Düşünce Başka Şey, DÜŞÜNMEK Başka Şey… (3)
Zihnindeki düşünceleri gözlemliyor olman, ‘düşündüğün’ anlamına gelmez
‘Düşünce Mimarlığıyla’ Filozof Olanlar Oldu
Tanrı tanımaz Varoluşçu düşüncenin mimarı,
‘düşüncenin izlemesi gereken en iyi kuralları inceleyen bilim dalına
mantık denir’ derken yanılmıştı
Çünkü düşünce bir şey izlemez.. izlettirir!
Seni ‘düşünmek vazifenden’ uzaklaştırmak maksadıyla kendine çekip
sorumsuz fiillerinin peşine takarak sana önderlik etmeye kalkar
Üstelik ‘varoluşçuların’ bu tanımı, ‘mantığın tanımı olarak’ yanlıştır
İzahı, akıl disiplinlerini andıran bir izah… Fakat bu da tam değil
Çünkü akıl disiplinleri, aklın kendi şubeleri arasındaki örgün işleyiştir bizce
Ve bu örgün işleyişin temelindeki disiplin,
düşüncenin, düşünmenin emri tasarrufuna girmesi şartıdır
Böylece düşünce takip edilmemelidir. Düşünmek gerçekleştirilmelidir!
Düşünce, düşünebilmeyi takip etmedikçe düşünce o kişiyi savurur, sürükler
Duygudan çaldığı iradeyi, kendi isteklerine ‘fiil yapar’
Fikrediş temelli bir duyuş çalışmıyorsa istediğimiz kadar düşünelim,
böylesi bir düşünmek, ‘düşüncenin çekimi altında’ sonuçlar çıkarır
Çünkü düşünce, duygulardan irade(nümayiş) çaldı. Duygu aciz, düş kuvvetli!
Duygunun ‘nümayiş zarfında’ yaptırım gücü (artık) yok oldu!
(DURU’nun “istekler’ konusundan yola çıkarak şöyle de diyebiliriz:)
“Kendine isteklerin cehennemini, kendinden isteklerin cennetini tesis eder”
İsteğimizi karara bağlamazsak Şartlar, bize tercihler listesinden bir rol verir
İstemeyi bilmiyoruz. İstemede hüner, ‘kendimizden isteyişle’ karar almaktır
Yanlış isteği arzuyla besler isek görürüz ki bu da karar kabilinde bir çağırıştır
Başka konuda ‘tutarlı planımız’ varsa korunuruz, bu bozulur da başa gelmez
Özden İstek sonuçtur, güçlü karardır! Bu karar, kaderimizi yazar. Doğru olur
Karara arzuların katışması neticesindeyse ‘kendimize isteyiş’ doğar, sonra
DÜŞÜNCELERİMİZ de bu temel isteklerimizin paraziti olarak zihnimize akar
ve bizi bir kıskaçta tutsak eder
Düşünce, korsan nefsin yaptırımıdır. Ama sen böyle bir düşünce değilsin
DÜŞÜNMEK /AKLEDEBİLMEK olansın. Nefste leveli yükselt!
Şayet böyle olmadığımızda,
kendimize istediklerimizin altında düşüncelerimizin imzası söz konusuyken
kendimizden istediklerimizi belirleyense
‘DÜŞÜNEBİLMEK /AKLEDEBİLMEK’ donanımımızdır
Biri müjdelere ulaştırır diğeri ziyankarlığa
Burada kendine isteklerin ‘düşünceyle’ açığa çıkarken
kendinden isteklerinse ‘düşünmeyle/akledebilmeyle/tefekkürle’ açığa çıkar
Düşünceninse planlı yapısı, doğrudan eylem yerine akıp fiil olarak çıkmaktır
Düşünce, düşünmenin içinde birimdir. Düşünme, düşünce içinde birim değil!
Yani Akıl, ‘düşüncenin maiyetinde’ bir birim olamaz
Varoluşçu güdük mimar, farkında olmadan
‘düşüncenin kullandığı kabiliyetine dair’ söz ederken
“DÜŞÜNMENİN başına gelen kazalardan” bahis açmış.. istemsiz de olsa!
Üstelik bu da tam değil… Oysa mantık başka şey, düşünce başka şey tabi ki
Yani şöyle deseydi işleyişi fark edecekti:
“Düşüncenin izlemesi gereken en iyi kural düşünmektir, mantık değildir!”
/Okyanusta Şadırvan. 2008
______________________________________________________
İlgili Yazılar
AMAÇ