EĞİTİM Nedir?

EĞİTİM Nedir?

 


BİR İNSANIN -GERÇEĞİ ÖĞRENMEK İSTEDİĞİNİ NEYİNDEN ANLIYORUZ?

(Mesela bu yazıyı sonuna kadar okumasıyla bir kanaat taşırım)

“Eğitimden maksat, DOSTU-DÜŞMANI ayırt edebilmek! Birikimi olmayanın,
eğitimi hedef tutmamışın anlaması zor bir konu” Öğrenmek isteyene kolay 

 

Eğitim Nedir’de Giriş


1) Konunun özünden kalkış yapmak istiyorsak ‘Metot Nedir’den başlamalıyız

Aşağıdaki kısa paragraflar, Metot Nedir’i çok çaplı cevaplayan kısa bir özettir:

 

Metot, doğruyu ortaya koyuşta öncelik-sonralık, ‘ehem mühim’ dengesidir


Metot, hamleye göre hamle sıralaması…

Metot, öncelik-sonralık/ehem-mühim! Bunlar arasında denge
Metot, ehemi-mühimi düzenler. Disiplin bunun sana tatbiki demek olur
Metot, ehem mühim dengesini çağda darlığa göre ‘bir planla’ ilişkilendirir
Her heves ve niyetteki tehlikeyi, çağın ‘insanlığa kurduğu tuzaklardan’ okur
Maksatların içindeki tehlikeyi, kurulmuş bu tuzaklardan saptar-ölçer-belirler
Sonsuz yaşamın temel önceliklerini ‘senin disiplinin’ yapar
Metot, beslenmenin ‘çağdaki önceliklere odaklı maneviyat’ üzerine inşaası
Hadiselerde tarafımızı bu önceliğe göre ortaya kor, bu kararla davranırız


Bu çağda hastalandık, kür bu çağa göre. Marazlar çağdaşsa terapi de çağdaş!

Çağın mikrobuna, yalanların şiddetine, zihinlerdeki istilanın artmasına göre
toplumların zeka karmaşasına göre ‘konjonktürel nüveyi’ daha da açarak
çağın zihin hastalıklarına, bilinç işgallerine seslenen seviyeden anlatmak;
‘davranışta şekil kusan kabuklar aleminin’ ezber pazarında bile
özden davranarak gerçek alış-verişi sürdürebilmeyi her koşulda sağlamaktır
Bin yıllık ictihatlar her çağda iş çözseydi Ya Adem’le dünya her işini görürdü
Artık -okçu tepesini terk etmiş semboller geçidiyle- kim açmazını çözebilmiş?


Kişi, günün hastalıklarına ilacını, günü geçmiş reçetelerden tedarik edemez


Kişi hastalığını, (güncellenen reçetelerle anlatanların sanatıyla) öğrenebilir
Şayet buradan anlamıyorsa hastalığını öğrenmeyi hak etmemiş demektir
Ehem, her devirde ‘o devrin yalan ve aldanışına göre’ öncelik alan disiplindir
Kısacası ‘temel dikkat, ‘o devrin tuzağına göre’ öncelik kazanan sıradır

Yalanların ve uykunun kaydırak zemini, çağa göre ne kadar parlatılmışsa
algılar, tuzağın kabiliyeti şiddetince kilitlidir. Anahtar değişir! İşte Metot bu
(tıklanırsa bu bölüm genişler) Bahsin devamı için: METOT Nedir?


 
2) ‘Bilim Nedir’ başlıklı makalemizden şu kısa bölümleri de buraya alalım:

Bilim Deriz, Evet Ama Bilimde Rolü Kime Veririz?!*

 

Hayatın temeli ne? İnsan kim? Amacı ne? Nasıl düşünür? Düşünce nedir?

Nasıl akleder, düşünmek nedir? Aklediş-fikrediş nedir?

Duygular neremizden gelir?
Duygu, (nasıl olur da) düşünce denen seviye kaybına evrilir de köküne,
yani çıkış aldığı öz duyguya parazit olur, Bu nasıl olur? Ne yaparsak olmaz?
Bu parazitlerin zihindeki işgallerini ne yaparsak ortadan kaldırabiliriz?
“Düşünce başka, düşünmek başkadır” derken ne demek istiyoruz?
Nerelerden önermeler, ispatlar getiriyoruz?
Niçin (sadece bu konuyu) ciltlerce yazıp üzerinde durmuşuz?

 

İnsanın temel sorunu nedir? Düşmanı kimdir? Kendi değil midir?
Dostu da kendi değil midir? Eğitim işte bu üzeredir


Şadırvan’a göre tahsil ve disiplinin amacı, bilgi değil

‘dost ve düşmanı ayırt edebilmek’ olarak açıklık kazanır
Çünkü insan güven arar, güvenin peşindedir. İnsan güvendiğini sever
Eğitim, ‘sevmek’ içindir, sevmenin tahsilidir. Eğitimde aşama,
‘kabiliyet ve tasarrufun’ hangi taraf adına sarf edileceğine karar vermektir
Bu, bilgiyle değil kendini bilmekle gerçekleşecektir
Son tahlilde EĞİTİM, bilginin irade kazanarak enerjiye dönüşmesidir

Bu eğitim gerçekleşmeden huzurumuz yoktur, dünyamızı yönetemeyiz
Şu an “Dünyayı Hayvanlar Yönetiyor*” Yönetenlere baksak da görsek:
Kendi zulüm yönetimlerini kanıksatma üzerine mektepler açmışlar
Buna uygun maksatlı anlayışları çoğaltma, aşılama müktesebatı yazıp-çizmiş,
bu müktesebatlarını bilim diyerek insanlığa yutturmuşlar. İspat, şu basit örnek:

Bir ülkede ÖZELLEŞTİRME varsa eğitim yoktur,
EĞİTİM varsa özelleştirmeye gerek yoktur
Çünkü eğittiğin insanlar
devlet fabrikalarını kendi mülküymüşcesine ‘benimseyerek’ yönetirler
Bu yoksa, devlet mülkünü talan eden bürokratlar yetiştirmektesin
EĞİTİMİN olmadığını, özelleştirme politikalarını çare görmenden anlarız


Şadırvan’ın eğitimde çelişki olarak en basitiyle ortaya koyduğu şu:
Eğitim varsa özelleştirme yoktur, özelleştirme varsa eğitim yoktur!
İkisinden biri!

Nasıl mı? Çünkü işletimlerden sorumlu amirlerin çapsızlığı, bana ne’liği yüzünden,
iktisat bilimi ‘özelleştirme şartını’ reçete kabilinde dayatırken
ama buna rağmen eğitim kurumları ‘bana ne’ci insan üretiyor!
Düzenin eğitim sonucu ile kamu politikte gelinen bu çelişkinin ilmeği açılamıyor
Kapitalizmin tıkadığı çook çok açmazlardan biri de budur mesela
Particiliğin ürettiği -amirlerin siyasetle güdülmesinin yarattığı bane ne’lik de extra
İşte, ÖZELLEŞTİRME akımlarıyla devletleri şirketlerin yönetmesi ideolojisi!
Kapitalizmin güya gerekliliği, güya meşruiyeti. Kim inanırsa buna? Ama şu, gerçek
Eğitim varsa özelleştirme yoktur. Özelleştirme varsa eğitim yoktur! İşte böyle

 

Bilim deriz, evet ama bilimde rolü kime veririz?!
Bilimde referans kim, bilimde amaç ne?

Ki bunu gerçekleştirebilmişler midir?
Günümüzden bahsediyorsak hayır! Nedeni, amaçsız bilmin tetikçi profları!

Bunlarla her alanda çarpışmayı göze alacak yapıcı insanlar tek tek çıkarken
bunlar kendilerini nasıl eğitmişlerdir ki çağı ısrarla alenen gözlemliyorlar?
Yoksa herkes bir şeyleri kritik ediyor, eleştiriyor, değerlendirmeye uğraşıyor
Fakat kendimizi ele aldık mı? İnsan ilişkileri nedir?
İnsanın kendiyle ilişkileri nasıl olmalıdır?
Şayet ‘bilgi ve bilim nedir’ konusunu bilmez isen
teknolojinin sensör boncuklarıyla ‘stres ölçme kiti’ yapan prof kılıklı birinin
bunu ben buldum’ diyerek
b.kundan boncuk çıkan çocuğun sevinmesi gibi bir komikliği anlayamazsın!

 
3) Günümüz Üniversitelerinin çapsızlıklarına da kısaca değinelim:

Bilim Ağa’nın Teknoloji Çiftliği Var. Çiftliğinde Üniversiteler*

 

Sensörleri birbirine devre yapıp ve bazı mekaniği kabloya bağlayanların
sürüsüne bereket şu günümüzde, 13 yaş grubuna has bu çaplara,
‘ÜLKEMİZİN BİLİM ADAMI’ diyen ahmaklara güler geçerim!’ Bilim başka,
teknoloji başka! Hazır sensör oyuncakçılığı başka, BİLGİ ÜRETMEK başka!
‘Stres NEDİR?’ Konu hakkında yazılmamışı, söylenmemişi, bilinmemişi,
hiç öyle değerlendirilmemişi ve zihinde bunun kilidini gösteren ve de
anahtarını ispatlayan yepyeni iddiayı ortaya koy da sana:
‘Bilgi Üreten İnsan’ desin uzmanlar…
Gerçek üniversiteler, BİLGİ üretirler, teknolojiyi piyasa üretir!
Bu yüzden gerçek ölçülerce üniversiteler sıralamasında ciddi derecen yok
Tezlerin internetten şu indiriliş çağında, profluğun kıymeti harbiyesi ne ki?

İşte, Doğu’da da-Batı’da da.. böylesine ‘zihin keşmekeşli yığınlar içinde’
bu dolmaları yutma amaçlı yetiştirilmektesin! Bu işgale panzehrin NE?
Bu işgaller çağında zihnine YAMA’nan şartlanmalara panzehrin ne?
Panzehrin olan FİKİR, insanın kendini tanımasıdır, tanıma metodudur
Kendinde her şeyi ‘şartlanmasız ölçüler’ üzerinden tanıma metodundur
Kendini bilen, her türlü işgalden kurtulmayı bilir
Uygulayacağı kadar semeresini alacaktır
Profesör ile şebeği birbirinden ayıracaktır, bilgi ile soytarılığı,
bilim ile teknolojiyi, teknoloji ile illüzyonu, buluş ile sihri,
ezcümle: ‘bilgi ile bilgeyi (erdemi)’ ayıracaktır. Kesin ve net hem de!
Bunların da Din‘le, İslam’la, imanla hiç ilgisi yok, değil mi?
‘Bilmek, özgürlüktür’ olana kadar, daha bir şey bilmiş değilsin!
Bu özgürlüğünü sana öğretecek ustayı şirk say fakat üniversiteyi put edin!
Evladım yırtsın deyip kıytırık işler yapan üniversitelere sağıl, emeğini çaldır!

Teknoloji başka şey bilim başka şey iken
çağımızda teknoloji, bilimin şımarıklaşmış çocuğu iken
ayrı olan bu kürsüleri ayırmadan, cep telefonunu bilim diye yutan yığınlar,
‘bilimle din ayrıdır’ dedirtilerek akıllarına yama vurdutmuş bu esir zihinler,
ve ‘bunlar din yazısıdır’ diyecek kadar akledişten uzak kimselerce
ve bu yazıları, dinlerine uygun bulmadıklarını düşünen müşriklerce
“bu müellif felsefe yapmaktadır!* değil mi?” Zira
bu yazıların Bilimle-İslam’la ilgisi yok! Sadece sarımsak falı bakıyoruz! Öyle ya

 
4) Son olarak “Fikir, kendini tanıma metodu üzerinden Kişilik Eğitimidir:”

Fikrin önemli gücü, Düşünce ile DÜŞÜNMEK yapımızı birbirinden ayırır*

 

İlk etkisi zihin yapımızı sadeleştirir, duru bir zihin çalışır artık sende!
Böylece çağın bütün YIKICI HÜNERİNİ, FAKLARINI, TEVESSÜLLERİNİ,
en önemlisi ‘SANA OLAN çıkarcıl TENEZZÜLLERİNİN’ nedenini niçinini,
‘elinle kendin koymuş gibi’ görürsün, anlarsın, dokunursun, idrak edersin
Dost ve düşmanını sadece bu disiplinin sonucunda tanırsın. Başka yolu yok

ÖZ-BİLGİ, düşüncenin mahsulü değildir. Düşünme kanalındandır
FİKİR, düşünceyle düşünmeyi bizde ayırt eder
Son tahlildeyse ideoloji ile fikir, birbirine zıt şeyler olarak ayrılır
İdeoloji, düşüncenin.. FİKİR, düşünmenin aklediş kanalındandır
Böylece ‘düşünce ve düşünmek’ birbirinden ayrılarak*1
eğitim ve disiplinin amacı, ‘dost ve düşmanı ayırmak’ olarak açıklık kazanır

     (*) Burada kısaca tekrarlanan bu 3 konu, METOT Nedir, BİLİM Nedir ve FİKİR Nedir
     adlı makalelerimizden bazı alt başlıklardır. Tamamı için en altta tıklayabilirsiniz

 

 
5) Geldik Eğitim Nedir’in derinliklerine:

EĞİTİM Nedir?


Önce Şuna Bakalım:

BİLGİ: Damladan havuza, havuzdan göle, ummana uzanan tohum
EĞİTİM: Bilginin enerjiye dönüşmesi hali (yani bilginin direksiyonu)
İRADE: Barajın bendi (yani vana)

BİLGİDE BİRİKİM, Damladan göle.. ummana uzanan bir seyir hali ise
Bilginin enerjiye dönüşmesi eğitim, iradenin enerjiye çevrimi Kudrettir
Böylece Eğitim, bilginin irade kazanarak enerjiye dönüşmesidir
İrade kullanmadan bilgi, enerjiye dönüşmez. Vanasız kontrol yok
Bilgisi umman dahi olsa bendi olmayanın birikimi, enerjiden yoksun kalır
Çünkü eğitimin amacı BİLGİ edinmek değil, dost ve düşmanı ayırt edebilmek
Dost-Düşman tanımı, bilgiyle değil BİLMEKLEDİR
Gerçek bilgi, ancak eğitimin sonucunda kendiliğinden ortaya çıkar

 

Sonra Şuna Bakalım:
HAKLILIK: (doğru) bilginin yaslandığı temel
BİLGİ: Gerçeğin yaslandığı temel
BİLİM: Doğrunun yaslandığı temel
İLİM: Temelin yaslandığı nokta

Eğitim, aşağılık nefsi ‘tam karargahında’ görmendir. Onu orada basmandır
Hiçbir papirüsün, matbaa mürekkebinin onu sende aşağıladığını gördün mü?
İşte usta bunu yapar

Usta, senin korsan nefse öyle bir temas eder ki bir nazardan tutuşur da
otomatik olarak aşağıların aşağısı o cehenneme kendini kendin sürersin
Bu otomatiğe sünnetullah denir. Ateşten geçmeyen de eğitimi unutsun
Kağıttan-papirüsten tutuşan bir nefs gördün mü hiç güzelim?
Kendi odununu ateşe döndüren aşk sahipleri, senin odununu tutuşturur

Eğitim, hem sürekli ‘hem değişken çağın yeni insanına’
içinde bulunduğu alışkanlık ve zeka yapısına göre
her dönem YENİLENEN demektir. Bu akıbete FİKİR diyoruz

Eğitimde yapıcı-yıkıcı ayırdımı yoktur. Yıkıcılık çalışmaları da bir eğitimdir
Yıkıcı eğitimin programı, ideolojidir

 

Eğitim, insanın özelliklerini ortaya çıkarmaktan çok öte bir şey olsa gerek

Çünkü eğitim, öyle ya da böyle ortaya mutlak çıkmakta olan özelliklerimizi
‘hangi taraf adına’ ve niçin kullanmamızın kapılarını açar

Gol atmasını öyle böyle öğrenirsin
Ya da bir golü, herhangi bir galibiyeti mutlaka alkışlarsın
Fakat eğitim ‘kendi kalene gol atmanın sonuçlarını’ senin vicdanında
harekete geçirerek bu ters gidişatı terk etmeni sağlar
Yoksa, özellik tavşanda da var. Zıplamasını biz mi açığa çıkardık?
Yavruyken maksatlı (yani yanlışa hizmet planıyla) eğitilirse
uyuşuk numarası yapan bir tazı karşısında zıplayıp kaçmasını unutur!
Hatta ona doğru zıplaya-zıplaya koşar da…
Sonra serengeti perdesi açılıp hakikat devreye girdiği zaman
bu tazının “KİM” olduğunu anlar!
Anlamakla kalmayıp yavru döneminden beri ‘nice iki bacaklı tazılar’ eliyle
yetiştirildiğini görür artık da NE ÇARE?
Biz bu hüsranları tattık da nihayet çaremize kavuştuk
Çocuklarımızın tatmasını, çaresizliğe düşmelerini,
hayata dair ümitlerini, pırlantalarını yitirmelerini hiç arzu etmiyoruz

Eğitimin amacı bilgi değil eğitimden maksat dostu-düşmanı ayırt edebilmek
Eğitimden beklenen şey, dost ve düşmanı ‘kendi mevcudunda’ görmektir
Tabidir ki eğitim yarışçı insanlar yetiştirir. Eğitim bir koşudur
Kişide yarışçılığı, “bilgi” olarak koşturmak değildir ama!
Bu itibarla EĞİTİM, insanın özelliklerinin ORTAYA ÇIKARILMASI değil
Özelliklerimizin HANGİ TARAF ADINA KULLANILMASININ disiplinleridir

 

 

24 Kasım “Öğretmenler Günü vitesinin gazıyla ’90 kadran’ şişip”
gün görmemiş’ bir toplum, öğretenlerini kutsadı

 

Şu güne kadar öğrendikleriyle(!) sistemin çelenklerinden birini daha kutladı
Gerçekte ‘bir cahiliye’yi sezon ederiz, merasim ederiz! Niçin?
Şu öğrendiklerimizle ‘yaptıklarımız bunlardır’ Sorgusuz-sualsiz bir yaşam!
Oysa eğitim, sadece 90 yıl öncesinden çökük değildi. Tam 400 yıldır yitik

Kendi eğitim ve iktisat modelimizi ortaya koyabiliyor muyuz?
Kendi toplumumuzu biz kurmadıkça gündelik efeliğin sağladığı doping,
İSYANİZMİN bize en teşekküllü OYUNUDUR

Türkçe diye bir ders (hali hazırda) var
Ne edebiyatla, ne fikirle, ne düşündürebilmekle ne de sanatla alakası yok
Okullarımızdaki ‘TÜRKÇE’ adındaki ders, acaba neyin dersi?
İngiltere’de İngilizce diye bir ders mi var acaba, bi bilsek!
“İngiliz Edebiyatı” dersi var
İngiliz milleti, bu derste ‘Şekspir nasıl düşünmüştür’ü öğreniyor
‘İncil/Kuran öğrenmiyor’ dikkat et, burayı iyi anla
Şekspirler aşağı, Şekspirler yukarı! Çok iyi düşün! NİYE??!
Şekspir üzerinden hayat anlayışlarını geliştirir düzenlerler
Protokolleşmiş İncil’e(!) bu şekilde ulaşırlar. Çağda disiplin bu, güncellemek!
Türkiye’de Türkçe diye ders mi olurmuş? Geçmişte Kürtçeyi saf dışı,
gerçek Kürt’ü saf dışı yapmak politikalarının dersiydi işte şu malum ders

Bizim Pirlerimiz yok muydu?
Amma, amaç yoğunluğu ‘Kürt çocuklarına İstanbul şivesi gramerletme olan’
‘Politik Türkçe Dersleri’yle pirlerimizi idrake uzanamadık! ‘Orta Oyunu’nda,
Dürüyemin Güğümleri’nde ‘kalay-zarf-edat-faülat-zamir’ aradık! Oysa
‘Güzelliğin on paha etmez bendeki aşk olmasa’da ne sırlar vardı, bilemedik
‘Aldanan, aldatan kadar suçludur’ diyen mütefekkir acaba ne diyordu?
‘Hepsinden hallice bir gönüle girmek’ nasıl gerçekleşirdi?
Derdim bana derman imiş’te dert neydi? Ben insanın sırrıyım’da tüyo neydi?
‘Bir katiu tarika rast gelse, der ben filan reisin ismiyle gezerim’ ne demekti?
‘Aradığın şeye kitaplardan ulaşamazsın’ diyenin işaret ettiği neydi?
‘Kötülüğü Paylaşma!’ ne demekti? Yani çeşitli örneklerden söyledim

Gör ki sen de ‘kendi Şeksini-Pirini’ çağ içinde ‘MODEL olarak’ ders ettiğinde
işte medeniyetine uzandın, işte nesli-paçayı kurtardık demektir
İşte sana Türkçe Dersi! Yani Türk Edebiyatı dahlinde bu olması gereken ders!
‘Anlayış’ adında bir ders, mekteplere 1. program olarak konulup işlenmelidir

 

Gerçek Fikir yerine ‘Güncellenmiş olması şartına bakmaksızın’
1000 yıllık ictihatların makalelerini ‘kafamıza yama’ yaptık! Buna ‘din’ dedik!

 

‘Güncel Savaş Nedir’den bihaber yaşarken (ama ne yazık ki)
kendi heves, istek ve kredi kartlarımız ‘dibine kadar günceldi!’
‘Süslü söz’ nakliyatçılığı yaptık! “Bir ben vardır benden içeri…” Yok yaw!

Esas nedir, metot nedir, insan nedir, eğitim nedir, emek sarf etmeksizin;
itikat sahamıza ‘armut piş, ağzıma düş dualı’ afişlenen, ayet-hadis-kıssa ve
üstüne hemen atladığımız ‘sözden nakliyat’, (sadece) bir İslam tabelasıydı!
Bu ekspres sözlerin ‘asıl linkleri’ İsyanizim tarafından adressizleştirilmiştir!
Manaya götüren yol, çakma linklerle mayınlanmıştır, aslı boşaltılmıştır dedik
Boşaltma nerede gerçekleşmiştir? ‘Zihinlerde’ dedik

Zihni işgalde tutulan beynin, GÖZ SİNİRLERİ gönül gözünün yolunu tıkar
Bu göz, (değil Kuran/ayet okusa) Hakk’ı görse anlamaz! Link yok çünkü!
Ayet diye mayına basar. Kur’an çarpar da ‘yamuğundan’ haberi olmaz!
Yazılarımız, gerçeğin peşine düşmek yolunda
‘önceki aşamaları’ bir-bir geçmeye başlamış insanlara hitap eder
Şahsi görüş ve düşünceleri okşamaz. Bunu teyit edici bir malzeme değildir
İşaretimize dikkat edenler, çağa deli gömleği giydirdiğimizi derhal fark eder

Bir insanın -gerçeği öğrenmek istediğini neyinden anlıyoruz?
Mesela bu yazıyı sonuna kadar okumasıyla ve tekrar tekrar okumasıyla…

/Okyanusta Şadırvan. 2015

_______________________________________________________

İlgili Yazılar
 
BİLGİ ve EĞİTİM ÜZERİNE Kısa Kısa
AKIL Nedir?
        MANTIK Nasıl Çalışır Ve Zihin Kendisini Niçin Göstermez?
        ZİHİN İŞGALİNE ‘DUR!’ De
              
ZİHİN İşgalinden KURTULMAK
              ZİHNİYET mi? ŞAHSİYET mi? İşte ‘açık ara’ Ayrıntılar
        BİLİNÇALTI Nedir?
        Düşünce ile DÜŞÜNMEK Arasındaki Fark (1)
              Düşünce ile DÜŞÜNMEK Arasındaki Fark (2)
              Düşünce Başka Şey, DÜŞÜNMEK Başka Şey… (3)
              1- Düşüncenin Pankartları
              2- Düşünceler Zihin Alanımıza Düşerler. ‘Düşünmemiz’ Bunları Karşılar
              3- Düşünce bir yerlere zaten disiplinsizce gidiyor. Görevi istekler taşımak!
       FİKİR Nedir? Fikirle İdeoloji Arasındaki Fark! 
              FİKİR Nedir? (2)
       RUH Nedir? Niçin Ruhundan Haberin YOK?
       KAFAM KARIŞIYOR!
       KÖTÜLÜĞÜ “PAYLAŞMA!”
       ANLAMAMAK Diye Bir Şey Niçin Yok? Şunun İçin Yok:
              Demek ŞAİR, Demek FELSEFİK! Peki, Kim Bu?
              Anlayıp da işine gelmez ‘Ayar Verici Tiplere’ toplu cevaplar
 
NECE? Bir İnsanı Tanımak İsterseniz Gündelik Dilden Konuşmasını Ölçü Alın
       NECE? (2) Kuran Diliyle Anlatmak Kadar Saçma Bir Teşebbüs
       NECE? (3) FELSEFECİ gibi’ Diyor!? Sanki Büyücü!
       Niçin Bir Şablona Sararız Ki Yalın Bir İfadeyi?
       
ANLAYIŞI KIT Olan, Sözü Alfabede Arar
       
ANLAYIŞI YASAKLI Kimseler ‘Sembollere Takılı’ Yaşar
Allah‘ı Aramak Mış!
Bir Arif Niçin Külyutmaz?
BİLİM Denen Neymiş? (Bilimde Rolü Kime Veririz?)
    TEKNOLOJİYE Secde Etmiyor Muyuz?
    Hangi TIP, Hangi BİLİM?
    BİLİM Kendini Aklıyor!?
    Yapay ZEKA Diye Bir Şey YOKTUR
    Gelişmiş Toplumu Neyiyle Ölçersiniz?
 
BİLİM
BİLİM Denen Neymiş? (Bilimde Rolü Kime Veririz?)
BİLİM Denen Neymiş? Bakalım (2)
 
BİLGİ
BİLGİ Nedir? Bilginin Haberi, BİLGİ değildir. Havadistir
Bilgi, KABUL’ün Sonucu… Kabul Ettiysek Uygularız
DUR Bi Dakka! Neye BİLGİ Diyorsun?
BİLGİ ve EĞİTİM ÜZERİNE Kısa Kısa
       Aradığın Şey Kesinlikle Gösterilmiştir
       BİLGİ ve EĞİTİM ÜZERİNE Kısa Kısa
       Kavramları KENDİSİNE ait olmayan kimse, DÜŞÜNCEYE mağlup olur
       KAVRAMLANDIRMA Nedir Peki? (Anlamakta HIZ, Kavramlandırmadır)
       Yemeği BİLGİYLE mi Yiyorsun? SALGIYLA mı? Salgının icrası bir eğitimle mi?
       HARF ve MANA
       İnsan ve Hayvan
       Tazı ZEKA! Tazı MANTIK! (BilgiCİ Kişinin İç Yüzü Nedir?)

PAPİRÜS Nedir? VAHİ Nedir?

Olmak NEDİR?
AMAÇ
BİLGİ Nedir? Bilginin Haberi, BİLGİ değildir. Havadistir
BİLGİ ve EĞİTİM ÜZERİNE Kısa Kısa
BİLİM Denen Neymiş? (Bilimde Rolü Kime Veririz?)

Kelimelerde ayrıntı için Şadırvan Kavramlar Sözlüğü

Index

Comments are closed.

Translate »