Zulümde Yatan Gerçek Nedir? 1
Zulüm ‘bir secdeden firarla’ başladı
İnsanın amacında durduruluşuyla devam ediyor
İNSANIN GÜZELLİĞİNİ ÖRTMEK Yalanın Saklanmasıyla Mümkün!
Zulmün taşıyıcısı şu insanoğlu, kendini kendi aşağılar ne yazık ki
Kendisini aşağılayan yıkıcı programı, ‘ideoloji’ diye zihnine eker
Oysaki Zulüm ‘bir secdeden firarla’ başladı
İnsanın amacında durduruluşuyla devam ediyor
• Bizler zulüm ve sömürüyü ‘bir devleti adres gösterip’ tanımlamıyoruz!
Kendimizin dışından cereyan etmiş bir ‘dış-tip olarak’ da tanımlamıyoruz
Düşünceye tutsak tercihlenişimizin,
(ileride) KUVVETLİ İRADESİ olarak ortaya çıkan bu ‘zulüm ve sömürüyü’
kendimizin kendimize gerçekleştirdiği ‘bilinç yaması’ olarak tanımlarız
Kısacası Zulüm, yalanın saklanması adına yapılan tüm davranışlar…
İnsanın güzelliğini örtmek, yalanın saklanması ile mümkün!
Kulaktan dolma insanlık bilgisini herkese dayatmak zulmün en büyüğü
Zulüm, Gerçekte BİREYCİ BİR HAREKET
Böylece bu YAPI, kuvvetli bir temsil edilişle ‘insanoğlunda’ kitleselleşerek
toplum ve milletler üzerindeki yönetim şekillerine nüfuz edip
‘yıkıcılık’ dediğimiz sistemin kendisini işletir
• Yani zulüm ve sömürü, salt dış ülkelerin siyasal saldırı zihniyeti değildir
Zulüm, sadece belirli adreslere yaftalanmış bir ‘suç davarı’ da değil…
• Zulmün piyasa tanımı,
yukarıdaki bu gerçeğini, vurgusunda bulundurmamış olması nedeniyle
biz de ‘anti emperyalist mücadele’ terimini, kullanım-dışı bırakarak
işi, ‘yapıcı-yıkıcı’ kavram çatısı altında bir kavrayışla düşünmek derdindeyiz
• Ülke sınırları, dış ülke güç ve etkilerine her ölçüde kapatılmış olunsa bile
zulüm denen baskı, (aramızda birbirimizce) yaşanıp yaşatılabilmektedir
‘Anti emperyalizim kavramı’ içinde -özgürlük arayanların hedeflediği başarı,
‘mali yapı ve nesnel statüye’ kadarken bizim hedefimiz tam bir hürriyettir
Öyleyse doğru düşünmek, doğru tanımın getirdiği gücün itişiyle mümkün
Okyanusta Şadırvan ‘zulmün’ en derinlikli tanımını şu şekilde ortaya koyar:
‘Tarihin önemli bir anında’ es geçilmiş bir secde,
kendi gurur ve itirazlarının bahanesine ruhsat çıkarmak derdine düşer
Çünkü ‘insanı protesto etmesine’ ruhsat kazandırılması gerekmekteydi!
Bu yöndeki çırpınışlarının temeli ‘insana kendi mükemmelliğini unutturmak
böylece insanın kendini, kendisine İNKAR ettirmek İDDİASIDIR’
İnsanlığı ahmak yurduna koyup zulümle gütmenin tek yolu insanı unutturmak!
‘İnsanı kıskanmak çıkışlı’ isyanist çalışmalar ve pompalanan neşriyatların
yığınlara edindirdiği kanaat şunu sağlamıştır ki ’21. yy. İDEOLOJİK Felsefesi’,
‘tüm çağların sanki en ileri bilimleriymiş algılamasının’ önünü açmıştır
Kuyruk acısı vesselam! İnsana secde etmemenin soktuğu bir çıkmaz içinde
kendi isyanını haklı çıkarmaya çabalamanın peşine düşülmüşlüğüdür zulüm
Toparlayıp deriz ki: Zulüm, insanın amacında durduruluşudur
Zulüm ‘bir secdeden firarla’ başladı
İnsanın amacında durduruluşuyla devam ediyor
ZULÜM ve buna karşı MÜCADELENİN, binlerce asrı arkasına alıp da
sonsuza kadar yapılabilecek en ileri gerçek tanımı budur
Çünkü senin sana yaptığın zulüm, ona şu yolu açman olur maalesef:
Siyonizmin hedefi, ‘İnsana biat edeceksin/secde edeceksin’ emrini aldığı yere,
seni kulağından tutup huzura çıkarmaktır: ‘Secde ET dediğin BU muydu?’
Bunun için tüm parasını bu yola harcar. Sense dünyaya tap! (asla yapma dostum)
Yolu açan sensin, Bu yolu ona açma! (Kendine bu yolu açma!)
İnsanın mükemmelliği, olay anından kısa zaman sonra anlaşılmış olsa da
bu güzelliğin örtülerek reddi yönünde çalışmalar bugün hala devam ederken
bizler aslımızı unutup UYUMAKTA ve
öz-benimizle örtüşmeyen ‘kasıtlı-planlı etkilere’ açık halde yaşamaktayız
Kartal İnsanlar yüksekten uçar ama insanoğlu ‘yükselirken düşürülür’
Kanadımıza kendi attığımız çelmeler ÇİZME GİYMİŞ. Nasıl da görmeyiz?
Tabiatı gereği İnsanın ESASTA konusu budur! İşte ZULÜM bunun için!
/Okyanusta Şadırvan. 2010
_______________________________________________________
İlgili Yazılar