Diktatörlük Başka Şey.. Krallık Başka Şey…
Yaşamın Doğasında Krallık Var!
Monarşinin Tanımı ‘Diktatörlük’ Değildir!
Çirkin kral kendine alternatif salih krala ‘diktatör’ dedirtir bön-kafalarla…
Demokrasiyle KANDIRAN zalim senarist,
bu demokrasisine (sanki inanmış gibi oynayan) rakip krala, ‘diktatör’ der
Demek ki bi çekememezlik..! Tıpkı laiklik etiketi gibi: Sen DİNsin, O Bilim!?
İşte laiklik, bu dairede tarihsel hasımlaşmada karşı tarafça çengel bir şey!
Laiklik, kural koyucunun ‘kara liste’ tehdidiyle kullandığı boyunduruk
Hasımlaşmayı sözde bu ölçüye bağladığı bir ‘egemen bildirge!’
Bu niçin böyle? Demokrasi-laiklik gibi kelimeler tehditiyle ayar vermek niçin?
Çünkü meseleyi kavramış her insan, dava kuşanır. Dava kuşanan her lider,
krallığın doğasından hareket eder. Lakabı çıkartılır dokuza.. adı “diktatör?”
‘Krallık varsa diktatörlük vardır’ denklemi yanlıştır, bir maksatlı uydurmadır
Her krallığa doğrudan ‘diktatörlük’ denemez
Diktatörlük başka şey.. Krallık başka şey…
DİKTATÖR, yöneticinin zalimine denir
Diktatörlük bir yönetim biçimi değil, akıl hastalığıdır
Yaşamın doğasında Krallık var! Monarşinin tanımı ‘diktatörlük’ değil!
Çağa hüküm koyan ‘hakim irade’ kim? Çağı idare eden kim?
150 ailenin bir şefine ‘demokrasi memurluğu yapanlar’ mı idareci?!!
Bu yalanını saklayan Diktatör kim? Bunu ‘demokrasiyle örten’ kim?
(Güya) Kral ve kural tanımayanlar, Gerçek Krallığı (sözde) yadsıyanlar,
HAYATI kökten REDDEDİCİ asi topluluklardır. Bunların dini İSYANİZİM
Çağımızda “Çirkin Kralca” sürüleştirilip güdülen bu Demokrat Kafalar,
kişisel nabızlı inkarlarını, yaşama dikte eden ‘asıl bu gizli diktatör kafalardır’
Aslen kendi huyunu örtmenin yolu, karşıyı bu huyla tıraşlamaya kalkışmaktır
Müstemleke vatandaşın -güya asaletini, ‘demokratlık’ ölçüsüyle tescillemek!
Yıkıcı Krallığın, çıkarlarına ters düşen liderlere her daim diktatör demesi,
‘Kızıl Sultan’ yakıştırması (bu nedenle) bilim dışıdır
O halde ‘Kimdir Diktatör’ değil! Hangi Kral? Seç!
Ne demokrasisi? Ortada açıkça bir Krallık ve de İddia var!
Avam bundan ne anlasın? Avamın zihni balonlarla, hayali terimlerle dolu
Onun zihnindeki balon ‘bir lokma bir hırkayla’ şişirilmiş! Alternatifin ne?
Bizce ya yapıcı salih kral ya yıkıcı çirkin kral?
Bu ikisi dışında bir 3. hareket, üçüncü bir kral yok! Olamaz da zaten
Sahnedeki oyun, ya ’emperyalist kölelikten yana’ ya da ‘kendi ülkenin,
bu çirkin gücü tanımamasının dışında ‘başka bir forma dağıtmıyor!
Biletler sadece iki gişeden buna göre satıldı. Doğru koltuğa otur ve izle!
İsyanizim başaramayacak. Bütün telaş bu! Kişilere takılma
Bu, münevverlerin zulme karşı savaşıdır. Devrim kalabalıkların işi değil!
Siyasal sahne ve kişilik tipleri, sadece bir kostüm…
Her iki taraf da en cesur ‘siyasi tiplerini’ seçip çıkardı! Kostüme takılma
Siyasi öncüler, ‘ilkin ariflerin sonra avamın adımıdır’ iyi anlayasın!
Adımlar bir dava yolunda hareket eder. Az şey bilmeleri pek mühim değil
Malum vazifeleri dışındaki derinliği bilseler, kafayı sıyırırlar zaten!
Yani sen onlardan fazla bir bilinç filan bekleme!
Onlar sadece cesaretlerinden dolayı orada tutulan memurlardır
Hep kafalarına göre davranmazlar
Canımız görkemli bir SARAY istemişti!
Artık harekete geçmek istiyor ruhumuz! İşbu örgünlükte gör şu zahiri!
Yani ‘saray içinde mecbur nöbet tutacak birine’ verip-veriştirme!
Sana ‘kuşa bak kuşa!’ denirken (iyi anlayasın) ‘kuş kim’ biliyor musun?
‘Acaba şu kuş nerede’ diyerek çevirdiği o kafanın içindekine ‘kuş’ diyoruz
Devam edelim… Bakalım kimler anlaya, kimler göre!
Yıkıcı ideolojik çağın ölçülerini, kendimize MUTLAK ZİHİN yapmışsak
(Gizli-açık) Batı ve burjuva hayranlığını, kendi vazgeçilmezimiz yapmışsak
Dağarcığımızda onun kutsal kavramları ‘otağ kurmuş’ ise
Öyleyse BU SUBLİMİNAL KİLİTLER üzerinden amaç kayması yaşarız
Zulmü göremeyiz. Zalimi, (ork. şf. gibi açıktan yöneten) tip olarak bekleme
Çaldırdığı şarkıya bak, düşün! Çünkü seni heveslerine kadar çok iyi tanıyor
Senin ‘kendisine savaş açtığını ZANNETMENİ sağlayacak’ ne varsa
algı olarak (her türlü zihin yanılsamasını) senin çevre faaliyetlerine yüklüyor
Tabi ki bu denenlere inanmak istemeyeceksin!
Çünkü yerinden kımıldamak istemez insan
Konumu ne olursa olsun mevcut şartlarını, şartlanmalarını ‘muhafaza ve
müdafaa’ eder. Alışkanlıklarından kopmak istemez
Anlatılır, gerçeği hisseder, fakat elbette kabul etmek istemez
Havadis ve magazin bilgiyle yaşar durur. Gerçeğine, hürriyetine ulaşamaz
Bilgi maksatlı kişi asıl BİLGİYE ulaşamamış olur böylece
Halkın seçeceği şurada dursun,
halk kendi menfaatini (bi çırpıda) tespit edebilecek bir yapı taşımaz
Bu yüzden halktır zaten, halkın %90’ı avamdır
Ancak eğitim alabilenleri dünya meselesini kavrar
Bugünkü üniversiteler de aynı şeyin iddiasında değiller miydi!?
Ancak 250 yıldır bu iddialarını gerçekleştiremedikleri şöyle dursun,
halka pompaladıkları “hürriyet-eşitlik-kardeşlik” radyo dalgalarıyla
250 yılda 7 milyar “demokrat kafa” frekansladılar!
Demir ağlarla ördüler insanlığın zihin cephesini
Sadece bizim bölgede ilk 10 yılda yarattırılmış 15 milyon sipariş söz konusu
İşte zihin işgali!
Çakma çağın musluğundan beyinlerimize bir sulama kanalı açıldı ve
kolay dolum için akıl yürütme istasyonlarımıza çağdaş pompalamaya duyarlı
(oring contalar) takıldı ki hiç sızdırmaz (baknz.) zihin uçlarımız soketlidir
Algı elektriği, bu soket tertibattan yerleştirilir… Tam bir ‘Baraj Kafa!’
Yükle-doldur-boşalt. Çıkan enerji sana kurşun olarak dönsün!
“Eyy! Değirmen Kafa Arkadaş!
Anlıyor musun? Kimin suyuyla kimin denesini öğütüyorsun?”
Onyediseksendokuz‘da tramboline çıkartılmış bu ‘demokrat kafalar’
ayakları hala yere basmadan (demokrasi temposuyla)
hop oturup hop kalkan ‘soket beyin’ takımıdır
Demokrasi kılıfıyla devletlerin başına atanan ‘küresel işgalin muhtarları’
emperyalist hünkarın modern sadrazamıdırlar
Türk’e durmak yaraşmaz deyip Türk’ü böyle durdurdular
DEMOKRASİ, Hayatın Doğasında Yoktur. GÖSTERİLEMEZ! başlığında yazı devam ediyor
Konuda bir önceki yazı DEMOKRASİ BİR MAVAL
/Okyanusta Şadırvan. 2010
Kelimelerde ayrıntı için Şadırvan Kavramlar Sözlüğü
Index
Toggle