FİKİR Nedir? Fikirle İdeoloji Arasındaki Fark!

 

FİKİR Nedir? Fikirle İdeoloji Arasındaki Fark!

 

 

 

 

Bir şey DÜŞÜNCENİN KUCAĞINA DÜŞTÜĞÜ AN, artık İDEOLOJİ olmuştur

 
1) Düşünce başka şey, DÜŞÜNMEK başka şey dostum
Siyaset başka şey, politika başka şey
İdeoloji başka şey, Görüş başka şey, FİKİR başka şey
İdeolojiler düşünce kökenlidir
FİKİR ise düşünebilmek, akledebilmek kazanımıdır
Bizim sözünü ettiğimiz fikirle sadece kendi gerçeğini arayanlar kucaklaştı
Nereden mi anlarız? Kişi gerçeği arıyorsa yazılar bir haritadır
(Düşünce-Düşünmek tasnifi fikredişle gerçekleştiğinden önce buna biraz değinelim)

 

2) Düşünce parazittir. Zihnin parazitidir. Çok insan bunu bilmez
Düşünceler birbiri arasında dağınık örgüler halinde olduğunda tutarsızlaşırken
bu dağınıklığı yaşamak istemeyenlerde düşünceler birbirleriyle blok oluşturur
Böylece düşünce blokları ‘dağınık kuruntularla daha az çelişen’ duruma yükselir
Davranışında ‘kulaktan duyumla hareket eden kişide’ ideoloji kuruluma hazırdır
Tecrübe etmeksizin tespitsiz tutumlar yumağı, heveslere açık bir düştedir ama!
Oysa davranışını, İRFANDAN elde ettiği bilgiyle yürüten kişi, ideolojiyi terk eder
tutum ve hareketlerini TESPİTE DAYALI İŞLETEN bir akledişe yani FİKRE ulaşır

Burada NE OLDU? İdeolojide ‘düşünce bloklaşarak’ (eh) düşünce zayıflıktan çıktı!
Diğerinde ise DÜŞÜNCE, DÜŞÜNMENİN EMRİ TASARRUFUNA GİRDİ. Kudret oldu
İrfan, ilmi tespitle elde ediş yoludur. Kudret, iradenin iktidar olmasıdır

FİKİR, aklın tüm şubelerinden onay alıp parazitlerinden sıyrılmış düşüncenin
“düşünmenin emri tasarrufuna” geçmesiyle örgün’ün sende tamamlanışıdır
(Şimdi ayrıntılarına girelim)

 

‘Düşünce-Düşünme Farkı?’ bahsine birazdan geniş şekilde girecez. Önce şu:
— Dinler birer ideolojidirler. Laiklik ise ideolojiler üstü bir kavramdır dedi

 

Din, bir ideoloji değildir. Dine ‘ideoloji’ derseniz

o zaman ideolojiler üstü gördüğünüz laikliği, din yapmış olursunuz

ki laiklik de bir dindir diyoruz zaten*¹
İlk anda hepsini ideolojiler yumağına ya da din yumağına sarabiliriz fakat
daha sonraki analitikte karşımıza çıkar ki ideoloji başka şey, din başka şeydir
Burada temel esas,
İDEOLOJİ Nedir’i bilmek şart. İdeoloji, bir ‘Ön Fikirdir’ Fikir olamaz

Ön-fikir:
Düşüncelerin kendi içinde beri-benzer gruplaşmış bağıdır
Birbiriyle kenetlenip ortak akış oluşturabilen türlü düşünce bloklarından
sadece bir bloğun öne çıkışı. Bloklaşmış düşünce yani ideolojinin mayasıdır

 

 

Fikirse kendini bilmek metodudur

 

Metot, mühimi eheme göre düzenlerken
Fikir de bir metot takibi sonucunda yürütülen disiplinlerdir

İnsan kendini öğrenecek ilkin. Sonra karşıya sormaya da gerek kalmaksızın
bir cümleyle, bir hitapla-duruşla.. bakar bakmaz tanımak istediğini tanıyacak
İnsan neyi arıyorsa ancak onu tanıyabilir
Peşinde olmadığı bir değer, her gün karşısına çıksa da göremez ki TANISIN!

Şu yönleriyle bakarsak:
İdeoloji, çevresel tepkidir. Siyasal tercihlenişlere götürür, çevreye oynar
Görüş, aynı ideolojinin farkları içinde bile defalarca ayrışım
Fikirse kişinin kendi mevcut kişiliğini aşmasıdır. Kişide şahsiyeti kurar

İdeoloji, biçimden içeriğe (tenden cana,) fikirse candan tene, özden yüzedir
FİKİR, fıtrattır. Son kararı sabitler, çağı kuşatır… Bu itibarla,
Siyasal İslam denen zımbırtı, çevresel tepkidir, aslı da ‘ideolojik tercih’
Böylece gerçek devrim, ‘siyasi hareket üzerine’ inşa olamaz
Yazılarımız ‘tarihte hiçbir devrim siyaset üzerinden inşa olmamıştır’ der

Kişisel görüşlere ve düşüncenin mahsulü olan ideolojilere FİKİR denemez
Yıkıcının her metoduna karşılık, yapıcının metot getirmesine FİKİR diyoruz
Yani Panzehir!

Peki, günümüz işgalleriyle zihnine YAMA’nan şartlanmalara panzehrin ne?
Panzehrin olan FİKİR, insanın kendini tanımasıdır, tanıma metodudur
Kendinde her şeyi ‘şartlanmasız ölçüler’ üzerinden tanıma metodundur
Ve elbette ‘asıl’dan kopartılıp tali günahlarla korkutulmuşların ve
bu uyku içinde (aslen ön emri) yerine getirmekte ‘acze düşürülmüşlerin’
yamalı algılarına, zihinlerine PAN ZEHİRDİR

FİKİR, metoda göre işleyip akan imana ‘bulunduğun devirde’ yaslanıştır
Bulunmadığın devrin mazisine yaslandığını zannetmen imanen geçersizdir
Çünkü Fikir, devirlere göre kendini yeni bir metotla tekrar getirterek
yine yeni bir FİKİR olarak sahaya çıkar. Böylece anlarız ki:
Fikir, bir anlamıyla hem imandır, bir anlamıyla da hem iman programıdır
Bunu şu ölçülerle ayırmak mümkün:
Fikir, kendisini her devirde farklı metotlara giydirmesi yasasıyla
imanın kendisi olurken; kendini tekrar ortaya çıkartmasıyla
‘insanın kendini tanıma metodu’ şeklinde bir program disiplini olur
İşlevlerini de kısaca açıklarsak Fikir, inancın tespitle elde edilişi olurken
Metot ve Siyaset, inancı tesis edişte yürütülen tutumdur
Tamamlanmış düşünce zinciri, düşünmenin emri tasarrufundadır ki
buna FİKİR diyoruz. Fikir, her şeyle ilgi kurar. Fikir, imanın kendisidir

 
 

Fikir, ideoloji değil, görüş değil, siyaset değildir. Felsefe de değildir
FİKİR, her çağa göre ‘metot üzere yaşanan imanın’ ta kendisi!

 

Yaslandığın noktanın tespiti…
İmanın tespitle elde edilişi, mutlak zuhuratın tanığı
Son tahlilde Fikir,
aklın tüm şubelerinden onay alıp parazitlerinden sıyrılmış düşüncenin
“düşünmenin emri tasarrufuna” geçmesiyle örgün’ün sende tamamlanışıdır
AKLEDEBİLMEK! Fikrin gerçeği budur

 

 

Fikir her çağa nüzul sırasıyla hitabeden METODUN insanlığa inişi olurken

 

İdeoloji, çevresel tepkidir. Siyasal tercihlenişlere götürür, çevreye oynar
Tamamlanmış İsyanizim dininin (tekrar) çağa göre cilalanmış NÜZULÜdür
İnsan Özüne muhalif ‘korsan görüşlerin’ politikalar ışığında lojileştirilmişliği
Her tarz düşünceden “sera tipi” derlenen bir YAMALANIŞ
İnsan’a muhalif, güdük KİŞİLİK ESİNTİLERİ. Çakma Reçetelerden şartlanma!

İdeoloji çalışmaları, çeşitli görüşlerden kuramlar yapmak,
bu kuramları da ‘lojileştirmek gayret ve telaşıyla’ (sözüm ona)
‘resmî düşünce akımları’ yaratarak işbu ‘korsan düşünce akımları’ üzerinden
(düzenli düşünme anlayışına) statüko koymaktır

İdeolojiler, düşünce olan (düş-düşün) boyutudur
Fikir disiplinleri ise fıtrat olan ‘düşünmek-tefekkür’ öz yapı kuruluşudur
Kişilik eğitiminin temeline bağlı olarak hareket noktası öz güdümlerdir

Çevresel tepkiden kaynaklı bir mahsül olan İDEOLOJİ,
siyasal tercihlenişlere götürür/çevreye oynar, avamda görüşler ayrımı başlar
GÖRÜŞ, aynı ideolojinin farkları içinde bile defalarca ayrışım!
Fikirse kişinin kendi mevcut kişiliğini aşmasıdır. Kişide şahsiyeti kurar
İdeoloji, biçimden içeriğe (tenden cana.) Fikirse candan tene, özden yüzedir

 

GÖRÜŞ ile FİKRİ ayıran temel nedir?

 

Zihnin görmek istediği dekorun ‘retinaya düşmesine’ GÖRÜNTÜ diyoruz
GÖRÜNTÜYÜ biz üretiriz, şartlanmalarımız ve mukayese geleneğimiz üretir!
Korkularımız, kaygılarımız, coşku ve sevinçlerimiz bunu bize ‘zumlar’

İnsanın kendine göre olan o şeyi GÖRÜŞÜDÜR, FİKİR değil, (bi nevi ön-fikir)
Fikir esasında (kişilere göre) değişen doğruluk yoktur
İnsanın kendine göre Fikri olmaz! ‘Fikrin İnsanı’ olur

Fikir denince günlük piyasada her daim kullanılan
‘şu işe bir fikir ver hele’ şeklindeki kavram muvazenesini mi görüyorsun?
Fikri, ‘şahsi görüşün eş anlamlısı’ şeklinde mi değerlendiriyoruz acaba?
Şayet Fikri, yazılı kitaplardan edinilen,
ve piyasada (eş anlamlı kullanılan) bir ‘düşünce’ olarak anlarsak
o zaman tespit ve tefekkürün ne olup-olmadığını nasıl bilecez?
Her düşünce-düşünmek, tefekkür müdür ki?
Metot ve Fikir konusunda bu birkaç paragrafın bize söylediği,
sayfalarca makaleler okuyarak bir zaman sonra anlamanın özetidir

 

Görüş, durduğun noktadan baktığında GÖRDÜĞÜN şey… FİKİR ise

(kendine kainatın nazarından bakıp) bulunduğun noktanı tespit ediş
 
Şahit olman! OKU emrinde nişan edilen budur. Fikir mutlaktır
Çağlar boyu her devirde çağa özel FARKLI hareket eden ortak mutlak!
 
Hayatta iki görüş vardır. Ancak bunlardan sadece biri FİKİRDİR
Dünyadaki tüm görüşlerin iddia kuvveti toplanıp bir araya getirilmiş olsa
gene de bu dayanışmanın tek bir Fikirle yüzleşme çapı yoktur
Görüşler, gözün türlü ilgi alanlarından kaynaklı heves ve arzular dünyasıdır
Bunlar hayalleri tetikler
Düşüncenin arzularından bakılırsa sadece BİR GÖRÜŞTÜR, öylece kalır
Fikirsiz akla ilk düşen ‘gelişi-güzel cümle’ misali 
 

Gözler görmez. Gözler bakar, bakış görür. BAKIŞ, gözün içindeki derindedir

 

Hayatta iki görüş vardır. Ancak bunlardan sadece biri BAKIŞTIR
Bakış, AKIL‘dan olduğu an, Görüş, FİKİR olur
Böylesi görüş, BAKIŞ’ın sonucudur. Artık Fikredişle bakan, ‘Tüm Aklı’ görür
Her bakış, yeni bir görüşü.. bu görüş, yine yeni bir bakışı..
bu bakış, tekrarlanan fikri ‘her çağda yaşanır’ kılar. Böylece,
bakışla görüş birbirine aynalık eder, AYNI olur. Her şey birbirinin aynasıdır
Fakat kimi aynalar olumsuzun, kimi aynalar da olumlunun ışığını kırar ve
yansıtmazlarken; böylece yapılar birbirlerini kırarak, birbirlerinde dönüşerek
her şey, isteklerimizin tabi sonucu olarak karşımızda hareket eder

Bu duygu akışları ve akıp giden trafik bize şunu gösterir ki
FİKİR, fıtrattır. Son kararı sabitler, hepsini kuşatır
Bu itibarla devrim siyasete binaen değildir, Siyaset FİKRE binaendir

 

 

Modeller, fikir disiplinlerinin toplamıdır, YAMA Politikaların değil

 

İsyanist, niçin ‘yeni ve başka’ modelden yürütür hükmünü hep?
Buna hiç kafa yormadık mı?
İsyanizim, her dönem sürekli yeni ve farklı ama hedef ve hücum itibariyle
hiç değişmeyen çeşitli ideolojiler, kültür ve hareket kalıpları döker

İnsanlık, Hakk’ın davasıysa metodu da ortaya koyacak olan gene kendidir
Metodunu (hakikatte) açığa çıkaramayan hiçbir inanç ve dava,
ortaya bir ‘MODEL’ koyamaz! Bunu başarabilmek ancak ‘Fikirle’ mümkün
İslam bir fikir değildir, Fikirle ‘dava’ ediştir
Modeli ortaya çıkaracak olan fikirdir. Fikrin var mı?

 

 

Fikrin önemli özelliği, Düşünce ile DÜŞÜNMEK yapımızı birbirinden ayırır

 
İlk etkisi zihin yapımızı sadeleştirir, duru bir zihin çalışır artık sende! 

Böylece çağın bütün YIKICI HÜNERİNİ, FAKLARINI, TEVESSÜLLERİNİ,
en önemlisi ‘SANA OLAN çıkarcıl TENEZZÜLLERİNİN’ nedenini niçinini,
‘elinle kendin koymuş gibi’ görürsün, anlarsın, dokunursun, idrak edersin
Dost ve düşmanını sadece bu disiplinin sonucunda tanırsın. Başka yolu yok

ÖZ-BİLGİ, düşüncenin mahsulü değildir. Düşünme kanalındandır
FİKİR, düşünceyle düşünmeyi bizde ayırt eder
Son tahlildeyse ideoloji ile fikir, birbirine zıt şeyler olarak ayrılır
İdeoloji, düşüncenin.. FİKİR, düşünmenin aklediş kanalındandır
Böylece ‘düşünce ve düşünmek’ birbirinden ayrılarak
eğitim ve disiplinin amacı, ‘dost ve düşmanı ayırmak’ olarak açıklık kazanır

Fikir ve İdeoloji konusunda bu birkaç paragrafın bize söylediği,
sayfalarca makaleler okuyarak bir zaman sonra anlamanın özetidir

/Okyanusta Şadırvan. 2009

_______________________________________________________

(*2) Düşünce ile DÜŞÜNMEK Arasındaki Fark (1)
 
İlgili Yazılar
 
Düşünce ile DÜŞÜNMEK Arasındaki Fark (1)
Düşünce ile DÜŞÜNMEK Arasındaki Fark (2)
Düşünce Başka Şey, DÜŞÜNMEK Başka Şey… (3)
1- Düşüncenin Pankartları
2- Düşünceler Zihin Alanımıza Düşerler. ‘Düşünmemiz’ Bunları Karşılar
3- Düşünce bir yerlere zaten disiplinsizce gidiyor. Görevi istekler taşımak!
FİKİR Nedir? (2)
EĞİTİM Nedir?
 
LAİKLİK: İsyanist BİLİM’in Kendiyle Yüzleşmeyen Martavalı
       Mevcut İnancının MÜNKİRİ Olmadan Hakk’ın Dinine Giremezsin!
METOT NEDİR? Niçin Her Devir İçin Değişir? (ÖZET YAZI)
       İMANDA YETERLİLİK
       SPARTAKÜS Ben Olurum! “La İlahe İllallah”
       Siyasal İslam Nedir? (Siyasal islam zımbırtısı Nedir?)
               Siyasal İslamın Şirkle Bağlantısı
Zulümde Yatan Gerçek Nedir? 1
Zulümde Yatan Gerçek Nedir? 2
Zulümde Yatan Gerçek Nedir? 3
İslam’da Gizli Deistler!

Kelimelerde ayrıntı için Şadırvan Kavramlar Sözlüğü

Index

Translate »