayasası bağımsız olmayan yargının komitacıları, senin itin olur ey adalet!

Kuvvetler ayrımı ideologları, ‘Spiritüalizme dolgu yapan kozmik sofistikler’ 
dediğimiz tarikatların ‘Işıkçılar Kolunun ağababası New Age’in arterlerine
kan pompalayan beynelmilelci küresel komitacılardır
Ve başlarındaki tek bir kralla tam aktif olarak 400 yıldır senin her türlü
dünyanı yönetmekteler! Kendilerine alternatif her milli irade liderlerine
diktatör derler. İşte bu yazıya bunun için açsın-iştahlısın ya da tepkili… Seç!

Böylece çoğumuz, doğru belgelerle karşılaştığımız halde değişemeyiz
Çünkü bizim anladığımız ‘yeterli değişimin’ ilk adımı,
kendine kıyabilme/ kendini devirebilme sahasında elde edilir
Kişi, çürük şekilde taşıdığı ön-fikirlerinin yıkılışına,
ister istemez razılık gösterebilmesinden hareket kazanır
‘Korkularından sarsılmayı’ dikkate almazlığıyla fark ve onun bilgisine ulaşır

 

Müstekbir sermaye sistemli ‘KÜRESEL BEYNELMİLELCİ DÜZENDE’
Egemenliğin Halkta Olduğunu Kim İddia Edebilir?

 

Ajans tekelleriyle ‘halkın doğru haber almasının engellendiği’ uyku çağında
“egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” martavalına inananlar uyansın!

Avama, egemenlik bendeymiş zannı yüklenmeseydi hikayeyi daha iyi anlardı
Şu ‘çağdaş tabelalı sömürüç düzenin’ başındaki katedral şeyhleri fark ederdi
Tek-Göz tarikatının kurduğu ‘onyediseksendokuz İsyanist Krallığı’nı görürdü
‘Egemenlik milletin’ demek, millî iradenin temsil hakimiyeti demek olsa da,
millet kim, nerede? Temsiliyet 400 yılda niçin 500 kez gezinir? İrade ne?
Millî ne? İnsan kim?! Zihinler kimlerin elinde? ‘Kendi olan insan toplumu’ ne?
Milletler, egemenliklerini işte böyle kaybettiler!

Kafamız, günde 50 kez değişir de yolunda zırnık değişmez. GÖNLÜMÜZSE
hayatta bir kez değişir de insanlığı her gün değiştirerek devrimler yapar
Millî iradenin toplamı ve temsiliyeti kraldadır. Kral, 5-10-50 yılda değişmez!
İradenin çekim erki gönülden kararla olduğu için gönülde seçim 1 kez yapılır
5 yılda yapılan seçimlerse kafa etkenlerinin değişken tercihlere şartlanışıdır
Bu kasıtla demokrasi millî irade değildir, millî irade de demokrasi değildir
İrade, kafada yatan sosyal isteklerin iktidar olma hevesinden besleniyorsa
o zaman 5 yılda değil, her ay seçim yapılsa az gelir
Halşuki bu kez de irade, gönülde yatanın senden istekleri haline gelmiş
5 yılda bir ‘sandıklanan sistemin’ büyük bir yutturmaca olduğu anlaşılır
Çünkü avami kafa, ‘değişmez şeklin türevlerinden’ tercihlendiğini bilmez
Avam, bu uykuyla 40-50 yılda da değişmez. Değiştim-değiştirdim zanneder
Oysaki ‘yıkıcı hakimiyetin’ yüzyıllar süren türevlerinde sık-sık ‘zig-zag’ yapar
Asırlar ne kadar hızlı koşsa da ‘farkça bi şeylerin değişmediği’ fark edilemez

Avam, ne zamandan beri millet olabilmiş de ‘egemenlik’ koşturuyo?
Halkın % 90’ı avamdır. Egemenlik de, bu % 90’ı güden, siyon şeyhlerinin…

 

 

EGEMENLİK MİLLETTEYMİŞ! Yani ‘millet isimli’ şu avamdaymış! peh!

 

Dünyanın zaten hep krallıkla yönetildiğini ister gör, ister görme!
Ama görsen de görmesen de bu kral ‘ya yerli-millî yani senden’ bir kral olur,
yahut mevcut isyanist kralın (demokrasi zımbırtısında) onun tutsağısındır
Senden biri, alternatif krallığın ilk hareketine oynuyordu! Bunu deniyordu
Ama başaramadı-başaramazmış da! FİKRİ seçmedi, siyasal islamı seçti!
Çağda egemenliği ele geçirmiş ‘zirve Siyonizm dini’ karşısında siyasal islam
Egemenliğini pekiştiren Siyonizm karşısında -münfesih tarikatlardan ElifBa!..

 

Hakimiyet millettedir sözü başka şey (ki bu doğru değildir,)
hakimiyet insandadır sözü-gerçeği başka şeydir*

 

Hakimiyet TEKLİKTEDİR
Teklikten çokluğa akar, çokluktan tekliğe akmaz. Teklik, çokluğu belirler
Çokluk tekliği belirleyemez. Çokluğun TÜMÜ, gene tekliktir. Tekliktir ama
başka başka çokluklar, toplumlar ve milletler içinden herhangi bir çokluk,
herhangi bir toplum, TEKLİK adına hareket edemez, irade edemez,
karar alamaz-veremez. Milletler-toplumlar ve türlü çeşitli çokluklar,
ancak kendi HALİFELERİYLE “belli bir teklikte” hareket edebilir
Yani evrendeki tüm hareket yapısı, tek bir insanın emri tasarrufuna,
yani insandaki ‘TEKLİK BİLİNCİ’ne verilmiştir
Bu her insana tanınmış bir bağdır. Bu mesele, insana bağlanmıştır
Kainat ancak tek bir insana bağlanmış olmakla hareket edebilir ve
bu tek hareket ancak böyle izlenebilir. Sürüler çoban tayin edemez
Birinin -hakimiyeti çokluğa, meclise, birilerine dağılımlayabilmesi için bile
(o kimsenin) hakimiyeti (öyle ya da böyle) tek başına kurup işletip
gerçekleştirmiş olması şartı, bu iddiamızın doğruluğunu kanıtlar


Halka egemenlik veren, verdiğini söyleyen kimse
aslında kendi krallığının ilamını yaymıştır.
Dilediğinde iptal eder, elinden alır
Ya da o krallık bir başka kudrete geçer. Kudret, iradenin iktidar olmasıdır
İnsanda hakimiyet, kudrettir. Emirdir! En değişmez yasadır

     (*) Hakimiyet Kayıtsız Şartsız İnsandadır yazısıyla bu ifade teknik şekilde açıklanmıştır
 
 

 

 

EGEMENLİĞİN NE OLDUĞUNU BİLİYOR MUYUZ?

Vatandaşına-milletine doğru haber alma hakkı vermeyen bir devletin
HÜRRİYET ANITI..! Kim bu?!!

 

“Egemenlik Milletindir” diyenler, şunu pekala anlamalılar ki
Millet, halklardan oluşur ve halkın % 90’ı AVAMDIR!
Bu avama, profların % 90’ı da dahildir! Parlamento’nun da % 90’ı dahildir
21. yüzyıl sanatçı sektörünün % 90’ı AVAMDIR!
Şimdi halkı düşün! Halk ne?
Halk ne sittiriyo da egemenlik sahibi oluyo, egemenlik belirliyo?!
Yooo hayır! Böyle değil iddiasındaysan
egemenliğin ‘halkta-millette olduğuna’ tek bir devlet adı verin, haydi!

Egemenlik halktaysa
O halde dünyaya egemen şu Amerikan halkı, Batı halkı, nasıl bir efendidir ki
kendilerine “doğru haber alma” hakkı tanınmıyor?

Mesela Işid.. mesela Corona.. mesela PYD senaryosu.. mesela FETÖ…
Bunlar hangi özgür basının, ‘hesap vermekli bir hizmetin’ egemen milleti?
Bu sözde egemen halk, ülkelerinin döndürdüğü fırıldaklardan habersiz,
tavan vurmuş ‘haber obezliği’ içinde gerçek bilgiye nasıl bir aç yaşıyorlar?
Güney topraklarımızda her daim akan kandan Batı’nın haberi yok denirken
hiç şöyle diyor muyuz: Sözde egemen bu Batı halkının haberi var mı acaba?
Gerçekler bilinse ne olur acaba?
‘Millet gerçeği bilse!’ sözü var olduğu müddetçe egemenlik milletin olamaz
Bilen bazısı da siyaseten biliyor, fikren bilmiyor, idrak etmiyor, fikretmiyor

Yarın Batı’da sosyal güvenceler sallandığı, kimi hakların vatandaştan alındığı
kader sonuçları milletlere dağıtıldığında.. ceremelerin kaçınılmazlığında
o halk, bunlara nelerin sebep olduğunu tek tek öğrenmek yolunu seçip
‘ülkesi gerçekleriyle’ yüzleşeceği tarih, uzak değildir
Bu Amerikan Rüyasının bitmesi lazım! Rüya devşirenlerin uyanması lazım
Vatandaşlarını bir kümes hayvanı yurduna koyup
onlara ‘olmayacak ütopyalar tedarik etmek’ vazifesini terk etmesi lazım!

Vatandaşını obeziteye çevirmekle sonuçlanan bir Amerikan Rüyası..!
Amerikan yönetiminin bunu terk etmesi lazım!
Bu Amerikan Rüyasının bitmesi lazım!
Vatandaşına sera tipi bir yaşamı reva görmeyi,
kitlelerin manevi gelişiminin önünü kesmeyi terk etmesi lazım
Vatandaşlarına ‘temel ihtiyaçları üzerine bir eğitim‘ vermesi lazım
BUNU ÖNCE ‘İnsanlık iddia eden’ bizim gerçekleştirmemiz lazım!

 

Tekrar söyleyelim:

Halkın % 90’ı AVAMDAN OLUŞUR

 

Şişirilmiş birçok aydınımsı, sanatçımsı, politikacı tipler,
‘halkın % 90’ını oluşturan bu avam grubundandır’ derken
böyle söylediğimizin delili var:

Bizde -kendisine ‘aydın-sanatçı’ denen tiplerin hiçbirisi,
Batı halkının doğru haber alma hürriyetinin olmadığını bilip söyleyemediler
Bunların baktıkları ölçü-değerler başkaydı, baz aldıkları şekiller başkaydı
Paylaşma değeri taşımayan ‘kişi başına düşen milli gelir’ ölçüsüne bakıldı!
Kişi başına düşen kemikler nedir, söylenmedi! Kişi başına düşen detarjanlar,
kişi baçına düşen elk. sarfiyatı wattlar, kilolu wattlar, mektepli kravatlar,
‘sözde tahsilin’ doğurgaçlığa etkisi oranı?! (Ölçü ölçü olalı) bu kadar s.çmadı
Amma fertlerin ‘yarına, birbirlerine’ güvenme zdesi KAÇ?
Halkın doğru haber alma yüzdesi-oranı KAÇ? Bunlar konuşulmadı ki biline!
Gelişmiş Toplumu Neyiyle Ölçersiniz?

 

Olan-biten dünya gerçeklerini kendi halkının öğrenmesinin önünü kesenler,

uluslararası yürüttükleri hainliklerini, kendi halkından saklayıp gizleyenler;
(şayet bunlar egemen krallığın egemenliği değil de)
doğru bilgilenme hakları ellerinden alınmış ‘halkların egemenliği’ midir yani?
Türkiye’deki kalkışmanın Fetö eli ile yapıldığını, bunun da kendi ülkelerinde
demokratça-hukukça beslendiğini bilmeyen
bilgilenme köleleri mi egemen?


Egemenlik halktaymış!? Jüpiter devletleri yöneten ŞU EGEMEN HALK,

kendisini de bombalayan Daeş’in, Pyd’nin kendi mahallesinde kurulduğunu,
sevk ve idarelerinin kendi muhtarlarınca nice meblalarla gerçekleştirildiğini
bilmiyorsa bu halk neye egemendir?!!

Batı batıyor! Onlardan avantajlı olduğumuz mühim konu şu:
Vatandaşının, dünyada olan-bitenden (İSTERSE) haberli yaşayabildiği
bir bölgenin ülkesinde yaşıyoruz. Zulmün-acının ‘hangi devletlere
kader edildiğinden’ zerre şüphemiz olmaksızın yaşıyoruz bu bölgede…
Türkiye’deki kalkışmanın
‘FETÖ eli ile yapıldığı bilgisi’ verilmeyen devletlerde yaşamıyoruz!
Batı vatandaşından saklanan öyle bilgiler var ki!

Amerika’nın en korktuğu nedir, hiç tespit ettik mi? Bendeniz ettim!
Kendi toplumunun elitlerinden çok korkar! İşte en çekindiği şu şey,
dünyada çevirdiği fırıldakların, bu toplum kesimince bilinmesidir

Vatandaşına-milletine doğru haber alma hakkı vermeyen bir devletin
HÜRRİYET ANITI..! Kim bu?!!

Fakat Birleşik Devletlerde bir grup var ki bu grup,
ABD’nin gerçek sahibi olmayan ‘isyanist politikalı şu Amerikan yönetimini’
devirmek için uzun yıllardan beri mücadele içindedir
Bu gruba Amerika Millî hareketi de deniyor!
Yani (Kızılderilileri saymazsak) Birleşik Devletlerin gerçek sahibi bunlarken
son 30 yıl, kendilerini meydandan iyice tecrit ettirdiler

Zamanla Amerikan Milli Hareketi olan bu (Kennedy grubu vb.) hareketler,
bir gün ‘bu güç savaşını’ şu mevcut güce karşı elbette kazanacak

Vatandaşına-milletine doğru haber alma hakkı vermeyen bir devletin
HÜRRİYET ANITI..! Kim bu?!!
Amerikan Milletine de yazık! Asıl bu Amerikan Rüyasının bitmesi lazım!

 

 

EGEMENLİK MİLLETTE DİYENLER, SAHİ BUNU CİDDİ Mİ DİYOR?

 

2 yıl kadar önce bir tv. muhabiri, şu doğruyu tv. yayınında canlı açıkladı:
“Amerika’da şu anda gücü elinde bulunduranlar
Başkanın, Türk başkanla çok fazla baş başa kalmasını istemedi”

Amerika’da gücü elinde bulunduranlar, başkanları kontrol edip yönetiyorsa
bu yönetenler ‘kuvvetler erkinde yeri meşru olan’
1- Amerikan mahkemeleri midir?
2- Amerikan Silahlı Kuvvetleri midir? Silahlı Kuvvetlerse hangisi?
CİA, FBİ, Pentagon vs. Hangisidir?
3- Amerika Anayasası mıdır, Hukuk kuvvetleri midir? KİMDİR?
Zaten bu kuruluşlar “kuvvetler dengesinin büroları” da değildir üstelik!
Halklar ne sittiriyo o zaman? ‘Egemenlik kimlerin elinde bir taşeron kuvvet?’

Bu güç, buna kadar belirliyorsa lider kimdir? Amerikan demokrasisi nedir?
‘Anayasa neci? Hangi Amerikan anayasası’ denmesin mi?

Dünyanın ve tarihin hiçbir yerinde kuvvetler ayrımı/dengesi yok! Yoktu da!
Ne oldu, ne de bundan sonra olacak!
Peki, bizim çağdaş emperyalist işbirlikçi demagoglar, ideologlar,
anayasa profları, spritüalist hukuk devletçiler, laikler, bilumum uygarcılar,
üstün demokratlar, insan haklarıcıları, halk özgürlükçüleri,
özgürlük adına ’emperyalist boruyu’ dondurma gibi yalayan vesayetçiler!
Evet bir azar, bir pay verin bu muhabire:
“Amerika’nın gerçek gücünü elinde bulunduranlar kimmiş ki?” deyin
Bu muhabiri bulun, sorun!
Sorun ki bu muhabir, iddianızın kuru patırtı olduğunu yüzünüze ilan etmişse
gerçeğin sorgusuna sırtımızı dönmeyelim. Tınmazlıktan gelmeyelim!
Anlamazlıktan gelinmesin. Haydi, bulun muhabiri de sorun!
Sen -değil bunu sormak, sorgulamak;
böyle bir gerçek saptamaya, Amerika’daki en üst Columbia cevap veremez
En yetkin gazeteci cevap veremez. Amerika Anayasası cevap veremez

Başkanlar modern sadrazamlar olup
derin devletin ayar vererek tasmalayıp yönettiği vitrinlerden mütevellittir
Başkana örnek, bir siyasetçiden isim ha? Başkanlığa örnek, ABD ha?
Kuvvetler ayrımı mavalına örnek gösterilen Abd sistemini iyi okuyor musun?
Başkanın kadrosunu budayan İsyanist Tarikatın, hiç kuvvetler ayrımı var mı?
Var: Tek elden “sevki kraliyet!” ŞeyhülİSYAN!.. Lafın tamamı deliye söylenir

 

Şu kayıtsız şartsız egemen halk, bu başkanlarını yönetenleri niçin seçmiyor?

 

ŞU MUHTEREM KAYITSIZ ŞARTSIZ HALK,
günümüz kraliyetinin modern sadrazamlarını sandıkta seçiyo da
bunların HÜNKARLARINI niçin seçmiyo acaba?
EY MUHTEREM KAYITSIZ ŞARTSIZ EGEMEN HALK!
Sen acaba ne sittiriyon da sandıktan tavşanlar çıkartıyon?
Sana kim egemenlik vermiş de kuruntularınla hülyalarından deryalar,
deryalarından da engin insan hakları ideologlar çıkartıyorsun kendi kendine?
“Kahrolsun monarşi! Yaşasın demokrasi” dedittiriliyorsun?
Artık anla ki tavşanı sana seçtirtip
kendilerinin hep tazı olarak kalacaklarına ‘kendileri karar veriyor!’
‘Kuvvetler Ayrımı’ bir martavaldır. Hukuk devlet laf’ından kasıt,
‘Kuvvetler Tekeli şu Siyonizmden’ çakma devletlere ‘siyasi törpülemedir’

‘Kuvveti Rastgele Parçalayan Dinamitlerle’ hükmünü hakim kılamazsın
Kararını bağımsız, Hükmünü hakim kılamayan bir devlet gücü,
‘Hükmünü yeryüzünde hakim kılan şu Küresel İsyanizimle’ savaşamaz
Komutanı (meclise kral olmayan) o devletin askeri, savaşamaz!
Zaten düşmanın istediği de budur

Yukarıdaki hakikat göstermiştir ki
bir lokma ancak tek bir ağıza teslim olarak sonsuzlaşabilmektedir
Bölünemeyen “tek lokmanın” çift nasibi yok

ŞİMDİ SÖYLE BAKALIM, KİM ÇAĞDAŞ? başlığında yazı devam ediyor
Konuda bir önceki yazı
Tüm zamanlarda krallar, kralların da mutlaka danışma meclisleri vardı
 
/Okyanusta Şadırvan. 2010-2012

Kelimelerde ayrıntı için Şadırvan Kavramlar Sözlüğü

Comments are closed.

Translate »